• sorgulayan bir beyin..
  • hiç bir şey!
    bir kısım insan evladının iddia ettiği gibi gerçek "ateistlerin, tanrıyı inkar ediyor olmaları" değildir. burada da ruhun varlığının ispatı başlığı altında yazdıklarımızı tekrarlayacağız:
    şöyle düşünelim:
    sizinle ilk kez karşılaşıyoruz, ortak bir dostumuz bizi tanıştırıyor ve ben elinizi sıkarken şöyle diyorum:
    - merhaba, ben andrew ve "aslında tanrı diye birşey de yok"!
    tabii sizin de cevabınız hazır. hemen oracıkta yapıştırıyorsunuz:
    - "birşeyin olmadığını iddia etmek, onun varolduğu gerçeğini değiştirmez."

    peki siz hiç herhangi bir tartışmanın böyle başlayıp yürüdüğüne şahit oldunuz mu?
    gülünç derecede saçma geliyor değil mi?
    çünkü birşeyin "var olması gerekmediğini" iddia etmek için herşeyden önce o şeyin "var olduğunu" iddia eden birileri olmalı.

    herşeyde olduğu gibi burada da şunu anlamayanlarınız var:
    gerçek yaşamda olaylar öyle gelişmiyor.
    ben ve benim gibiler "hiç bir iddiamız olmadan" burada oturuyoruz.
    sonra "tanrı" diye birşeyin var ve üzerimizde hak ve hüküm sahibi olduğu iddiasıyla sizler çıkıp geliyorsunuz.
    bunun silsile-i meratibi budur.

    haliyle şimdi bu iddianıza dair nesnel (objektif, a posteriori, ampirik) bir kanıt koymanız lazım önümüze ki biz ateistler de bu kanıtın geçerli olup olmadığını sınayabilelim.

    hadi kolay gelsin!
  • ateist olmak kolaydır ama layıkıyla ateist olabilmek, işin keyfini çıkarabilmek için 26 ve 45 doğu meridiyenleri ile 36 ve 42 kuzey paralelleri arasında yer alan bir ülke sınırları içinde yaşamak şarttır. bu sınırlarda inanç özgürlüğüne paralel gelişen inanmama özgürlüğünü kullanmak tam bir maceradır. heyecan dolu capcanlı ama yeri geldiğinde kısa bir hayat sürersiniz. yukarıda konumu verilmiş olan toprakların batısı din elden gidiyor söylemleriyle gencecik bir subayın kafasını kesip sırığa geçirmiş insanların salyalarıyla sulanmıştır. bu topraklarda doğuya doğru ilerlendiğinde burnunuza bir yanık kokusu gelir. orada bir ülkenin 37 aydını cayır cayır yakılmıştır. bunun dışında yüzlerce genç oruç tutmuyor diye dövülmüş, bıçaklanmış, kurşunlanmıştır.

    işin en eğlenceli tarafı (burada inanan ile yobaz ayrımını iyi yapmak gerektiğini hatırlatmalıyım) inanmasa bile inanmış rolü yapmak zorunda kalan azınlığın canına okunduğu halde sesi çıkmazken yobaz kesim inatla ateizmi kendileri için bir tehlike olarak görmekte ve feryat figan etmektedirler.

    oturup din tanrı, allah,peygamber hakkında atıp tutan bir ateist aptallık ve saygısızlık yapmaktadır. buna hakkı yoktur. diğer taraftan dindar geçinen kendini bilmezlerin de ateistler hakkında atıp tutmaları aptallıktır çünkü buna yüzleri yoktur. kim eziyor kim eziliyor ortadadır.

    sonuç olarak bu sözü edilen ülkede ateist olmak için büzük gerekir. hem cesur olma anlamında, hem de gülme işlemini gerçekleştirmek için gerekli organa sahip olma anlamında. yani kimse kusura bakmasın ama tüm yaşananlardan sonra ateistleri tehdit inançlılar mazlum olarak görene şahsen götümle gülüyorum. ateist dediğini dövüp sövmekle cennete gidilmiyor. o enerjiyi adam olmak için saklasalar işleri o zaman kolaylaşır.
  • her denilene inanmadan önce bir adet beyin sahibi olunduğunun hatırlanması... özgür düşünebilme, sorgulayabilme ve dinleyebilme yeteneği; cesaret ve bilime saygı... bu.

    edit: nassı kötüleniyor var yaa... düşman başına*
  • sadece kendi inancını bellemiş, hatta bunu bellerken dahi, araştırmak, sorgulamak, düşünmekten ziyade, nüfus cüzdanında ''islam'' ibaresi yazmasından yola çıkmış insanların cirit attığı bu diyarlarda, sağlam bir sinir sistemi gerekir öncelikle.

    örneğin; bir insanın, salt uyum sağlamak, aidiyet duygusunu tatmin etmek, ayıplanmamak, dışlanmamak, başkaları tarafından ''aferin'' görmek için mensubu olduğu (ya da olduğunu sandığı) dinin gereklerini yerine getirmek, şahsi kanaatimce, denyoluktan başka bir şey değildir. tanrı'ya inanan bir insanın, bünyesinde illa ki taşıması gerektiğine inandığım hoşgörü, saygı, insan sevgisi gibi kavramları taşımayan herhangi birinin, karşısındakine ''tanrı yok'' dediği için ''bre zındık.'' demesini de aynı şekilde denyoca buluyorum.

    çoğumuzun artık farklı görünmeye özenerek bir şeyleri uyguladığına inanmak istemiyorum zira çoğumuz büyümüş insanlarız. (öyleyiz değil mi?) yani kim ''heyy, ben ateistim'' diyerek hava atabilir, prim toplayabilir ki? ateist olmak, herhangi bir dine inanmak gibi bir çeşit tercihtir ve tercihleri ''özentilik'' olarak gören bir insan, çok afedersiniz, zaten malın önde gidenidir. dolayısıyla; ''ateist olmayı seçmek özentiliktir'' yargısı karşılığında, ''ateist olanlara mal gözüyle bakmak ve bok atmak da bir o kadar özentiliktir.'' şeklinde bir ayar vermeyi, her nedense, boynumun borcu biliyorum.

    birgün hepimiz öleceksek ve hiçbirimiz tam olarak ne olacağını bilmiyorsak, bence birbirimizin fikirlerine, düşüncelerine, yargılarına biraz olsun saygı göstermeyi denememiz lazım. bırakalım ateist olmak için, müslüman olmak için, budist olmak için gerekenleri de; insan olmak için gerekenlere bakalım.*
  • 1) insanların size zaman zaman size saygı duyamayabileceğini bilmek.
    2) insanların inançlarına saygı duymanız gerektiğini bilmek.
    3) din ile igili sorgulamalarınızda olabildiğince tutarlı olmak.
    4) tartışmaktan, düşüncenizi değiştirmekten çekinmemek.
    5) ateist olma tercihinizi karıya kıza hava atmak yerine kendi mantalitenize uygun bulduğunuz için yapmak.
  • (bkz: cesaret)
  • bir müslüman, hristiyan veya yahudi olmaki için ne gerekiyorsa aynısından gerekir ateist olmak için.

    teist kişilik varlığımızı, yaratılışımızı sorgulamış, bu aşamaya gelebilmemiz için bir yaratıcı olması gerektiği kanısına varmıştır ve (içinde bulunduğu toplumun da etkisiyle) büyük ihtimalle atalarından gördüğü dine mensup olmuştur. çünkü bir yerlerde ondan üstün bir yaratıcı bulunduğu fikri ona mantıklı gelmiştir. nokta.

    ateist kişilik yine varlığımızı sorgulamış, bu aşamaya gelebilmemiz için herhangi bir yaratıcıya ihtiyaç bulunmadığı, kendi yağımızda evrilerek bu noktaya gelebileceğimiz kanısına varmıştır. yine büyük ihtimalle, içinde bulunduğu toplumun (bu kez olumsuz) etkisiyle, herhangi bir dine inanmanın gereksiz olduğuna inanmıştır. çünkü doğada her şeyin kendi halinde bir devinim içinde olduğu ve kendine yettiği fikri ona mantıklı gelmiştir. nokta.

    tanrının varlığı kişinin içinde bir yerlerde onu dürtmüyorsa "dur bugün müslüman olayım" demez kimse; çünkü onun için tanrı; sadece bir kelimedir, bir fikri ifade eden bir sözcüktür. yine kişinin içinde bir yaratıcının varlığına dair bir fikir varsa, "ben ateist olucam yea" da denmez, çünkü ateist kişi, tanrının var olmadığını kendince "bilen" kişidir. tanrının var olduğuna inanıp onu mantıken yok etmeye çalışan kişi değil. içinizde bir yerlerde allah'ı inkar ettiğiniz için bir 3,5 durumları mevcutsa, siz ateist olamazsınız. gelin paşa paşa namazınızı kılın, kendinize eziyet etmeyin.

    bu anlamda bakıldığında (gerçekten düşünen ve irdeleyen kimseler için) bu iki yolu seçmek arasında, yolların çıkacağı yerler dışında bir fark yoktur. ikisi de aynı metodolijiyi izler ve birinin birine bok atması, aşağılaması, zekasına hakaret etmesi kadar gerizekalıca bir şey yoktur. her koyun kendi bacağından asılacağı için teist kimse, kendi fikrince mükafatını alırken ateist kimsenin yanacak olmasının onu ırgalamaması gerekir. aynı şekilde ateist kimsenin, teist kişiliğin ibadet ediyor olmasının umrunda olmaması gerekir. her iki tarafa da giren çıkan bir şey yoktur.

    not: gayet de müslümanım.
  • (bkz: mantik)
  • psikopatlıkla ateizmin farklı şeyler olduğunun farkına varmış olmak..
hesabın var mı? giriş yap