aşk

• hazinedir.
  bulabilene aşk olsun.
• aşk ve sevgi sözcüklerine çok çeşitli anlamlar yüklenebilir. eski yunanlar üç çeşit sevgiden söz
  ederlerdi; agape: tanrı'ya, aileye duyulan sevgi ya da görev aşkı; filia: dostlara duyulan sevgi; eros: sevgiliye duyulan aşk.
  
  günümüzde, sosyoloji profesörü john alan lee'nin aşk biçemleri kuramı'na göre sevgililer arasındaki aşkın da altı temel 'rengi' var:
  
  - eros (tutkulu aşk)
  - ludus (bir zafer olarak aşk, bir tür oyun)
  - storge (ruh ikizleri arasındakine benzer, dostlukla başlayan aşk)
  - pragma (kalpte değil, kafada aşk)
  - mani (saplantılı aşk, çocukluk aşkları)
  - agape (bencil olmayan, özgeci, tinsel aşk)
  
  zıtların birbirini çektiği doğru olabilir, ne ki, birbirlerini benzer biçimde sevenlerin aşkı daha uzun sürüyor.
  
  kaynak: iyimserin el kitabı, iletişim yayınları
• benden uzun zaman önce ayrılıp giden olay. bilemem tekrar yaşanır mı, bunu göze alır mıyım? göze almamı sağlıcak bir hadise yaşanır mı?
• "olmayan" veya "kaybolan" ya da "yitip giden" olarak tanımlayanların henüz daha yolunda kaybolduğu hakîkat; evrenin yaradılış gâyesi ve dahi sonucu.
  
  aşk kaybedilmez; o her zaman benliğimizde vardır. lâkin sokaklarda dünyanın gündelik ve yalancı görüntülerinde kaybolursunuz.
  
  yüreğin pusulası temizdir; daima hakîkati gösterir.
• dün başka bir bağlamda böyle bir muhabbet geçti. iyi misin sorusuna şöyle bir cevap: ablacığım bir deyim vardır, çıkarıp şırrak diye masaya koymak diye, hâle tercümedir, dedim. şimdi kib'in yukarıdaki bedelli âşık sahnesini^* okurken bir dejavu, bir gülümseme vuku buldu dolayısıyla.
  
  ekleyeceğim şu var: âşığın ödediği bedeli hiçbir hilekâr alamaz, o koru tutmaya kimse cesaret edemez, ali gönüllüden maada. "o hileyi ona biz öğrettik" diyor zaten, allah'ın mekrinden emin olunmaz. fakat akabinde söylediği "ben kime âşık olursam onu öldürürüm, diyetini de ben öderim" sözünden bal gibi emin olunur. yani çıkarıp şırrak diye masaya koyduğunuz şey sahibinde, emin ellerdedir. bir hakk dostunun dediği gibi, her şey allah'a çalışır efendim, her şey allah'a çalışır. o tatlı, ürkek dere âlemi döner dolaşır, sonunda denize ulaşır.
  
  şifayı kapmışlara mübarek olsun. hüüp diye kapmışlar işte, daha ne olsun.
• hiç hissedemediğim duygu