• bir soyadı daha mevcut olan (önel) 1954 doğumlu kadın şair. ilk şiir kitabı imiş elimdeki maviler de eskidi bir de kırmızı firarisini bilmekteyim genellemesever yanım renklere bir düşkünlüğü var demekte bu yüzden.

    köyden kelimeler taşır şiirine, bütün ukalalığımla bazen biraz zorladığını hissederim bunu. çok da gizlemediği göndermeler yapar isimleri doğrdan söyleyerek. cahit külebi okumuş gibidir sanki. ama cahit külebi değildir hiç mi hiç. bolca kadınlık vurgusu vardır ama ne feminen ne de feminist bir kadın vurgusu bencağıza kalırsa. konuşur gibi yazılmıştır şiiri, ama biraz kesik kesik.

    hakkında daha fazla ahkam kesmeyeyim*, şiir raflarının bu çok da fazla satmayan* şairinin.

    örnek verelim bari şiirine
    (bkz: ummak/@ruzgara kapilmis agac parmagi)
  • kadın gibi kadın. öyle her yerde denk gelinmezmiş şiirlerine. fakat şiir deryasında bir ara denk geldiğinizde okur ve durursunuz. öyle güzel.

    "bir leylaydım, bin ademden
    nice mecnun yarattım

    ecel bendim, iksir bendim, huri ben
    merak arkadaşım, ateş ruhuma bela
    göze candım, köre mana
    gizlendiğim tenhalarımı buldular
    asi hayvanlarım evcil odalarda
    tufanlarımdan habersiz uyudular
    ..."
  • şiirine örnek:
    ...
    herkesin kışı kendisine kar
    eriyişlerden geçitler yapıyorum
    bir ucunda benim şarkım saklanır
    bir ucunda senin sazın
    çıldırarak tel kırar

    bugün çok fazlayım kendime
    birazımı al
    ...

    http://siirantolojim.wordpress.com/…siiri/page/217/
  • dağlarca şiir ödülü jüriliği yapan şairdir.
  • tutkulu bir ablamız.

    örneğin;

    "aşk

    bu meyhane seninle mi kalabalık ansızın
    sen mi getirdin denizi eski koylardan
    dizin dizime değiyor, rakılar boz bulanık
    yüzümüzde sevda portrelerinin karakalem çalışması
    tabaklarımızdaki balık iskeletine bakıyoruz
    kemancı ıtri’den, biz mahilerinden mahmur
    giderken yorgun, tipi yemiş ve uykusuz
    sana göstermeden kıvılcım çaldım gözlerinden
    ateşin sesi bu, tutuşmasından anlıyorum
    bardaklara alazların parıltısı çarpıyor
    bu meyhanede kuş sesleri yoktu eskiden
    sen mi açtın tüm kafeslerin kapısını
    kanadın kanadımda susuyoruz
    bu meyhane seninle mi kalabalık ansızın
    seninle mi sesini yükseltiyor su
    sonra bir kelebek oldun, ceneviz’li matador
    pelerinlerinle sardın incecik kadınları
    tüm öpüşlerini göl kıyısında yosunlara gömdüler
    o şiirin taslaklarını getirdim, bak işte yalnızlığın
    yoksa niye ürpereyim sakalının kokusuyla
    elin elime dokunurken tel telde ısınıyor
    bunca renkle baş edemem, çürür kırmızı
    poyrazlarım kente iner sen yokken
    kurtlar ısırır yalnızlığımı
    şarkı hırsızlığına başlarım, bak! önceden söylüyorum
    ellerinin ellerime değen uğultusu başka nasıl saklanır
    aşk da yorulur çok bedende gezinmekten
    sesin yüreğimin kapısını çalıyor
    hız alır aşk çarka dönen yürek pervanesinden"
  • bir yanlis anlasilmadan dolayi beni az daha disipline veriyordu. derdimi de anlatamamistim, agzimiza sicmisti :)

    allahtan araya mehmet alkan girmisti de yirtmistik.
  • "sözle oyaladım gönlümü, geçti zaman
    öyle birden değil seni, hiç değil
    seve seve eskittim anılar ortasında"
hesabın var mı? giriş yap