• 2006 yilinda gosterime girecek olan yeni asterix cizgifilmi. asterix and the normans kitabindan uyarlanmis. 26 milyon dolarlik butcesi ile insani fecii beklentiye sokuyor, hadi bakalim..
  • imdb kayitlarina gore, artik tamamlanmis olan, ve fakat henuz hala izleyemedigimiz film.. bir de fransizca yapilip ingilizce dublaj yapilmasi yerine cift dilli olarak tasarlanmis..
  • 2006 yılı mahsulu stefan fjeldmark ve jesper møller tarafından yönetilmiş olan fransa / danimarka ortak yapımı animasyon film.

    çocukluk günlerine dönmek için kullanılabilecek iyi bir fırsat olarak yorumluyorum bu filmi ben. ben döndüm oradan biliyorum.

    (bkz: feel good movie)
    (bkz: izledim feel good oldum)
  • goscinny i mezarında ters döndürmüş olmalı bu film.
  • galyalı asteriks, asteriks ve kleopatra, asteriks ve on iki görev, asteriks sezar'a karşı, asteriks britanya'da, asteriks ve büyük savaş ve asteriks amerika'da adlı yedi uzun metrajlı çizgi filmden sonra sekizinci uzun metrajlı asteriks çizgi filmi. asteriks ve vikingler, 2006 yılının kasım ayında fransa'da gösterime girdi.

    dvd'si de piyasaya sunulan film, fransız - danimarka ortak yapımı. ayrıca ingilizce versiyonu fransızca versiyonunun üzerine dublaj olarak yapılmayıp, film her iki dilde de hazırlanmış.

    asterix dvdlerini türkçe'ye kazandıran umut sanat - palermo dvd'nin türkçe versiyonunu gündemine almış mıdır bilinmez; ancak dvdsini ele geçirmişken, çizgi film hakkındaki görüşlerimi paylaşayım istedim.

    asteriks ve vikingler, senaryosunu rené goscinny'nin yazmış olduğu ve 1967'de yayımlanan asteriks ve normanlar adlı çizgiroman albümü temel alınarak senaryolaştırılmış.

    şefin ağabeyi köye gelir, oğlu kuduriks'i (justforkix) kardeşine, onu bir erkek ve cesur bir savaşçı yapmak amacıyla kardeşine teslim eder. şef de en çok güvendiği iki savaşçısı, asteriks ve hopdediks'e bu görevi verir. gel gelelim kuduriks son model arabasıyla, tam bir şehir züppesidir. ayrıca gölgesinden bile korkmaktadır.

    bu sırada vikingler korkunun ne olduğunu keşfetmek için -korkunun kanatlandırdığını ve insanları uçurabildiğini düşünmektedirler- denizaşırı ülkelere sefere çıkarlar. yolları asteriks'in köyüne düşer, kuduriks'in "korkaklar şampiyonu" olduğunu öğrenirler ve ondan, kendilerine korkmayı öğretmesini isterler.

    buraya kadar goscinny'nin senaryosuyla paralel gidiyor çizgi filmimiz. ancak filmin senaristleri, kuduriks ve vikingler'i, onların ardından da asteriks ve hopdediks'i vikingler'in karlı vatanına göndermeyi uygun görmüşler.

    gerçekten, senaryonun orijinal hali kolay kolay bir uzun metrajı dolduracak zenginlikte değil. her şey köy ve çevresinde olup bitiyor. ancak mekân değişikliğiyle filmi herhalde daha akıcı ve zengin hale getirmeyi amaçladılar. oysa bunun için goscinny'nin senaryosunda köklü tahrifat yapmak ne derece mantıklıdır, bilinmez.

    yukarıda bahsettiğim mekan sorununu 80li yıllarda asteriks sezar'a karşı adlı çizgi filmde, iki çizgiroman albümünün senaryosunu birleştirip aşmışlardı. asteriks lejyoner ve asteriks gladyatör adlı maceralar. zaten asteriks sezar'a karşı, hâlâ bugüne kadar asteriks severler tarafından en çok beğenilen uyarlama. gerek zengin senaryo ve konusu, gerek yapılan müthiş yolculuk sayesinde pek çok mekan değişikliği yapılması, gerek orijinal esprilere son derece sadık kalınması ve gerekse de müthiş müziğiyle.

    bir de fazladan aşk hikâyesi sıkıştırılmış durumda senaryoya. hatta filmin merkezine konmuş bile diyebiliriz. kahramanları ise, albümde hiç yer almayan viking şefinin kızı ve kuduriks. 94 yılında yapılan asteriks amerika'da da senaristler benzer işe soyunmuş; albümde aslında yarım dünya olan kızılderili şefi kızını incecik bir hale sokup, hopdediks ile aşk yaşatmışlardı. bu durum biraz "tribüne oynama" gibi duruyor.

    eksilere devam edecek olursak; oldukça zayıf ve modern film müziklerini (nerede britanya ve sezar'a karşı tema müziği!), albümdeki esprileri mumla aratan soğuk esprileri -kuduriks'in sms adını taktığı ve cep telefonu amaçlı kullandığı bayan posta güvercini örneğin- sayabiliriz.

    gelelim çizimlere. neyse ki son dönem animasyon filmleri tarzında yapmamışlar çizgi filmimizi. üç boyut moda oldu olalı, çizgi filmlerden zevk alamaz oldum açıkçası. zaten adları da değişip, animasyon oldu ya... en büyük hayalkırıklığımı ise monkey island 3 adlı mükemmel çizimli oyundan sonra monkey island 4'te üç boyutlu berbat bir animasyonla karşılaşmakla yaşamıştım bu konuda. açıkçası korktuğum, benzer bir şeydi. sezar'a karşı ve britanya macerası gerçekten asteriks çizgi filmleri içerisinde hâlâ zirveyi oluşturuyor ve ister istemez insan onlarla karşılaştırıyor sürekli.

    çizimler oldukça güzel. tabii ki teknolojiden yararlanılmış. ama modernizasyon, hiç rahatsız edici değil. sadece bir nokta dışında. özellikle denizde geçen gemilerin yukarıdan görünüş sahneleri maalesef üç boyutlu animasyon olarak yapılmış. bütünü oldukça bozuyor ve rahatsız edici. bir önceki çizgi film asteriks amerika'da da benzer tekniği kullanmışlardı o zamanın teknolojisiyle.

    bir son paragraf yazmak gerekirse, bugüne kadar yapılan en iyi asteriks çizgi filmi değil. bir dizi eksikleri, dahası geçmiş özleten yönleri var. ancak bunlar çok rahatsız edici boyutlarda da değil. bunca yıl sonra, asteriks'i özlemişiz.
  • çizimleri,senaryo ve esprileri her ne kadar beğensem de şimdiki zamanın dönem özellikleriyle harmanlanması beni üzen son asterix çizgifilmi..kullanılan müzikler ve kuduriks in bazı özellikleri yüzünden eski asterix çizgifilmlerinin havasını alamadım bir türlü..
  • asterix'in hayranlarindansaniz uzebilir, ben bi sevemedim mesela. asterix ve obelix'in yaslandigi, eskidigi ve cagin gerisinde kaldigi dusuncesiyle yapilmis basta. bir miti 'modernlestirmeye' calismak gibi hem yersiz hem de tekinsiz bi caba oldugunu farkediyorsunuz bu da rahatsiz ediyor. asterix'in en guzel yani zamandisi olusu halbuki, milattan once kac bilmem yuzyilda gecen bi oyku, kendi cagiyla meseleleri ha var ha yok. uslup acisindan uc perdeli cizgisel hikaye anlatiminin neredeyse tamamen disinda; uygun duserse asterix'le obelix'in tek sekanslik bi macerasi filmin dortte biri olabilir mesela. catisma, karakter motivasyonu gibi hikaye anlatma unsurlarini hic sallamaz falan. gelin gorun ki bu bolumde eski asterix'lerin o taviz vermeyen tavrindan hic eser yok. hikayeyi direkt gunumuz cocuklarina sevdirmek, ama bunu asterix'i asterix yapan seyleri neredeyse tamamen arka plana atarak (obelix'le olan mukemmel iletisimleri, absurd espri anlayisi, modern iktidarla -roma- olan anarsist kavgasi, kendini ciddiye almayan kelt mistisizmi ve hatta sihirli iksiri bile), asterix'i kendi kendisinin parodisi haline getirerek yapmaya calismis. o yeni yetme oglan karakterin bir hollywood romantik komedisi tadindaki 'adam olma' hikayesi, ve arka planda asterix ve obelixin bu yeni karaktere-ve anlatim turune ciddi ciddi ebeveyn olma cabalari sadece sikmadi, ayni zamanda icimi de ezdi.

    kultlesmis sinemasal figurlerin omurlerinin son zamanlari neden boyle hep acikli oluyor diye dusundum seyrederken hep. sinema gibi teknolojiye ve degisime bu kadar koru korune bagli bir medyumun da boyle hain, acimasiz bi yani oluyor galiba. charlie chaplin'in son filmlerini dusundum sonra asterix'in bu macerasini seyrederken. sesli filme gecis ile komedinin ve sinemasal etkileyiciligin diyaloglara dayanmaya baslamasi; chaplin'in ise en buyuk sinemasal yatiriminin insan bedenine olmasi -bedenini o sekilde kullanabilen baska sinema oyuncusu hala cikmadi, onun doneminde bile cikmadi- chaplin'in ilk bi kac sesli filmini kesinlikle degilse de gec donem filmlerini kendi kendisinin parodisini yapan bir soytari haline getirdi. ama artik seyircim yok diyen bir chaplin ya da artik cocuklar beni sevmiyor diyen bir asterix seyretmek istemiyor insan. oyle eskiye koru korune bagli bi seyir ongoruyor degilim, hatta tam tersi yenilikler katilsin ama biraz da sinemasal bir farkindalikla dalga gecilerek yapilsin (nitekim chaplin bunu sesli sinemanin ilk doneminde basardi city lights ya da great dictator gibi) ve demodelik atfi kabullenilmesin. modernlik biraz da bu diil mi, yikarken ve yeniden yaratirken ya da adapte ederken simultane bir farkindalik gosterebilmek. bilemiyorum. ama soyle bisey var ki asterix de chaplin de anarsiyi ve absurdu hem sinemasal hem soylemsel anlamda kitlelere seyrettirmis hatta begendirmis figurler, tam da bu yuzden kendilerine acima, hatta kendilerinden taviz verme gibi luksleri yok.
hesabın var mı? giriş yap