hesabın var mı? giriş yap

  • nemlendiricilerin içeriğini oluşturan maddeler 3 temel kategoriye ayrılabilirler:

    1. humectant (nem çeken): havadaki nemi cilde çeker. bir nemlendirici ürün için olmazsa olmaz içeriktir ama yapış yapış hissiyatından dolayı tek başına uygulanması tercih edilmezler. su gibi bir yapıda olup cilt tarafından kısa sürede emilirler. nem oranı yüksek bir bölgede yaşıyorsanız iyi çalışırlar ama nem oranı çok düşük bir bölgedeyseniz veya kış aylarında nem oranı düştüğünde bağlanması gereken nemi havadan alamayınca cildin alt katmanlarından almaya çalışarak cilde zarar verebilirler. böyle durumlarda hem emolient hem occlusive görevi gören ürünler kullanmak daha sağlıklı olabilir. sık kullanılan humectant'lardan bazıları: (doğal olanlar)aloe vera extraktı, bal, gliserin, aha (alpha- hydroxy acids), hyaluronic acid, (sentetik olanlar) panthenol, propylene glycol, üre, sodium pca, vs.

    2. occlusive (nem tutan): humectantlar tarafından havadan cilde çekilen nemin tekrar buharlaşarak kaybolmasını önlemek için cilt üzerinde bir bariyer oluşturan maddedir. büyük moleküllü occlusiveler küçük moleküllülere göre ciltte daha uzun süre kalıp nemi daha iyi hapsederler. bununla birlikte büyük moleküllülerin yapısı daha yoğun hissedilebileceğinde ciltte ağır ve yağlı bir his bırakabilir, bu sebepten az miktarlarda kullanılmaları gerekir. nemi tutmanın yanı sıra oluşturduğu bariyerle çevresel toksinlerin cilde nüfuz etmesini ve ileri katmanlarına değin emilmesini engeller. sık kullanılan occlusive'lerden bazıları: balmumu, cocoa butter, lanolin, petroleum, mineral yağı, vs. vazelin bir occlusive'dir.

    3. emollient (yumuşatıcı): ciltteki hücrelerin arasındaki boşlukları doldurarak cildi yumuşatır, pürüzsüzlük hissi verir. nemlendiriclerin içeriğinde yer alabildikleri gibi verdiği hissiyattan ötürü tek başına emollient olarak da satılırlar. genel olarak yağ temelli hafif maddelerdir. sık kullanılan emollient'lerden bazıları: badem yağı, jojoba yağı, shea yağı, vs.

    bazı maddeler ikili görev yapabilirler. mesela lanolin, petroleum, mineral yağ, dimethicone, silicone gibi maddeler hem emollient hem de occlusive'dirler.

    yağlı ve/veya akneye yatkın ciltler için uygun nemlendiricilerde hiç ya da çok az occlusive veya emolient bulunur. bu maddeler gözenekleri tıkayacağından ciltte daha fazla yağ birikesine sebep olurken akne oluşumunu artırırlar. zaten cildin kendi ürettiği yağ nemin uçmasını engelleyeceğinden içerikleri çoğunlukla humectant'lardan oluşur. o yüzden yağlı ciltler için satılan nemlendiriciler şeffaf formda, su gibi veya jel yapıdadır ve uygulandıktan sonra yapışkan bir his bırakırlar.

    kuru ciltler, hassas ciltler,olgun ciltler veya anti-agingürünleri kullananlar için emolient ve occlusive ürünler çok önemlidir. cildin kendini onarması için gereken bariyeri sağlarlar. bu yüzden pişik gibi cildin cilde sürtüerek zarar verdiği durumlarda en popülerleri olan vazelin kullanılır. inflamasyon tedavisi için gereklidir.

    occlusive'ler çeşitli özellikleri olan serumlardan sonra uygulandıklarında serum içeriğinin cilt tarafından emilmesine zorlarlar. buna slugging the skin veya slug denir.

    nemlendiriclerde emollient olarak argan yağının çok kullanılmasının ve reklamının yapılmasının sebebi cildi tamir edici etkisinin de olmasıdır. zeytinyağı ise içerisindeki oleic acid'in ciltte küçük delikler oluşturmasından dolayı kullanılması pek tercih edilmeyen bir yağdır.

    nemlendiriciler çeşitli cilt tiplerine ve/veya çözmeyi hedefledikleri problemlere göre farklı maddelerin çeşitli kombinasyonlarından oluşurlar. dikkat edilmesi gereken noktalardan biri ürünlerin üzerinde kulağa hoş gelen içerikler yazsa da (örneğin argan yağı yazsa da) içerik listesinde sonlardaysa ve en başlarda dimethicone, paraffin, petroleum, gibi sentetik maddeler geçiyorsa nem tutma işlemi büyük ölçüde bu maddeler tarafından sağlanıyordur. argan yağının içeriğe eklenmesinin sebebi müşteriyi çekmek içindir. bunları genellikle ucuz markalar yapar. bu şekilde bakıldığında içerik listesi ürünün fiyatını hak edip etmemesiyle ilgili bilgi verebilir.

  • “benim asıl kimliğim yazarlık değildir. yarın belki bütün elyazmaları, notları, kütüphanemi terkederek ortalama bir kemancı olmaya çalışırım. fakat kemana da bağlı kalamam. yani bir insanın kendini yazar, öğrenci, genel müdür kimliği içine sıkıştırmasını ve bununla kıvanç duymasını anlayamıyorum. dünya o kadar büyük ve seçenekleri o kadar fazla ki keman çalmak bize zevk veriyorsa niye yazar olarak kalalım, bu dünyaya eğlenmeye geldik.”

    (bkz: e dergisi)

  • voyager 1'in 6.4 milyar km uzaktan cektigi dünya fotografina ithafen:

    "uzayın derinliğinden bu resmi çekmeyi başardık. eğer bu resme dikkatlice bakarsanız, orada bir nokta göreceksiniz. o noktaya tekrar bakın. işte o nokta burasıdır. evimizdir. o nokta biziz. sevdiğiniz herkes, tüm tanıdıklarınız, adını duyduklarınız, gelmiş geçmiş tüm insanlar hayatlarını o noktanın üzerinde geçirdiler. türümüzün tarihindeki tüm sevinçlerimiz ve acılarımız, kendinden emin bin çeşit inancımız, ideolojimiz ve ekonomik öğretimiz; her avcı ve her yağmacı, her kahraman ve her korkak, uygarlığımızın mimarları ve tahripçileri, her kral ve her köylü, birbirine aşık olan her genç çift, her anne ve her baba, umutları olan her çocuk, her mucit ve her kâşif, ahlak değerlerini öğreten her öğretmen, yozlaşmış her politikacı, her bir "yıldız", her bir "yüce önder", her aziz ve her günâhkar işte orada yaşadı; bir güneş ışınında asılı duran o toz zerreciğinde.

    dünya, dev bir evrensel arenada yer alan çok küçük bir sahnedir. bütün o komutan ve imparatorların akıttıkları kan göllerini düşünün... şan ve şöhret içerisinde, bu noktanın küçük bir parçasında kısa bir süre için efendi olabildiler. bu noktanın bir köşesinde yaşayanların, başka bir köşesinde yaşayan ve kendilerinden zar zor ayırt edilebilen diğerleri üzerinde uyguladıkları zulmü düşünün... anlaşmazlıkları ne kadar sık, birbirlerini öldürmeye ne kadar istekliler, nefretleri ne kadar yoğun!

    bu soluk ışık noktası, bütün o kasılmalarımıza, kendi kendimize atfettiğimiz öneme ve evrende öncelikli bir konuma sahip olduğumuz yolundaki yanlış inancımıza meydan okuyor. gezegenimiz, çevremizi saran o büyük evrensel karanlığın içerisinde yalnız başına duran bir toz zerreciğidir. içinde yaşadığımız bilinmezlik ve bütün bu enginliğin içerisinde, başka bir yerden bir yardımın gelip bizi bizden kurtaracağına dair hiçbir ipucu yoktur.

    dünya... şu ana kadar, yaşam barındırdığı bilinen tek gezegen. en azından yakın gelecekte, türümüzün göçebileceği başka hiçbir yer yok. evet, ziyaret ediyoruz. ama henüz yerleşemiyoruz. beğenseniz de beğenmeseniz de şu an için dünya yaşadığımız yer.

    gökbiliminin alçakgönüllü ve kişiliği geliştiren bir uğraşı olduğu söyleniyor. bana kalırsa, insan kibrinin akıl dışılığını, küçük dünyamızın uzaktan çekilmiş bu görüntüsünden daha iyi gösterebilecek bir şey yoktur. bu görüntü, bildiğimiz tek evimiz olan bu soluk mavi noktayı daha içten paylaşmamız ve koruyup şefkat göstermemiz gerektiği konusundaki sorumluluğumuzun altını çiziyor."

    carl sagan, 1994

    voyager'in fotografi, çeviri ve kaynak için:
    http://www.bulutsu.org/smn.php

  • türkiye liginde gösterdiği performansla alman milli takımının euro 2016 kadrosunda kendisine yer bulacak ve şampiyonluk yaşayacaktır. (muhtemelen yarı finalde gol de atar). sonrasında türkiye'ye döneyim mi dönmeyeyim mi diye ikileme düşecek, almanlık ne güzel şey diyerek memleketinde kalmaya devam edecektir.

    sonra biri gelecek ismiyle ekşi sözlükte nick alacaktır.

    20 sene önce olduğu gibi.

    (bkz: stefan kuntz)

  • ayranın zehirlenmeyi önleme amacıyla verildiğini düşündüğüm menü. ayran yerine kola isterseniz kabul etmeyebilirler.

  • kezbanın hakim olanı da hiç çekilmiyor dedirten, görev başındaki memura (belediye çalışanı) hakaret suçu işleyen bir hukukçunun söylemi.

    ayrıca, sarı montlu meriçin de ağzını köpekler öpsün. kimi ısırdı, hayır kimi ısırdı diye soruyor, ısırılan iki kişi gösterilmesine rağmen "acaba ne yaptı da ısırdı" diye savunuyor. bunlar başıboş köpeklerden daha tehlikeli yemin ediyorum. tek dileğim bunların da başıboş köpekler tarafından saldırıya uğraması. ben bu kadar cahilliğe dayanamıyorum.

  • şimdi eğip bükmeyelim yunanistan'ın haklı bir şekilde ikinci olduğu listedir.

    bakıyorsun yemeklerine:

    imam bayildikis
    patlican oturtmaki
    karniyarikis
    etlikis dolmasos
    smyrna köftekis
    mıhlamaki
    zeytinyağli taze ayşeki

    tatlılar:

    baklavaki
    tel kadayıfıkis
    sütli nuriyesos
    tulumbakis
    maraş dondurmasıkis
    güllaçikis

    gibi gibi gibi... baksana şu listeye, bunlar birinci olmasında biz mi olalım amk. ;)