• monoteist anlamda bir tanrı kavramı oluşmadan onu reddetmesi olanaklı olmayan filozof. sokrates döneminin atinasında yaşamıştır. empedokles'in felsefesinden etkilenmiştir. nous kavramını, yani maddeden ayrı bir ruh kavramını ilk düşünendir. fakat bu ilkeyi mekanik olarak düşündüğünden sokrates, platon tarafından zındık kabul edilmiştir. perikles ile kanka olduğundan ölümden kurtulmayı başarmıştır. öldürülmek istenmesinin nedeni de ayın ver dünyanın taş olduğunu söylemesidir. felsefeye düalizmi sokan insandır.
  • tanriyi reddeden ilk filozof.
  • çanakkale lapseki'dendi anaksagoras (i/ö 500-428)
    felsefesinden anladığım şudur:
    önce kaos vardı , evreni oluşturacak elementlerin bir bulamacı halinde oradaydı. (neredeydi diye sorma).

    neden o kadar bekledi ve harekete geçiren neydi bilinmez ama onca bekledikten sonra aniden nyx (gece) ve erebus (ölümün dipsiz kuyusu) ondan ayrıldılar.

    yine gariptir ve neden olduğu bilinmez ama bizim lapsekili , eros (aşk) ve aether'in ("yüksek hava") de önceki ikisinden doğduğunu hükmetmiştir.

    sonra işler düzelmeye başlar. ve önce güzellik ve düzen ortaya çıkar .
    sonra da aşk, gece ve gündüzü doğurur.

    nasıl atmış değil mi? ama öte yandan yaradılışı mitolojinin keyfi dünyasından çıkararak ilk defa bilimsel bir kuramla açıklama çabasıdır bu. inancın bilimle çatışmasının ilk meyvesi.

    anaksagoras bilimselliğin babası, bilgiyi baş tacı eden hekesi hepimizi, tabuları yıkan afacan kalbiyle çağlar öncesinden kucaklıyor.
  • "in everything there is a portion of everything." diyerek o zamanlardan maddenin, yoktan var olamayacagi ve vardan yok olamayacagini anlamis, ilerigoruslu, zeki insan.

    (bkz: aferin oglum)
    (bkz: otur bes)
  • ay'in gune$'ten gelen i$igi yansittigini iddia ettigi icin hapse atilan filozof.
  • yunan doğa filozofu. klazomenai'de doğan anaksagoras atina'da bir okul açarak perikles, euripides, arkhealos(bazı yazarlara göre sokrates), vb. bir çok öğrenci yetiştirmiştir. bazı parçaları günümüze kadar kalan tabiat üzerine adlı bir eser yazdı. platon'un phaidion'unda sokrates onun dersinden söz açar.

    anaksagoras, cisimlerin birbirine benzer çok küçük parçalardan oluştuğunu savunmuş, zekayı (nous) bütün bunların üzerine yerleştirmiştir. "başlangıçta çok büyük bir kaos varken, zekanın gelip her şeyi düzene soktuğunu" ileri sürmüştür. yıldızların hareketini, evrenin dönüşünü ve dünyayı bu zeka yönetiyordu. ona göre doğa, gözle görülemeyecek kadar küçük parçacıklardan meydana geliyordu. her şey küçük, daha küçük parçacıklara bölünebilir ancak en küçük parçada bile her şeyden bir şey vardır.

    plutarkhos'un anlattığı bir olay onun gerçekçiliğini yeterince belirtir. atina'da perikles'e karşı olanlar buldukları tek boynuzlu bir danayı öne sürerek perikles'in diktatör olacağı propagandasını yaparlar. anaksagoras kalabalık bir topluluğun önünde söz konusu boğanın başını ameliyat ederek iki boynuzun oluşmasını engelleyen anormalliği açıklar. tanrısızlıkla suçlanıp ölüme mahkum edilince, atina'yı terk etmek zorunda kaldı.

    anaksagoras, astronomiyle de ilgileniyordu. gökyüzündeki tüm cisimlerin yer ile aynı maddeden meydana gelmiş olduğunu öne sürüyordu. bu fikre bir meteoru inceledikten sonra varmışdı. bu nedenle başka gezegenlerde de hayat olduğu düşünülebilir, diyordu. öne sürdüğü fikirlerden bir diğeri de güneş'in bir tanrı olmayıp peloponnesos yarımadası'ndan irice, kor halinde bir kütle olduğuydu. ayrıca anaksagoras, ay'ın ışığını güneşten aldığını varsayıp ay ve güneş tutulmalarını bununla açıklamıştır. ayrıca, hayvanların anatomilerini incelemiş ve balıkların solungaçlarıyla nefes aldığını keşfetmişti.
  • milattan önce 5. yüzyılda ya­şamış olan yunanlı filozof.anaxagoras’ın öğretisi ne göre, evrenin ilk başlangıç halinde, yaratılmamış olan tüm tohumlar, varlığın sonsuz küçük parçaları birbirlerine karışmış bir durumda bulunuyorlardı. bütün bir varlık kütlesi, sonsuz sayıda küçük tohumun bir karışımıdır. bugün varolan dünya, söz konusu kütle ya da karışımı meydana getiren tohumların ayrılıp bir araya gelişinin bir sonucudur.
  • “ülken seni hiç ilgilendirmiyor mu?” diye soranlara, “sus,” dedi ve gökyüzünü göstererek, “ülkemle çok yakından ilgileniyorum” diye ekledi.

    (bkz: diogenes laertios)

    rivayete göre dinsizlik ve vatana ihanetten çocukları ile birlikte ölüme mahkûm edilir ve bu karar yargıçlar tarafından kendisine bildirildiğinde şöyle der:
    “doğa, beni ve onları çoktan ölüme mahkûm etmişti.” *
    önce çocukları öldürülür ve anaksagoras'ın hiç tepki vermediğini görenler ona bu durumu sorduğunda -belki de stoacılığın atası sayılabilecek- şu cevabı verdiği söylenir:
    “ben onlara babalık yaparken zaten ölümlü olduklarını biliyordum.”
    ölüm sırası kendisine geldiğinde ise son arzusu sorulur ve şöyle dediği aktarılır:
    “her yıl benim ve çocuklarımın ölüm ayına denk gelen bu zaman çocuk bayramı olarak kutlansın.”

    (bkz: satyros)
    (bkz: diogenes laertios)
  • doğum yeri olarak bugün urla yakınında bulunan eski adıyla klazomenai şehri gösterilir. bu şehrin soylu ailelerinden birine mensuptur. bütün servetini, hayatını adadığı bilimsel araştırmalar uğruna tüketmiş olduğu rivayet edilir. i.ö. 468 yılında düşen bir gök taşını incelemiş ve onun kızgın bir taş kitlesi olduğu kanaatine varmıştır. anaksagoras atina'ya yerleşmek için gelen ilk düşünürdür. böylece atina felsefe dünyasına girmiştir. burada iyi karşılanmış, dönemin en güçlü kişisi olan perikles'in dostu olmuştur. devrin başka bir önemli siması olan tragedya yazarı evripides'le de dostluk kurmuştur. gök cisimlerini incelemesi ve gök taşının düşmesi onu evrensel düzenle ilgili yeni kuramlar geliştirmeye itmiştir. ay ve güneş tutulmaları, gök taşları, gök kuşağı ve peloponnesos'dan daha büyük ve ışık saçan bir kütle olarak tanımladığı güneş ile ilgili bilgiler vermeye çalışmıştır. gök cisimlerinin dünyayla aynı yapıda olduğunu ileri sürmüştür. bununla birlikte bu kuramları halkın inançlarına ters düşmüştür. zira o dönemde güneş yunanlılar için bir tanrıdır ve onu bir taş olarak nitelendirmek büyük saygısızlıktır. bu nedenle i.ö. 450'de anaksagoras, perikles'in siyasi karşıtları tarafından, yerleşik inanca karşı geldiği gerekçesiyle mahkemeye verilmiştir. perikles sayesinde serbest bırakılmışsa da yine de atina'dan ayrılıp iyonya'da bulunan lampsakosa (şimdiki çanakkale-lampsakos) gitmeye zorlanmıştır. i.ö.428'de orada ölmüştür. ölümünden sonra lampsakos agorasına heykelinin dikildiği ve de öğrencilerin onun ölüm yıldönümlerinde anma törenleri düzenledikleri söylenir.
  • perikles ve sokratesin hocası olan yunan filozof. felsefi tanrıcılığın babası sayılır.
hesabın var mı? giriş yap