• kerkenez demek istedim, çünkü seni özledim.
  • (bkz: phd candidate) **
  • bulutlar üzerindeki anılar diyarında kırmızı eteği ile arz-ı endam eden ay parçası. hayır hayır ayçöreği...

    "bir döneyim, ilk iş..." listemde zirveye oynayan: reyhan'a rokoko yemeye mi gitsek, tavukçu'da kafaları mı çeksek? en iyisi mi biz, bilkent köprüsünün altında buluşsak!

    -pişşşt arieeen, aha aha! aha aha diyorum yaaa aha aha!

    mantarlı pide de olur, onu da yeriz.
  • baldan tatli biricik tursucuk.

    hayir simdi tursu dedim kedi uzanamadigi cigere mundar dermis misali goremedikten konusamadiktan sonra baldan tatliymis nolcak; annem olsa ustune limon sikar sivi haline gelene kadar karistiridi. sabir meselesi...

    (ara: 3 ay)
  • insanin elini ayagina dolastiran bir sut kopugudur. burnun ucuna yerlesir, komiktir ama lezzeti vazgecilmezdir. zaten gergin olan caylakliktan yazarliga gecis gunleri onu tasvire kalkisinca daha da zorlasir. huzurdur. guvendir. hiperaktifligin sukunete dondugu siginilacak limandir ve demir almak gunu hicbir zaman gelmeyecektir.
  • hep güzel haberler verendir, ermiştir. başa yıkılan dünyaları hemen yeniden kuran biricik böcektir, dosttur, muhteşemdir. hayati arienden önce ve arienden sonra olmak üzere ikiye bölendir, bütün güzel sıfatlar tekelindedir.
  • sahnelerin olmasa da gönüllerin front girl'üdür. gecelerin ve sokakların onlardan sorulduğu muhteşem ikilinin muhteşem kısmını oluşturur. bu noktada ankara'nın deniz manzaralı tek evinin sahibesi olduğu, ilk notasını duyduğu şarkının ne olduğunu anında anlaması hatırlanmalı, doğa üstü güçleri ve içgüdüsel latin figürleri tezahüratlarla karşılanmalıdır.
    bir de sokakların sahibi olduğumuzu bilmeyen talihsiz kişiler tarafından zaman zaman kaç kişi olacaksınız diye sorulandır. ama bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinlerdir, onlar nereden bilsinlerdir eğlenmek mevzu bahis olduğunda "bir böcek dünyaya kederdir, iki böcek bize yeterdir". bunu da şimdi buldum. peh peh peh.
  • hepimize yeticek kadar lobu olan, kahve ve beyazın en bi güzel kombinasyonu.
    gülmek bir insana bu kadar mı yakışır? sorusunun yanıtı, ta kendisi.
    her zaman nasıl olup da bu kadar parlayabildiğini merak ettiğim bir shining star.
    bıdır bıdır bir ton yakaladığımız, çok şenlikli ama bir o kadar da tüketici olan günlerimizde bir nevi meditasyon gibi. bir rahatlama, bir mutluluk, bir enerji salıveriyor insanın içine çaktırmadan o parıl parıl gözleriyle. o konuşsun biz dinleyelim, o sussun biz seyredelim. hep gülelim. hep eğlenelim.
    çok sevdim çok.
  • acil durumlarda ilk "kurtaracak"tır bu kişi. kriz anı destek hattıyla en kötü gecelerime telefonla bağlanmış, km.ler ötesinden huzur aşılamıştır. birlikte içilen papatya çayları gibi, kabağın içine konan peynir gibi, tuvalet kağıdı reyonunda karşılaşılan ablaya gülmek gibi, hiç tanımadığınız güvenlik görevlisinin yolda sizi durdurup balon hediye etmesi gibi... hayata dair bunca minik ayrıntı gibi, sesiyle, hayata bağlamıştır. hep daha fazlasını isteyen insanoğlu bünyesiyle, telefon görüşmeleriyle yetinemediğim; kokusunu, bukleli topuzunu, beyaz ellerini yanıbaşımda istediğimdir.
  • o bir carmen, o bir kardes, o eskilerin de eskisi kadim dost, o bir soguk manti partneri, o bir o bir en sevilen ve hep sevilen. tabi butun bu tanimlamalara kendisinin 21 yillik dedikodu arkadasim oldugunu eklemezsem tanim cok eksik kalir*
hesabın var mı? giriş yap