• çok gerçekçi ve bu nedenle dönemi için çok cüretkar bir film. aslında bugün için bile öyle sayılabilir. üstelik sağlam bir adalet sistemi eleştirisi. mahkeme filmleri konusunda witness for the prosecution ile yarışabilir. ama ikisinin plot'u çok farklı. sanırım sorguladığı temel değerler açısından 12 angry men ile aynı kulvara koymak daha mantıklı.

    oyuncular açısından tam yıldız geçidi (ben gazzara, lee remick, georg c. scott) ama james stewart kesinlikle karakterin yaşadığı dönüşümleri aktarırken oyunculuk dersi veriyor.

    film, bir askerin karısına tecavüz edilmesinin ardından ona tecavüz edeni öldürmesi üzerine kurulu. muhafazakar bir amerikan kasabasındayız, don lafını duyunca utanan bir hakim ve jürimiz var, askerin avukatı sıradan ve tecrübesiz bir taşra avukatı üstelik akşamları piyanosuyla müzik yapıp alkolik kankasıyla takılmaktan ve gündüzleri de balık tutmaktan hoşlanan tembelliği sanat haline getirmiş biri, tecavüz kurbanı ortam için fazlasıyla hafifmeşrep kaçan ve bu nedenle tecavüz iddiaları dahi çürütülmeye çalışılan güzel ve seksi bir kadın, maktul ise bir yandan kore'de savaşmış bir kahraman öte yandan kahramanlığı ve madalyaları savcı tarafından öldürmeye aşina olmakla eş tutuluyor. tüm karakterler çok katmanlı, hiç biri en başta yapıştırdığımız şablonların içine sığmıyor çünkü başa dönersek film çok gerçekçi, yani siyah beyaz yok, herkes gri tonlarda. filmde tek bir ideal karakter yok. işin aslı yargılama bile idealize edilebilecek durumda değil.

    --- spoiler ---
    kadın gerçekten tecavüze uğradı mı? kocası gerçekten cinnet geçirip mi öldürdü yoksa aklı başındayken soğukkanlılıkla mı öldürdü? film kesin cevapları vermiyor (tabi büyük ihtimalle final yüzünden gayet taammüden cinayet olduğunu düşünüyoruz) zaten cevapların önemi yok çünkü önemli olan adalet sisteminin olayları nasıl sonuçlandırdığı.
    --- spoiler ---

    uzun bir film ama özellikle mahkemedeki çapraz sorgu sahneleri çok zekice yazılıp güzel oynanmış, bu yüzden zamanın nasıl geçtiği anlaşılmıyor.

    hamiş:müzikler bizatihi duke ellington tarafından yapılmış ve filmin ana karakterlerinden biri gibi.
  • bir kere eli yüzü epeyce düzgün bir mahkeme filmi. uzun süresine rağmen keyifle ve merakla izleniyor. bunun dışında sanki amerikan adalet sistemini tanıtmak için çekilmiş izlenimi uyandırdı bende. zira davalı ve davacının son konuşmaları hariç mahkemenin bütün safhaları dikkati çekecek şekilde veriliyor.

    -- spoiler ---
    mahkemenin başında jüriye yöneltilen detaylı sorular, tanıkların yemin süreci, mahkemede şerife düşen görevler, filmin sonuna doğru juri sistem üzerine james stewart'ın yardımcısının sözleri vs.

    --- spoiler ---

    dikkat çeken ikinci nokta ise hollyywood meşhur kısıtlayıcılığının bu filmde olmaması. zira bırakın cinselliğin konuşulmasını ima edilmesi bile zorken amerikan sineması'nda bu filmde kadının donu üzerine epeyce bir muhabbet yürüyor.
  • uzun bir süredir elimde olan ama 2,5 saati aşan süresi yüzünden sıkıcı olabilceğini düşündüğüm için hep izlemeyi ertelediğim filmdir. gel gör ki senaryo ve oyunculuklar iyi olunca sürenin uzunluğu ve filmin yarıdan fazlasının tek bir mekanda geçiyor olmasının falan pek bir önemi yokmuş. kısaca sağlam bir filmdir, izlenmesi gerekir.
  • dönem hollywood filmlerine ait; yakışıklı adamlar ve güzel kadınlar, zeki kahramanlar ve (türk filmlerine de bol bol yansımış) mahekeme salonuna son dakikada gelen sürpriz tanıklar gibi unsurları barındıran keyifli bir film. filmin başından itibaren ortada bir cinayet, bir de tecavüz vakası bulunmasına rağmen genel havanın bir an bile dramatik olmadan eğlenceli ve tasasız geçmesi gerçekçilik unsurundan bir şeyler götürüp tipik parıltılı bir hollywood filmi statüsüne sokuyor. bu türden de zevk alabiliyorsanız çok beğeneceğiniz film, fazlasını beklememek gerek yalnız.
  • kurgusundan çok,ortak hukuk sistemini tanıtmasıyla ilgi çeken film.
  • oyunculukları mükemmel ancak senaryoyu yetersiz bulduğum film.

    --- spoiler ---
    hafif spoiler içerir.

    --- spoiler ---

    filmin ismi uyumsuz gibi sanki. bir cinayetin anatomisi dendiği zaman cesedin üzerindeki parmak izleri, cinayet yeri,saati gibi şeylerin araştırılması bekleniyor.
    filmin sonunda bu tür cinayet filmlerinde olduğu gibi seyirciyi şaşırtacak çok ilginç bir son bekleniyor. film boyunca acaba gerçekten suçlumu, yoksa cinayeti işlettirecek başka sebepler mi vardı şeklinde izledim. ama sonu epey sıradan geldi.
    ama james stewart hayranlığım bir kat daha arttı. teknoloji günümüzdeki gibi olmadığı için 50 lerde , oyunculuklar çok öne çıkıyor. mimikler, bakışlar, el kol hareketleri...

    --- spoiler ---

    --- spoiler ---
  • sıkıcı olmayan fakat ortalama senaryoya sahip mahkeme filmi. film, sadece bir dava sürecini izletmek için çekilmiş gibi sanki. alın abiler bizde mahkeme bu şekilde işliyor demişler. afişi filmden daha güzel.
  • hakim amcanın tontonluğuna hayran kaldığım film.
  • 12 angry men den sonra izlediğim en iyi courtroom drama. 3 saate yakın bir süresi var ve bunu ancak film bittikten sonra fark ediyorsunuz. bunda en büyük pay sanırım muhteşem soundtrack'e ve komedi/ciddiyet dengesinin, gerçek hayata yakınsar bir denklikte sağlanmasına ait. bir de ah şu eski aktristlerdeki zerafet. (zerafet evet, e'yle çünkü bu kadınlar için zarafet yazan karşısında beni bulur; hem galat-ı meşhur lugat-ı fasihten evladır derler) başlangıç ve sondaki animasyon muhteşem, zamanın teknolojisini düşününce, sanırım o zamanlar izlesem kafayı yerdim.

    işlediği konunun hakkını veriyor, bildiklerimiz ve gerçeğin arasındaki, bir sis perdesiyle örtülmüş o boşluğu, tutku ve suçu, şehvet ve kıskançlığı, hepsine değinerek ve hiçbiri hakkında kesin yargılara varmadan anlatıyor. anlatıyor demek belki ağır kalır, sanki bütün bunlara birkaç güzel yüzle tanıklık ediyor, izleyiciye ettiriyor.

    bu klasik filmlerin bazıları var, sırf zamanının ötesinde diye meşhur oluyor, sonra sanat seviciler sahiplenip, abartıyor. filmin değeri adeta kendini gerçekleştiren bir kehanete dönüşüyor, daha çok kişi filmi beğendikçe, beğenmeyenlerin sesinin çıkması zorlaşıyor. sanki gerçek hayatta yapılan bir conformity deneyi. bu film işte o klasiklerden biri değil bence ve statüsünü sonuna kadar hak ediyor.

    --- spoiler ---

    twelve people go off into a room,
    twelve different minds, twelve different hearts,
    from twelve different walks of life.
    twelve sets of eyes, ears, shapes and sizes.
    and these twelve people are asked to judge another human being,
    as different from them,
    as they are from each other
    and in their judgement they must become of one mind.
    --- spoiler ---
  • az önce izlediğim enfes film. benim için filmi çekici yapan 59 yapımı ve mahkeme temalı olması. film de 12 angry men havası sezdim. filmin en güzel diyalogları ilk 60 dakikaden sonra başlıyor ve gerçekten çok zekice işlenmiş . biegler ile dancer mahkemede o kadar güzel restleşti ki. arada yerimden kalkıp dolaştım sonra bi daha oturdum
hesabın var mı? giriş yap