• bugün itibariyle 75 yaşına girmiş. hey gidi.
  • hem kışkırtıcı hem de masum olan güzelliği ve aurasıyla 60lı yıllarda kameranın önüne geçtiğinde kameranın arkasında kim olursa olsun güzel bir film ortaya çıkarabilecek bir personaya sahip danimarkalı nouvelle vague tanrıçası. kendisi dünyayı 60lı yıllarda güzelliğin tanımını yeniden yapmaya zorlamıştır:

    https://mymidsummergarden.files.wordpress.com/….jpg

    kate moss gibi moda ikonlarının sinemadaki karşılığı ve öncüsüdür.
  • geçen seneden beri yazan olmamış. 76 olmuş.
  • vizyon sahibi birçok yönetmenle çalışmasına karşılık hassaten godard'ın yapıtlarında yarım kalmış bir şiir gibi buruk, bazen burnu havada, kimi kez güzel olduğu kadar doğal, bazan bir monologun orta yerinde objektife bakan masum bir portre, kimi zaman sadakatsiz bir femme fatale, ama her defasında yarım kalmış bir şiir gibi tamamlanmamışlık hissiyatı bırakan cinsel cazibe unsuru. fassbinder'ın çin ruleti'nde ise bir frijit gibi donuk ve natamamdır gene. aşk tanrıçası venüs bütün frijitlerden korusun bizi.

    özetle godard, karina'yı yaşayan bir şeye dönüştürmüş, ona ışık aracılığıyla hayat kazandırmıştır. o hep godard'ın filmlerinde yaşamaya devam edecektir; sonsuza dek.
  • godard sinemasının ve fransa kökenli nouvelle vague akımının kült ismi ve yüzüdür. godard'la işbirliği içinde olduğu dönemde ikisi de kariyerlerinin zirvesini yaşamıştır. 60'lı yılların geride bırakılmasıyla, sinemanın bu marjinal, deneysel ve karmaşık çağı da geride bırakılmıştır.

    anna karina'nın en çok öne çıkan yönü, karmaşık ruh hallerini bir arada yansıtmayı başarmasıydı. godard'ın politikayla, mizahı; aşkla absürtlüğü bir araya getiren alışılmadık senaryolarına bu nedenle en çok oturan isimlerden birisiydi. internetin yaygınlaşmasıyla 2000'lerden sonra şöhreti daha da artmış, bir kuşağın sembollerinden biri haline gelmiştir. anna karina, 60'lı yıllardaki özgürlük temasının ve bilhassa kültür devriminin merkezlerinden biri olan paris'le özdeşleşen fransız kadını metaforunun sembolü olmuştur ve filmlerinin ötesinde yaşam biçimiyle, jestleriyle ve enerjisiyle kuşaklar boyunca birçok insanı etkilemiştir.
  • ikimizden biri bu diyardan göçmeden elf gözlerini ister 100 yaşında olsun bu canlı, fani gözlerimle görmek istediğim...nana, angela, odile, veronica, şehrazat, natacha, anna, irene, yabancının marie'si ve bulunamayan izlenemeyen pek çok filmin farklı yüzü ile tabii ki marianne, en çok sevdiğim.

    konuşamayarak utandırsam da kendimi, düşüp bayılsam da tanışmak istiyorum, evren duy sesimi.

    zaman makinesi olsaydı da une femme est une femme ya da jean luc le pardon pierrot le fou setine sızsaydım beyin iptal zaten.

    tanım : benim için dünyanın gelmiş geçmiş en güzel kadını. üstelik güzelliğin üstüne boş değil etkileyici bakışlara ve gözlere sahip. seni yıllar sonra bile ağlatıp program terk ettiren jean luc le fou lar utansın.
  • çok güzel bir kadın anna karina..
  • idolümdür. dünyanın en güzel bakan kadınıdır. tekrar tekrar pierrot le fouizleme sebebidir.
    (bkz: marianne renoir)
  • hayvani güzel bir kadın. hayatımın aşkı olan kıza da aşırı benziyor. lakin öyle kötü yaşlanmış ki, insan inanamıyor. zaman acımasız.
  • (bkz: vivre ensemble)
    (bkz: victoria)
hesabın var mı? giriş yap