• ventura pons'un yönettiği, senaryoyu da lluïsa cunillé' nin aynı adlı tiyatro oyunundan adapte ettiği un mapa, gerekli kemale ermiş her insan evladına yumruk kadar ağır gelebilecek fantastik ve politik bir film. filmin oyuncuları: núria espert *, josé maría pou * , rosa maria sardà*, jordi bosch *, maría botto*, pablo derqui * ve daniel medrán *

    sıradan bir kiracı tahliyesi hikayesinin insan hayatının en karmaşık ve travmatik anlarıyla gerekçelendirildiği tuhaf, yer yer korkunç gel-gitler taşıyan bir harita. ventura pons, çok deneyimli bir yönetmen. festival takipçileri yönetmenin "anita no perd el tren" adlı bol ödüllü filmini hatırlayabilirler. bir süredir filmografisinde etkin eleman olan (dökümanterler hariç ) eşcinsellik, orta yaş krizi gibi sıradan hayat hikayeleri bu filmin içine de dahil ve baskın olmuş. tiyatro sahnesinde de iyi iş yapmış olan barcelona un mapa, sağlam senaryosunun ve sahnede pişmiş oyuncularının üzerine binmiş gitmiş işte.. oyunculuklar dozunda, incelikli, gerçek bir ders gibi. mükemmel bir cast oluşturulmuş. izlenmeli..

    sadakat mi? pöh!
  • evlerindeki odalarda bulunan kiracılarını çıkmaları için uyaran yaşlı bir çiftin kiracıları ile aralarında geçen diyaloglardan oluşan film. basit bir evi terkediyorsunuz değil mi sorusu sormak için girilen her odadan ayrı bir hikaye izliyoruz. tüm film içerisinde aslında çok uç yaşanmışlıklar var ancak yine de abartı gelmiyor.
  • insan hikayesi olarak başarılı bir film ama bazıları tramvatik olsa da bütün flashback anıların ya da diğer görüntülerin korku filmi efektiyle verilmesini yadırgadım.
  • lluïsa cunillé adlı ispanyol yazarın oyunundan adapte edilmiş bol diyaloglu, absürd mü absürd film. oyunculuklar çok çok başarılı ama, filmde ya olmayan bir şeyler var ya da ben ispanyol olmadığımdan eksiklerimin yansıması bu düşünce. barselona mimarisi tüm diyalogların içinde baskın bir karakter adeta, barcelona'daki belli başlı mimari unsura dokunuyor film. filmde altı çizilen la sagrada familia çığlık atmak ister mi bilmem ama, bazı uzun diyaloglarda ben emek sinemasında çığlık atmak istedim.
  • festivalin en çok bu yanını seviyorum işte. normalde hayatta izleyebileceğim yahut rastlayabileceğim bir film değilken: üstelik tv'de de az reyting alır gerekçesiyle gösterilme şansı bile yokken, bu tarz filmleri izlemenize yol açıyor. evet hadise nedir; barcelona'nın 'bir yaşam haritası' çiziliyor filmde. burada futbolcusu, eşcinseli, cross-dresser yaşlı adam-kadını, hamile kalan kızı vs. var. ahlakçı bir film olmamakla birlikte, toplumun pek çok katmanıyla çeşitli meditasyon seanslarına giriyorsunuz. fazla mı entel geldi son cümle? bol bol diyalogla sıkıntı seanslarıdır aslında bunlar bak. hele bi sürreal moda giriyor; yaşlı herifin bi şeyleri tutuşturabilme özelliğiyle ki filmin en yalan tarafı. bilet parasını doldurmuyor, ama filmi unutmuyorsunuz işte. deneysel, ilginç bi çalışma.
hesabın var mı? giriş yap