hesabın var mı? giriş yap

  • buna göre papa'nın ülkesi de vardır. umarım diyanet işleri başkanı'na ülke hediye etmez sayın cumhurbaşkanı.

  • "vatanseverler ıstanbuldan samsuna yola cıkmıs" cumlesiyle dusa sokan dizi.

    atam geliyor amk.

  • bir insan ülkesinden bahsederken, ne kadar duru ve samimi olabilir onun cevabıdır. nuri bilge ceylan'ın cannes film festivalinde ödülü alırken yapmış olduğu konuşmada şöyle geçiyor bu ülke:

    "'bu ödülü, tutkuyla sevdiğim, yalnız ve güzel ülkeme armağan ediyorum''

    yüzlerce sayfa yazsan, sağından girip solundan çıksan, tepeden tırnağa resmetsen; bir ülkenin içinde bulunduğu durumu bundan daha güzel anlatamazsın. bir cümle, sekiz kelime ve olay bitmiştir. bir güzelliğin bu derece güzel tasvirini en son sadri alışık 40 yıl önce menekşe gözler'de yapmıştı. fatma girik'in çakmak çakmak gözlerinin yanına tutmuştu bir tutam menekşeyi. fatma girik'in gözleri miydi asıl güzel olan, yoksa menekşeyi tutanın bakışlarındaki ateş mi güzelleştirmişti o gözleri?

  • meraklılar açıklama istemiş, açıklaması şu: mevsim normallerinin çok üzerinde bir yerden mevsim normallerinin çok altında bir yere çok hızlı geçiyorlar. bunu yapan da basınç merkezlerinin dağılımı. hızla kuzeydoğuya hareket eden ve derin(burası çokomelli) bir alçak basınç merkezi, dağılımın da uygun olmasıyla(burası da önemli) kuzeydeki(kanada’dan ithal) soğuğu aşağı çekebiliyor.

    kuzey amerika iki koca okyanus arasında görece büyük/kesintisiz bir kara parçası. birbirinin tersi ekstrem hava kütleleri hızla hareket edip yer değiştirebiliyor. kara ikliminde gece çok soğuk gündüz sıcak olabilmesi gibi düşünün.

    bu olayda bir çok şeyle birlikte bölgenin karasallığının ve yüksekliğin etkisi var. bu bölgenin tarihsel olarak da sert dalgalanmaları mevcut. ama yine de bu kadarı oldukça sıradışı bir durum elbette.

    bir değişiklik olmazsa, ki olma ihtimali var, kar örtü yapacak. 1882’den beri ölçülen meteorolojik tarihte, denver’ın en erken kar rekoru 3 eylül 1961. o tarihtw şaka gibi 10cm örtü yapmış. eylülde kar son yıllarda nadirleşmiş ve eylül ayı içinde en son örtü yapan yağış 24 eylül 2000’de olmuş.
    tarihsel verilere ulaşırsam paylaşırım.

  • bir şeyler düşündükten sonra bir de bakarsınız ki aslında kitap okuyorsunuz ve o sayfadaki hiçbir şeyi anlamamışsınız.

  • bu müzik setini taşıyabilmek için eşinden dostundan araba alıp gelenler bile olmuştu yaysat bayiine.

  • başıma geldi bu. gecenin saat dördünde acı acı çalan telefonu açtım. numara bende kayıtlı değildi. telefonun karşısındaki ağlamaklı ses "seni unutamadım, hala çok seviyorum bunu bil" diyordu. sesi yabancı değildi ama tanıdık da değildi. hüzünlü kadınların sesleri nedense hep aynı tınıyı veriyordu. sustum, "orda mısın" dedi. buradayım dedim. nasıl olduğumu, görüşmeyeli neler yaptığımı sordu. anlattım.

    evlendin mi? dedi tedirgin bir sesle. hayır yalnızlığa alıştım dedim. bir süre sustuk. bana başka birinin adıyla hitap edince onu tanımadığımdan emin oldum ama konuşmaya devam ettim. sanki bir zamanlar onu sevmişim gibi.

    kapatırken seni seviyorum dedi, "ben de"dedim. neden bilmiyorum, galiba buna ihtiyacı olduğunu düşündüm.
    iç çekerek telefonu kapattı. sabaha kadar uyumadım.