• beyninini taşıdığını bilirsin, sen onu taşıyorsundur. fazlalıktır. birisi konuşurken dikkatin bozulur. her an yanlışa gebe olduğunu bilirsin çünkü şaşkınsındır. anına yoğunlaşamazsın hep başka bi andasındır. ve hep anları kaçırırsın. kaçırdıkça hıncın büyür, yaşamaktan soğursun. duymak istediğin sözleri bir türlü duyamazsın. sadece nefes alırsın ve içinde tutmadan verirsin. ölümse aklında yoktur. kötü hissetmek için ona bile gerek duymama anıdır işte yakaladığın.
  • yalnızken, kendi kendine geçmişini yad ederken, ne kadar aptalmışım, demek
  • akıllı olmaya atılan bir adımdır.
  • geçmiş günlerini anımsayan, önceden çok daha zeki olduğunu düşünen birinin aslında gayet normal bir insan düzeyinde olduğunu düşünmesi olayıdır. insanın kendini kötü hissetmesine neden olur ve alışmak oldukça zordur. hayattaki büyük bi değişikliğin yarattığı daha da büyük bir değişikliktir aptal olduğunu düşünmek. oluşturacağı etki ise hepsinden büyüktür.
  • bir zeka pırıltısı, akıllı olduğunu düşünürken günün birinde aptal olduğunu fark etme olasalığını ortadan kaldırır
  • ozellikle sakarlik anlarinda ve yeni tanisilan bir grubun icinde konusmaya calisirken basarisiz olundugunda hissedilen berbat duygudur. oysa ki bulbul gibi sakiyip kahkahalar attirabilecek espri kabiliyetiniz vardir. ama o anda yoksunuzdur iste.
  • aptalların yapmayacağı bişiy..
  • zeki olduğunuzu asla dile getirmemenize rağmen, çevrenizdeki sizi seven kişilerin düşüncelerine kapılmanız ve bilinen çevreden ayrılıp yeni insanlarla tanışmanız sonrasında içine düşebileceğiniz (çoğunlukla anlık olan) karmaşadır. artık biliyorsunuzdur çünkü; sizden daha zeki kişiler, sizin ileride yapmak istediklerinizi daha şimdiden başarmış olanlar vardır. ortalama bir insansınızdır belki ve yıllar boyu farklı olduğunuzu zannettiğiniz için aptal gibi hissedersiniz. ya da ortalama falan değilsinizdir. gerçekten bir ışık yayılıyordur sizden. fakat yaptıklarınız, yapabileceklerinizin yüzde 30-40'ı bile değildir. pişmanlık duyarsınız, aptallık etmişsinizdir çünkü.
    aptallığı zeka ile birleştirmeyi bırakarak, şu şekilde de düşünebiliiz: istediğiniz her şeyi gerçekleştirmişsinizdir. var olan yeteneklerinizi harcamamış, hepsini kullanarak kendinize ve çevrenize yararlı olmuşsunuzdur ama tüm bunları yaparken bazı şeyleri arka plana itmişsinizdir. tüm kazandıklarınızın bir hiç, arka plana ittiklerinizin ise yaşamın ekseni olduğunu fark etmek de aptal olduğunuzu düşündürtebilir size.
    hayat, optimumu sağlamak olan bir problem değildir sonuçta. kendimizi en tepede hissettiğimiz anlar olduğu gibi, dibe vurmuş olarak hissettiğimiz anlarda olacaktır. aslına bakacak olursak; hayatta optimumu sağlamak demek, yaşamı askıya almak demektir. aptal olduğunu hissetmek ise, yaşadığımızı anlamaktır. hata yapmak, bu hatalardan ders almak, yeni hatalara yol alıp tekrar afallamak...
  • böyle olduğumu düşünüyorum artık. hiçbir şeye odaklanamıyorum. her şeyden canım sıkılıyor. herhangi bir konuda yeteneğimin olduğunu sanmıyorum. doğrusu bir şeye gerçekten ilgim de yok. içimde bir sıkıntı var. ne zaman yetenekli birini görsem eziliyorum. sonra diğer aptallara bakıyorum ve onlardan biri olduğumu anlıyorum. içtenlikle.
  • “herkeste deha vardır ancak bir balığı, ağaca tırmanamıyor diye yargılarsanız, tüm hayatını bir salak olduğuna inanarak geçirecektir.”

    (bkz: albert einstein)

    abd li olimpiyat altın madalyalar sahibi michael phelps adlı yüzücünün yeteneklerinin keşfedilme sürecini öğrenilmesi tavsiyedir.
hesabın var mı? giriş yap