ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
james webb uzay teleskobu
-
bu paraya milyonlarca aç doyurulabilir, su kuyuları açılabilir, dünyadaki sefalet sorunu kökten çözülebilir ve hepimiz birer ananaslı jelibon gibi sonsuza dek mutlu yaşayabilirdik... çok haklısın kardeşim. ne gerek var bilime? james webb'e harcanan parayla karnı doyurulan açlar, pamuksu bir rahatlamayla karnı doyar doymaz ilk işleri olan üreme faaliyetini daha büyük bir coşkuyla gerçekleştirebilir, böylece gıda, su ve medikal ihtiyacı karşılanması gereken milyonlarca yeni aç, onları bekleyen yepyeni kaynaklar yokken dünyaya gelebilir, yeni bir uzay yatırımına harcanacak parayla onlara da birer sandviç ve cappy meyve suyu dağıtılarak üreme enerjisi kazandırılabilirdi. sürdürülebilir sefalet için haydi sen de çık ve times meydanı'nda "uzay çalışmalarına hayır, millet aç aç" diye bağır.
anne babanın arkadaşla tanışırken kibarlaşması
-
hep gülesim geliyor lan... böyle o normal hallerini, o kayseri pastırması-erzincan tulumu-cağ kebabı-misis ayranı-adana şalgamı tadındaki konuşmalarını duyduğum "anneminen babamın" arkadaşlarımla tanışırken kibarlaşmasını, adeta bakingım sarayından yıllık izne çıkmış iki asilzade moduna geçmelerini gördükçe hep gülesim geliyor. aslında bu tavır, sanırım biraz evlada duyulan sevginin, biraz da tanışılan çocuğun ailesine "anne babası da çok kibar insanlar" şeklinde bir mesaj gönderme kaygısının sonucu. bir açıdan şaşırmamak gerek belki de: sonuçta yeni tanışılan insanlarla, hepimiz böyle bir "resmi" eda ile konuşuyoruz. mamafih, anne-babada bu "resmi" eda daha bi' komik duruyor gibi. yakından bakalım:
aile içi yaşamdan gündelik bir kesit:
- anne halı saha maçına gidecem, formam nerde?
- cehennemin dibinde... yeteri bilirseniz yeterin galan. her işe ben koşuyorum, usandım be...
- baba bende bozuk yok ya...para verir misin maç için?
- anne hizmetçi, baba uşak.. yiyin pezevenkler yiyin...
***
anne babanın arkadaşla tanışma seramonisinden bir kesit:
- anne bakın bu enver...
- merhaba enver, nasılsın canım? annenler nasıl? bizim canip hep bahsederdi senden, tanışmak bugüne kısmetmiş... ne içersin enverciğim? pastayla çay güzel olur diye düşündüm ama?
- baba, enver'ler de beşiktaşlı ailece...
- ooo demek öyle enver'ciğim? muazzam bir duygu olsa gerek...
***
tamam, bu "muazzam bir duygu olsa gerek" kısmını salladım... ama anlayın işte, bunun gibi böyle gündelik hayatta size söylendiğine pek şahit olmadığınız kibarlık şahikası şeyler... ne bileyim lan, bana komik geliyor valla...
gerekirse 1 milyon kişi toplarız
-
(bkz: toplamazsan adam değilsin)
liseli gencin borsadan 72 milyon dolar kazanması
-
(bkz: anapara)
sanki okul çıkışı tavuk döner ayrana vereceği parayı borsaya yatırıp 72 milyona kazanmış. çocuk bildiğin zengin bir aileden gelmiş çok pahalı ve inanılmaz eğitim veren bir özel okula gidiyor, çocuğa verilen harçlık muhtemelen maaşımın kaç katı.
haber tabi ki bunlardan bahsetmiyor; adı muhammed islam ya, sanki yazları sanayide kazandığı parayı boş derste iddaa kuponu yerine borsaya yatırdı, kazandı, hepimiz için de bir şans var.
(bkz: umut fakirin ekmeği)
bizim için kılıçdaroğlu yok hükmünde
-
ahmet necdet sezer görevden ayrıldığından beri boş olan cumhurbaşkanlığı makamından gelen bir yankı.
sözlükçülerin en eften püften başarıları
-
2 gün önce bankamatikten acil para çekmem gerekiyordu, kartı soktum baktım önümde bembeyaz bir ekran hiç bir şey yazmıyor kartı da geri vermiyor. tırstım tabi yuttu mu kartı diye. neyse iptal tuşuna bastım, kartı geri verdi. anladım ki bankamatik çalışıyor ama ekran gitmiş, bembeyaz düz ekran böyle. ama benim para çekmem gerekiyor. neyse uzatmayayım, kartı tekrar soktum, şifreyi girdim biraz bekledikten sonra tamamen tahmin yürüterek ilk önce para çekmeyi tuşladım, ardından 50 tl yazdım. makbuz istiyor musunuz sorusuna hayır'ı bile kafadan cevapladım. parayı aldım, başka bir işlem yapmak istiyor musunuz sorusuna da hayır deyip oradan ayrıldım. bankamatikte bekleyen insanlar şaşkın gözlerle bana bakarken, aslında bunun eften püften bir başarı olmadığını fark ettim. yaa işte bu da böyle bir anımdır..
hiç tanımadığınız bir erkek size çiçek verirse
-
başımdan geçen bir rezilliği hatırlatan reklam sloganı.
motosiklet kaskı ve uzun saç yüzünden bir beyaz şahin tarafından yarım saat kovalanıp gişelerde kıstırlmak sureti ile tarafıma bir öbek sümbül verilmişti. kaskımı çıkartıp teşekkür edince de bir yarım saat daha kaçmak zorunda kaldım.
istanbul bayülgen
-
yunan arkadaslari tanimaz bunu.
- hi smitis, i am istanbul bayulgen.
- hello konstantinopolis
lehistan sefiri
-
1790'lı yıllarda polonya( lehistan ) parçalanıp rusya, prusya ve avusturya tarafından pay edilir.
bu durumu ise o zaman dünya üzerinde bulunan devletlerden sadece osmanlı imparatorluğu kabul etmez.
lâkin tabii ki bu üç devletle savaşıp polonya'yı kurtarabilecek gücü de yoktur. fakat osmanlı imparatorluğu sağlam bir tavır sergileyerek o tarihten sonra tam 120 yıl boyunca polonya'nın dağılışını protesto eder ve bu yok edilişi tanımadığını ilan eder.
bunu da şu şekilde gerçekleştirmektedir:
osmanlı padişahları senede bir gün ülkesine gelen tüm yabancı sefirleri aynı anda ağırlamakta, merasim düzenlenmektedir. işte her sene bu merasimlerde sanki polonya hâlâ varmışçasına sıra bu devletin sefirini anmaya geldiğinde " lehistan sefiriiii! " diye bağırılır ve bir osmanlı askeri " lehistan sefiri yoldadır! " şeklinde bağırarak cevap verir.
bu, osmanlı imparatorluğu'nun oradaki tüm yabancı sefirlere " biz hâlâ polonya'nın işgalini tanımıyoruz! " şeklinde bir notasıdır aslında.
bu durum polonya'nın tekrar bağımsızlığını kazanmasına kadar devam etmiştir.
hatta yıllar önce avrupa birliği'ne üye ve üye olmaya çalışan ülkelerin topkapı sarayı'nda düzenlenen toplantısında polonya cumhurbaşkanı kürsüye çıkar çıkmaz ilk sözü " polonya elçisi geldi! " olmuştur.
pek tabii bizim devlet erkânından kimse bu sözün ne anlama geldiğini anlamamıştır.
lafa gelince hepsi osmanlı torunu...
hasan yağal'ın müslüme'nin babası çıkması
-
oha oha oha. 14 yasindaki ablasinin da babasi cikti adam.
görsel
edit: @yalandadaolsa isimli arkadas uyardi. odatv olayi yalanlamis.
odatv haberi
türkiye'deki pislik zincirinin açığa çıkmış küçük bir halkası.
bunu sadece "muslumenin dedesi babasıymış yaa" diye okumamak da lazım.
ya anne kocasını aldattı. ya da anne tecavüze uğradı.
neresinden tutarsan elinde kalıyor. keşke insanları black mirror'daki gibi sessize alsam ya her şey çok kötü abi. yani her gün bir insanı rahatsız edecek olay oluyor ve bu olay dibin dibi.
17 nisan 2015 hürriyet'in beşiktaş karikatürü
-
sözde muhalif olup reza'ya loca satılmasına olsun ama paramız yok şeklinde bakan beşiktaş taraftarını göstermiştir.
muhaliflik böyle bir şey değil. bu tarz adamlara loca satıp, kurula almaya niyetlenip halkın takımıyız biz muhalifiz ulan diye ortalıkta dolaşmayın gülerler.