ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
virüsün bu kadar kolay bulaştığını bilmiyorduk
-
evet dut pekmezi ile önlenebilir gibi düşünmüştük, ne günlerdi değil mi?
bütün parçaların güzel olduğu albümler
ölen kişinin bedeni üzerinden yemek yemek
-
günah yiyicilik mesleğinin ve bu meslekle uğraşanların temel görevidir.
bu ritüel 18. ve 19. yüzyılda ingiltere ve iskoçya'da yaygın olarak uygulanmaktaydı. aileler, ölen yakınlarının göğsüne konan ekmeğin günah yiyici tarafından yenmesini ve ölen kişinin yaşamında işlediği günahlardan arındığını izliyorlardı.
dönemi için manevi olarak çok ağır bir meslek olan günah yiyicilik fakir kişiler ve dilenciler gibi muhtaç kişiler tarafından üstlenilen bir görev/meslekti. bu kişiler karınlarını doyurmak adına ruhlarını feda eden ya da feda etmek zorunda olan kişiler olarak kabul ediliyordu.
bu meslek, ölen kişilerin günahlarını da üstlendikleri düşünüldüğü için toplumdaki en günahkar kişiler olarak sınıflandırılıp toplumdan daha da dışlanmalarına sebep oluyordu. fakirlik içerisinde geçirdikleri hayatlarında bir de bu dışlanmanın getirdiği ruhsal çöküntü ile baş etmek durumunda kalıyorlardı.
günah yiyen yaptığı iş için 6 peni (kimi kaynaklara göre 4 peni) ödeme alıyordu. işini yaparken sırtı kapıya dönük oluyor ve günahı (ekmeği) yedikten sonra içmesi için konan bir kase birayı (ya da şarap) içtikten sonra "ölenin ruhunun huzuru ve rahatlığı için" dedikten sonra görevini tamamlıyordu.
minik bir not: konu hakkında bilinen ilk kaynağın sahibi "john aubrey" ödenen tutarı 6 peni olarak belirtmiştir. 1626-1697 yıllarında yaşadığı için 1650 yılı üzerinden hesap yaparsak 6 peninin bugünkü* değeri sadece 2.59 sterlin (26 türk lirası) yapmaktadır.
kaynaklar: 1 - 2 - 3 - 4 - 5
umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları
-
sofore "musait bi yer" demeye 50-100 metre kalmisken baska bir yolcunun inmek istemesi uzerine "kalmis surada 5-6 bina, tekrar durdurmayayim simdi" diye dunuserek inip yurumeye basladiginda, o dolmustaki baska birinin tam da senin inmek istedigin yerde araci durdurdugunu gormek...
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"gevşeklik, ümit besen'in eski sevgilisine nikah şahitliği yapmasıyla başladı. "
araştırma görevlisi olunca dağcı ayakkabısı giymek
-
sanırım bu bi ritüel. ünvanı artınca odasında terlik giymeye hak kazanacaktır veya sandalet...
sebebi ne ki acaba?
resim
bu kez gerçekten (#46976011) gelen mesajlar üzerine edit:
teşekkürler.... yüzünüzde biraz tebessüm yarattıysam ne mutlu...
edit2: haa bi de hazır o kadar araştırma görevlisi başlığa toplanmışken, yüksek lisans, yurtdışında yüksek lisans hakkında ufkumu açar mısınız?
özel mesaj veya deayri@outlook.com yoluyla ulaşabilirseniz. sevinirim...
sen almazsan eşine komşunun kocası alır
-
az önce müge anlı'nın söylediği sözdür. "eşine hediye almazsan komşunun kocası alır." dedi adama.
bu sözden sonra fark ettim ki kadının aldatması anlamlandırılmaya çalışılıyor. bunu televizyonda kadınların çok izlediği bir programda söylüyor. kadınlara kadınlardan daha fazla zarar veren kimse yok.
edit: bugün yükledikleri videoda o kısım yok. tam bölüm yüklendiğinde video linki eklenecektir.
link eklendi
debe editi: kadınların genelinin pragmatik sevdiğine örnektir. bu görüşü destekleyen kadınlardan sonra, bu fikri daha da kabul ettim.
14 yıllık kocayı aldatmak
-
bunun kocası protokol filan imzalamasın. boşanma davasını ben ücretsiz hazırlayacağım. tazminat almadan bu kadını bırakmak olmaz. mallığın lüzumu yok.
otuz yaşından sonra azalarak biten şeyler
-
hayatımızdaki insan sayısı.
30'lu yaşların başında biri olarak şunu diyebilirim ki yeni bir insan tanımaya ya da hayatımdaki insanların nazını çekmeye pek tahammülüm yok. eskiden kimle plan yapacağımı şaşırırdım, şimdi kendimleyim ve daha mutluyum.
psikososyal gelişim kuramı
-
erik erikson ‘un “insanın sekiz evresi” başlığı ile geliştirdiği dönemler kuramı, normal ve normal olmayan kişilik gelişmesini açıklamaktadır. erikson bu sekiz evreyi benlik gelişiminin aşamaları olarak tanımlamıştır. her evrede benlik, belli bir takım gelişmeleri tamamlamakta; sorunları çözmekte ve evreye özgü bir psikososyal bunalımı atlatmaktadır. evrelerin adı, benliğin o evrede geçirdiği psikososyal bunalıma verilen addır. erikson, her evrede benliğin karşılaştığı bir olumlu benlik öğesi, bir de bunun karşıtını belirtmiştir. bu sekiz evre söyledir :
temel güvene karşı güvensizlik
özerkliğe karşı utanç ve kuşku
girişimciliğe karşı suçluluk duygusu
çalışkanlığa karşı aşağılık duygusu
kimlik kazanmaya karşı rol karmaşası
yakınlığa karşı yalıtılmışlık
üreticiliğe karşı verimsizlik
benlik bütünlüğüne karşı umutsuzluk
erikson’un kuramının dayandığı temel düşünceler şunlardır:
· genel olarak insanların temel ihtiyaçları aynıdır.
· benlik ya da ego, gelişimin temel ihtiyaçların karşılanmasıyla oluşmaktadır.
· gelişim dönemler halinde meydana gelir.
· her dönem gelişim için fırsatlar sağlayan bir krizle veya psikososyal problemle nitelenir.
· farklı dönemler bireyin güdülenmesinde farklılıklar oluşturur.