ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
c#'ın yetersiz bir dil olması
ısparta'da içki yasağı
-
(bkz: denizli'deki içki yasağı)
(bkz: çankırı'da içki içme yasağı)
(bkz: thy'nin iç hatlardaki içki servisini kaldırması)
(bkz: trenlerde içki satışının yasaklanması)
(bkz: afyonkarahisar'da alkol yasağı)
(bkz: üsküdar'a içki yasağı koyulması)
(bkz: eymir gölü'nde alkol yasağı)
(bkz: üniversite yerleşkelerinde alkol yasağı)
(bkz: polis evlerinde alkol yasağı)
(bkz: samsun'da alkol yasağı)
(bkz: one love fest'te alkol satışının yasaklanması)
(bkz: alkol içmeyin üzüm yiyin)
(bkz: 10 yıldır kimsenin yaşam tarzına müdahale etmedik)
yakışıklı bir erkeğin şişman kızla sevgili olması
-
- aşkım nedir sendeki bu yakışıklılığın sırrı yaa?
+ ordan kendine iki sandalye çek de anlatayım.
sabah duş almak vs geceden duş almak
sözlükçülerin giyim kuşamları
-
vücudumu tamamen saran mavi badi ve tayt, kırmızı pelerin, kırmızı slip, sarı kemer.
not: slip taytın üstünde.
whatsapp'ın türkçesi
-
(bkz: ne'apptın)
debe editi yapmak istemezdim ama dil devrimini baltalamak için ortaya atılan -gaç'lı -geç'li uyduruk esprilere prim verip de türkçe ile dalga geçenlere ortak olmayın.
bill gates'in güneşi karartma projesi
-
adana'dan okuyunca insanı sevindiren haber, karartmayan namussuzdur.
telefona 3 bin tl verip metrobüs kullanan insan
-
metrobüs kullandığı için tebrik edilesi insandır. tek başına bir arabayla trafikte yer kaplamamayı tercih ediyor. ha telefon değiştirme konusunda falan vurun kahpeye.
porcupine tree
-
steven wilson adlı insan görünümlü müzik tanrısının temelini attığı en güzel şey, dinlediğim en naif müzik grubu. porcupine tree benim için son iki yıldır yürüdüğüm her yolun, karşıma çıkan her dönemecin, her sokağın beynimde farklı bir şarkıyla kodlanması demek. metro beklerken way out of here, ankara ayazında, karanlık caddenin kaldırımlarında milli kütüphaneden güvenpark'a yürürken arriving somewhere but not here, şehirler arası yolculukta gökyüzüne bakarak stars die dinlemek; üzgün olduğumda lazarus eşliğinde başımı steven'ın omuzuna koyduğumu ve onun bana "don't you worry, this cold world is not for you" deyişini hayal etmek demek. mutlulukta hüzün, hüzünde huzur, huzurda mutluluk döngüsü; in absentia, fear of a blank planet, steven'ın televizyon takıntısı, imha edilmesi gereken ipod'lar, shesmovedon ve solosu, anesthetize dinlerken uyuşmak, trains dinlerken trenin altında kalıp ölen hayran ve onun için yazılmış o 8 dakikalık ölümcül şarkı, "i'm trying to forget you and i know that i will, in a thousand years or maybe a week", yağmur sesiyle başlayan ve 'keşke' dedirten "it will rain for a million years", sentimental'a göre çok daha güzel olduğu halde nil recurring ep'sine atılmış zavallı normal, "the pills i'm taking", bipolar bozukluk, huzur veren mutsuzluk, içimi açan kasvet, mellotronun yalnız hissetmemi engelleyen "uzaklarda, britanya topraklarında senin gibi hisseden birileri var" tınısı. söylediklerim steven'ın diğer projeleri için geçerli olsa da, porcupine tree'nin yeri ayrıdır, hep öyle olacak. son albüm the incident hayal kırıklığı olsa da, grup elemanları şimdilik kendi hallerinde takılıyor olsa da, türkiye sınırları içinde konser verme ihtimalleri epey düşük olsa da ben en sevdiğim grubun konserinde dünyanın en güzel şarkısı olan, yaz mevsiminden nefret eden bana her seferinde bağırarak "always the summers are slipping away, find me a way for making it stay" dedirtmeyi başaran trains'e eşlik ettiğimi hayal etmeye devam edeceğim.
iyi ki varsın kirpi ağacı. dikenlerini hayatımın sonuna dek böyle güzel güzel, tatlı tatlı batırman dileğiyle.
murphy yasaları
-
bir insan işler ters gittiğinde gülümseyebiliyorsa aklına suçu üzerine atacak birisi geldiği içindir...
1+1'ler 450 bin tl'den başlayan uygun fiyatlarla
-
babam bu tür evler için "yanında ahır da veriyorlar mı?" diye sorar. "bu eve bu kadar para veren sığır nerede kalacak?" diye devam eder.
edit: ağır sıçışı kapanır...