• askerligin kebap yapildigina delalet sayilan forslu konum.
    (bkz: kebap askerlik)
  • kısa dönem er olarak sözlüğü bırakıp askere gitmesi gerekenlere bilgi olması açısından konuyu aydınlatmak, gelecek nesillere ışık tutması açısından yerinde olacaktır.

    askerlikte yazıcı adı verilen kadro görevi temelde ikiye ayrılır:
    -karargah yazıcılığı
    -bölük yazıcılığı

    bu ikisi arasında büyük farklar vardır. bölük yazıcısı 50-150 askerin işlerini takip ederken, karargah yazıcıları 500-2000 askerin işini takip etmek durumundadır. karargah yazıcısının nöbetlerini bölük yazıcısı belirler. doğal olarak da bölük yazıcısı kendisi için bir nöbet belirlemez. karargah yazıcısının muhatap olduğu komutanların rütbeleri hayli yüksektir, binbaşıdan tuğgenerale kaadar gider. bölük yazıcısı ise olağanüstü durumlar haricinde yüzbaşı ile muhatap olur. dolayısıyla yapılan bir hata sonucu başa gelebilecekler de rütbeye göre değişmektedir. buradan çıkarılacak sonuç bölük yazıcılığının karargah yazıcılığına göre katbekat avantajlı olduğudur. bölük yazıcısı kimdir, nedir, ne iş yapar, kebap askerlik neye göre kime göredir? şimdi bunlara bir bakalım.

    evvela bölük yazıcısı, bölüğünde yer alan 50 ila 150 adet erbaş ve erin günlük nöbetlerini belirler. haftasonları eratın çarşı izinlerini ayarlar. suç işleyenler varsa onların mahkeme dosyalarını hazırlar, yeri geldiğinde ifadelerini alır. her ay askerin maaş bordrosunu hazırlar. (evet, enflasyona endeksli maaş verilmektedir. er 10 milyon, onbaşı 12 milyon, çavuş 15 milyon) bölüğün bütün yazışmalarını takip eder. izne gideceklerin izin belgelerini hazırlar. bölüğündeki subay, astsubay ve uzman çavuşların özlük haklarını takip eder, yazışmalarını yapar. bölüğündeki 50-150 kişinin ad-soyad-rütbe-kadro-ana adı-baba adı-kan grubu-memleketini ezbere bilir. askerlerin subay-astsubay-uzman çavuşlarla olan sorunlarında aracı olur. üst makamlardan aylık olarak istenen binbir çeşit raporu hazırlar. subayların sunumları için powerpoint sunumları hazırlar.

    biraz meşakkatli gibi sanki ama daha bitmedi. buraya kadar yazılanlar bir günde bitecek işler değildir. nöbet saatlerine bozulan bir erden nöbet dönüşü kıçınıza kurşun yememek için nöbeti adil yazmak zorundasınızdır ki bir nöbet yazmak yeri geldiğinde iki saati almaktadır. üst makamlardan istenen raporlar her zaman için ertesi gün sabah 10'da teslim edilmek zorundadır ve rapor mesai saati bitiminde yani 17:00'de gelmiştir. uzun bir gece sizi beklemektedir, ama askerde vakitten bol ne vardır ki? istenen rapor sabaha karşı üçte biter ve yatağa sürünerek gidersiniz. sabah 6:00'da "koğuş kalk" haykırışları beyninizde yankılanır tekrardan. hasta olma şansınız yoktur, 40 derece ateşle yine bilgisayar başına geçersiniz zira çarkı döndürecek sizden başka kimse yoktur.

    oha ya bu kadar zorsa niye herkes kebap diyor o zaman sersem yarasa paşa, yok mudur hiç olumlu tarafları? diye sorarsanız, elbet vardır ağalar beyler derim. içtima denen illette genelde katılmazsınız, sabah sporlarına katılmama lüksünüz vardır. askerler arasında elinizdeki yetki ve güç nedeniyle itibar görürsünüz. gak deyince su, guk deyince et getirirler yazıhaneye. yemekhanede yemek sırası beklemezsiniz. izinden dönen erat getirdiği börek çöreği arkadaşları yağma etmeden önce ilk sizinle paylaşır. işinizi iyi yaparsanız komutanlarınız tarafından kafa iznine gönderilirsiniz. haftasonu çarşı izinlerinizi istediğiniz güne yazarsınız, nöbet tutmazsınız çünkü nöbeti siz yazmaktasınız. word ve excel'i gözü kapalı kullanır hale gelirsiniz, on parmak klavye kullanmaya başlarsınız.

    hasılıkelami askerliğin zoru kolayı yoktur, yeşilleri giydikten sonra çin de bir fizan da birdir*.
  • askerlikte vasifsiz adam süper adamdir. en önemlisi ast.sb yada sb. nöbetlerinde sabaha kadar çalismazsiniz... hele uzun dönem askerseniz...
    önüne gelen her er
    "abi benim tutanak ne oldu,mahkeme ne zaman"
    "tertibim bana kac kac yazdin"
    "agam benim izin kagidini hazirladiniz mi"
    "lan isin is sabahtan aksama kadar bilgisayar oynuyonuz"
    "tertibim seni nerede göstereyim karargah mi yoksa baska bir yerde mi" (başka bir yer derken...?)
    "yazici binbasina benim görev yollugunu imzalattinmi " (ebenin amina imzalatacam )
    "ne yapiyon bu saatte olum ne isin var (kapiyıda vurmaz rütbeliler )
    "mina kodugum yazicisi 3 gün yol vermemis"
    "mina kodugum yazicisi bir hatfadir 2-4 yaziyor"
    "oh pezeveng erat yemegide yemez" (bilmez ki mina kodugum yemekte sira bekleyecek kadar vakti yok)
    "ortagim birlik disinda görev yok mu lan cikarsa benide yaz olurmu tertibim"
    "çavuşa "çavuş neden yazicilar ictimaya gelmiyorlar biz kerizmiyiz (ulan am kafa sayil iste, sonra da gazino da tepin pic)
    "yazici kardes, benim seferberlik görev yeri neresi" (ananın örekesi)

    iste böyle daha sayamadigim milyonlarca cümlelere maruz kalirsiniz
  • "askerde bok temizle, ama yazici olma" deyi$i bo$ yere olu$an bir degi$ degildir, bu sebeptendir ki, yazici olmak size ofisboyluk, caycilik, $ak$akcilik, kolpacilik ve hattizatinda laser printer toneri olabilmecilik gibi vasiflar kazandirabilir. velakin, bir de bilgi i$lem biriminde yazici olmak vardir ki, o hepsinden apayri bir durumdur. zira, bir anda kendinizi internet'e 24 saat bagli adsl'li bir makinenin kar$isinda bulabilir, sistem odasindan ayrilmamak uzere askerlik gecirmek pozisyonunda bulabilirsiniz.

    askerde yazici olmayi planlayan dostlara, birliklerinin en yakinindaki obi $ubesini tespit etmelerini ve o $ubeye alinmak icin elden ve gotten ne geliyorsa hepsini yazmalarini nacizane salik veririm.

    aksi halde, (bkz: once barfiks cek sonra arz et)
  • lazer yazıcı ve scanner temalı fıkranın oluşum sebebi.
  • eger fizik olarak askerlige hazir degilseniz yogun gecen acemilikten sonra cennet gibidir yazici olmak.
  • ilk basta hersey guzel gorunur goze. diger erler gunes yagmur altinda egitim yaparken siz herkesin onunde komutandan izin alip ayrilirsiniz takiminizdan. ilk bir kac hafta boyle gecer. ama sonra farkedersiniz ki isin asli ameleliktir. birsey eksik ya da yanlis oldugunda o isi yanlis yapan her daim siz olursunuz. yuzbasi firca atar. takim komutani** firca atar. eli sikinde gezen astegmenler firca atar. neticede emredersiniz komutanim der huzurundan kacarsiniz. aksam yemegine gidemediginiz anlar olur. gece on iki de herkes misil misil yatarken siz ter kokan kamuflajlari giyip karargahin yolunu tutarsiniz.

    nerden bakilirsa bakilsin yapilmayacak istir. kuzu postuna burunmus kurttur.
  • eğer bölük veya batarya yazıcısı değilseniz, karargah yazıcı iseniz işiniz oldukça zordur. özellikle evrak denetlemelerinde gce yarılarına kadar evrak düzenlemek zorunda kalacağınız garantidir.
    s-1 (personel)
    s-3 (harekat ve eğitim)
    s-4 (ikmal)
    bunlardan birinde iseniz şimdiden size geçmiş olsun diyebilirim. ama iyi yanları da yok değildir... sonuçta iki ucu boklu değnek misali gün saymakla geçer günler.
  • bölük yazıcısı konumunda bulunan yazıcı küçük detaylarla en çok meşgul olmak zorunda olan yazıcı tipidir. kazan defterindeki, revirde yatanlar sayısını tespit etmekten tutun da gece 1-3 nöbetinde cephanelik nöbetini kimin tutmakta olduğuna, falanca uzman çavuşun doğum tarihinden, ordu donatıma iş emrinin hangi sayı numarası ile yazılacağına kadar milyon tane ayrıntıyı ezbere bilmek zorundadırlar. bu kadar çok detay onlara çok küfür olarak geri döner çünkü bu kadar çok detayla uğraşan biri küçük bir bölükte bile aynı anda onlarca kişinin tepkisini çeker. çok önemli olan nokta bölük komutanının size karşı tavrıdır. bölük komutanı tarafından kollanan bir bölük yazıcısı çok küfür de yese o bölük içinde güçlü biridir. bölük yazıcısının gücünü sınamaya kalkanlar üst üste 3-4 haftasonu çarşıya çıkamayarak ya da sürekli gecenin en pis nöbetini çelik yelekle tutarak adam edilirler. şimdi okuyunca pislik gibi gözüken bu yazıcı hareketlerini yapamayacak adamı da bölük yazıcısı yapmazlar. bölük yazıcılarının tüm askerlerden daha az uyku uyudugu ve gece gündüz birtakım yazışmaları, raporları, maaş bordrolarını, tutanakları yetiştirmeye çalıştığı, yemeklerde sırada bekleyecek, içtimaya çıkacak vakti olmadığı da doğrudur. 100-150 kişinin işlerini halletmek sanılan word-excel işleri adamı gece uyutmaz çünkü askerde "yetişmedi komutanım" diye bir açıklama yoktur. arada sırada da bilgisayarda film seyrettikleri tabi ki olur bu adamların ama yapılan angarya ile karşılaştırıldığında değmez.
  • bu tür insanlara kısaca "print-er" denir. bir de "scann-er" vardır ki üstünde fazla durmak istemiyorum.
hesabın var mı? giriş yap