hesabın var mı? giriş yap

  • bu sehri terkedemeyisin asil nedeni "ihtimaller hastaligi" dir.

    6 aydir denize inmemissinizdir ama denizin orda oldugunu bilmek, "gidebilme ihtimali"ne baglanirsiniz.

    evci bi insansinizdir, ama gece hayati, bar vs gibi ortamlarin varligini bilme ve istegidiniz zaman "ulasabilme ihtimaline" baglanirsiniz.

    butun konserler, muzeler, tiyatrolar etkinlikler ordadir ama gitme sikliginiz senede bire donusmustur bile hayat temponuzdan, fakat nasi olsa elinizin altindadir dimi "istediginiz zaman kacabilme" ihtimaline baglanirsiniz.

    iste bu sehirde kaldikca nufuz eder bu hastalik, gittikce kronikleserek.
    ihtimaller hastaligi.

  • vefakar eşinin serzenişini duymak isteyen sevenlerin içindir, yazacağım tırnak içindeki metin, o da bize emanet...*

    " ahmet kaya hayatı boyunca hiçbir örgüte üye olmadı, bunun aksini iddia edenler belge sunsunlar. dgm savcısı, ahmet kaya için tahliye kararı veriyor. gazete ertesi gün "yanlışlıkla salıverildi" diyor. refüze edilen ahmet kaya değil dgm savcılığı. "ahmet kaya yasal pasaportuyla yurtdışına çıktı, kaçtı" dendi. havaalanı kayıtlarında var. baksınlar, bulurlar. "üç-beş şerefsiz yüzünden arabama bile binemeden buralara geldim" dedi. "türk halkına şerefsiz dedi" diye haberler çıktı. 1993'te "ahmet kaya bölünmüş türkiye haritası önünde konser verdi" dendi. o yıl biz hiç yurtdışına gitmedik. öyle bir konser yapmadık. alevi esnaflar birliği'nin konseriydi. adamlar basına açıklama yaptı, 1994'de yapıldığı söylendi. hukukta fotoğraf delil sayılmaz, çünkü fotomontajdı. nasıl bir başarılı bir senaryo biliyor musunuz? aynı gazete1994'te "bölücü" dediği sanatçıya altın kelebek ödülü verdi. bunları açığa çıkarmakla yükümlüyüm. artık bende savunma değil saldırgan refleks gelişti. mahvolan hayatımızın hesabını sormak istiyorum. çünkü ben eşimi kaybettim, kızımın bir daha babası olmayacak. bu mu medyanın sorumluluğu? haydi 94'de gaflete düşüp ödül verdiniz, aynı gazetenin genel yayın yönetmeni, köşesinde albümü alıp dinlediğini yazıyor.

    ahmet onları kendi vicdanlarıyla başbaşa bırakmaktan yanaydı. basın toplantıları yapılıyordu, ahmet'in ağzından tek satır çıkmadı. şimdi beni ne heyecanlandırabilir ki? gökyüzüne altın harflerle yazsalar ne olacak? sadece şöyle huzur bulabilirim: ahmet'in şarkıları çalınacak ve insanlar bu ülkeden böyle bir adam geçti diye bilecekler....."

    (bkz: gülten kaya)

    güncel ek : bi zamanlar başucu eseri(m) iken zamanın ötesine, bilinmeyen mekana göçmüş entry(m), ne mutlu bana... her ne kadar, alternatif bakış açılarına gözleri tamamen kapalı olabilme düşüncesi can sıkıcı olsa da..

  • restaurant sahibi olupta vedat milor'a terso davranmak? üstelik çalışanının sanane lan diye ittirmesini savunmak? vay hımınıa dünya yürek yiyenlerle dolu.

  • prim için euro 2016'da takım satanlar, şimdi asker selamı verdi diye vatansever oldu ya, ben de buna tutuluyorum.

    o kişi daha mı çok vatanını seviyor şimdi?

  • istiklal'de bira içmenin kişisel bir seçim, kamu üniversitesinde verilen yemeğin ise devlet hizmeti olduğunun ve her gelir düzeyinden kişinin rahatlıkla faydalanabilmesi gerektiğinin farkında olan bilinçli öğrencidir.

    ek: başlık başa kalmış.

  • 14 aralık ajax-utrecht maçı

    ykayserili: beyler teravih namazı kaç rekat?
    ooxxoo: ykayserili 20 rekat ama o sorunun sorulacağı yer burası değil kardeşim.
    ykayserili: dostum merak ettim, özür dilerim. bir daha müslüman bi ülke liginde sorarım. *

  • biz televizyon izleyerek, milyonerler, sinema tanrıları, rock yıldızları olacağımıza inanarak büyüdük ama olamayacağız...hepimiz heba oluyoruz...bütün bir nesil benzin pompalıyor, garsonluk yapıyor ya da beyaz yakalı köle olmuş...reklamlar yüzünden araba ve kıyafet peşindeyiz...nefret ettiğimiz işlerde çalışıyor, gereksiz şeyler alıyoruz... bizler tarihin ortanca çocuklarıyız..bir amacımız yok; ne büyük savaş ne de büyük bir buhran yaşadık...bizim savaşımız ruhani savaş... ve bunalımımız kendi hayatlarımız...
    -fight club
    -chuck palahniuk

  • danimarkalı araştırmacılar, 1908 yılında sibirya üzerinde meydana gelen ve 500 hektar ormanı yok eden patlamaya, dünya yakınlarından geçen bir kuyruklu yıldızdan kopan büyük bir parçanın yol açmış olabileceğini açıkladılar. kopenhag’daki ulusal müze ve danimarka yerbilim araştırmaları kurumu’nun karbon–14 ölçüm laboratuarı’ndan kaare lund rasmussen ve ekibi, bu sonuca bölgeden aldıkları bir yüzyıl yaşındaki turba örneklerini inceleyerek varmışlar. turba, çürüyen bitkilerden oluşan bir tür yer kömürü. araştırmacılara göre "tunguska olayı" 1-10 milyon ton ağırlığında bir buz kütlesinin orman üzerinde patlamasıyla meydana gelmiş. rasmussen, buz kütlesinin, her 3,3 yılda bir dünya’nın yanından geçen encke kuyrukluyıldızı’ndan koptuğu görüşünde. olay tarihinde bölgede bulunan çoban ve göçebeler, 30 haziran 1908 günü patlamadan hemen önce gökten parlak bir cismin düştüğünü söylemişlerdi.

    hiroşima’ya atılan atom bombasından 650 kat daha güçlü olan patlama 1000 km uzaktan duyulmuştu.
    patlamanın yol açtığı şok dalgası, merkez bölgesinin yarıçapı dışındaki 20 km genişliğinde bir çember içindeki tüm ağaçları devirirken, merkezdeki ağaçlar ayakta kalmış, ancak tüm yaprakları dökülmüştü.

    bugüne değin tunguska üzerinde patlayanın büyük bir meteorit olduğuna inanılıyordu. ancak rasmussen, bir meteorit patlamasının yol açması gereken kraterin ne bölgede yapılan araştırmalarda, ne de uydu görüntülerinde saptanabildiğine işaret ediyor. danimarkalı araştırmacı, "patlayan
    cismin, yüzde 99,5’i donmuş su ve metandan oluşan bir buz parçası olduğunu düşünüyorum" diyor. rasmussen, şaşırtıcı bir başka bulgunun da inceledikleri turbanın 1908 yılına ait katmanlarında pek
    az iridyuma ve karbon-14 izotopuna rastlanması olduğunu söylüyor. iridyum, meteoritlerde bulunmasına karşın dünya’da çok az rastlanan bir element. buna karşılık dünya atmosferine giren buz parçasında büyük ölçüde normal karbon-12 ve özellikle karbon-13 izotopu bulunuyormuş.

    araştırmacıya göre turba örneklerindeki iridyumun çeşitli karbon izotoplarına oranı ve bir takım başka özellikler, düşen cismin bir kuyrukluyıldızdan geldiğini kanıtlıyor. rasmussen ayrıca, düşen buz parçasının milyarlarca yıl önce oluştuğunu belirtiyor. kanıt, yarılanma ömrü 5730 yıl olan karbon-14’ün
    hemen tümüyle yok olması.

    http://www.biltek.tubitak.gov.tr/…re/2000-01-14.pdf