hesabın var mı? giriş yap

  • netflix'in ya da youtube'un umurunda olmayacak, halkın bir kesiminin ise daha da ümüğünün sıkılmasını sağlayacak ihtimaldir.

    daha öğrenemedi haşmetmeabları halkı sıktıkça daha da büyüyor kendisine tepki. ilk dönemindeki gibi etliye sütlüye karışmadan yandaş doyursa belki sonraki seçimi bile kazanır ama zaten canına okunmuş gençler gümbür gümbür geliyorken halen daha netflix, youtube vs. uğraşıyor ve daha da geriyor insanları.

    kendi seçmeninin çocukları bile isyan ediyorken danışmanlarının gazıyla böyle açıklamalar yapması kendisi açısından hayırlı değil. ha ülke için hayırlı o ayrı konu.

    bitti o paranın bol olduğu dönem, halkın daha doğrusu kendi seçmeninizin cebini dolduramıyorsunuz. en önemli belediyeler gitti oradan da sosyal yardım, yol yabdı propagandası çıkmıyor. ee, güzel kardeşim daha ne uğraşıyorsun seni ilgilendirmeyen konularla?

    neyse kendi kendini bitiren siyasi olarak kitaplardaki yerini alırsın sen de.

    kapat gitsin. netflix, youtube vs. neymiş. vur kilidi. alkışlamazsam adam değilim. böyle zeka dolu kararlar anca alkışlanır.

    edit: (bkz: 2 temmuz 2020 tbmm'nin netflix'i engellmesi/#109656549)

  • şu otomobili ya adam akıllı üretin adam gibi herkes baksın incelesin ya da hazır değilse de temcit pilavı gibi ikide bir yarım yamalak göstermeyin şunu. yok bagajı açmak yasak yok zoom yapmayın yok binmeyin bu ne arkadaş böyle tanıtım mı olur? yaptığınız iş kendinize benziyor, tebrikler.

  • eğer ki bu eyleme karşılık olarak "ya sapık mısın sen ya salak şey" gibi bi' cevap alıyorsanız, bilin ki karşınızdaki bir türk kızıdır, kaçın. eğer ki melüm melüm bakışlarla birleşmiş dingin soluk alış verişler duyuyorsanız, bilin ki karşınızdaki kız ecnebidir, ingilizce konuşmayı deneyin. eğer ki siz bunu söyledikten sonra hemen kaybolmuşsa ve etraf sessizse bilin ki o bordo berelidir ve merak etmeyin o sizi bulur.

  • 1665 yılının sıcak yaz günlerinde hızla yayılan vebaya yaklaşık 100 bin insanı kurban veren londra 1666 senesinde de büyük bir yangınla sarsılarak ikinci darbeyi yedi. veba kentin insan potansiyelini harcarken bu büyük yangın da kentin alt yapısını yerle bir etti.

    1666 ağustos ve eylül ayları londra için kavurucu sıcakların yaşandığı aylardı. fırıncı thomas farriner 2 eylül 1666 pazar gecesi bir fırıncının yapmayacağı bir hata yaptı ve fırınını ocaktaki ateşin tam söndüğüne emin olmadan kapattı. fırında başlayan alevler sıkışın nizam ahşap evlere sıçradı ve sıcak havanın verdiği destekle tüm ahşap evleri yutmaya başladı. kuvvetli gece rüzgarları neticesinde yangın yayılabildiği kadar yayıldı. londra'da hazır bulunan itfaiye birliğinin gücü yangını kontrol altına almaya yetmedi elbette.

    pazar günü yangının söndürülebileceğine dair umut kalmayınca herkes canının ve malının derdine düştü. yangın pazartesi günü kentin banker ve borsacılarının olduğu kısımları sardı sağolsun thames nehri yangının güneye yayılmasını engelledi. salı günü de aziz paul katedrali alevlere teslim oldu. londralılar kalın taş duvarlara sahip bu yapının tanrı tarafından korunacağını düşünseler de şöyle bir tesadüf vardı: katedralde o sıralar restorasyon çalışması vardı ve bina tahta iskelelerle çevriliydi. ayrıca pek çok kitapçı sözde güvenli diye kitaplarını katedral mahzenine doldurmuştu. dışardan iskeleler içerden kitaplar tutuşunca katedral de sahneden silindi.

    yangın çarşamba günü kontrol altına alındı ama dört günde yapacağını yapmıştı zaten. yangında 13 binden fazla ev zarar gördü, on binlerce insan evsiz kaldı. ölü sayısı belirsizdi. bunda tutulmayan kayıtların etkisi vardı. yangından ders çıkaran yeni londra belediyesi yapı malzemesi olarak ahşabı terk ederek taşa yöneldi. tanrının koruyamadığı yanan katedral de insanlar tarafından yeniden inşa edildi elbette.

  • edit: özelden "link koysana emenike" diyen arkadaşa ithaf,
    al emenike;
    http://www.sozcu.com.tr/…an-takipcisine-yanit-verdi

    mabel matiz ile fotoğraf çektiren bir adet dingil fotoyu bu yazıyla paylaşıyor.

    bu nasıl bir kafadır yahu! adama sinsice yaklaşıp foto çektir sonra da "topsun" deyip paylaşım yap.

    mabet matiz'in cevabı;

    “merhabalar. bugün canımı sıkan bir şeyden bahsetmek istiyorum. yukarıdaki post, dünkü hz. mevlana ziyaretimiz sırasında, türbe kapısı önünde, kibarca benle fotoğraf çekilmek istediğini belirten iki genç arkadaşımdan birine ait. birlikte çekildiğimiz fotoğrafımızı bu metinle paylaşmış. yer bildirimi ve hashtag yapmayı da ihmal etmemiş. bir başka dinleyicimin yorumu sayesinde fark ettim. tuhaf hissettirdi. çocukluğumdan başlayıp şimdinin youtube yorumlarımın yarısından fazlasını kaplayan bu tavır beni hiç şaşırtmadı aslına bakarsanız, alışığım her türlüsüne, sevgiye de sevgisizlik ürünü her türlü içeriğin tillahına da. ama dün bulunduğumuz yerin özelinde düşündüğümde fazla düşüncesiz, kalpsiz ve tutarsız buldum bu hali. belki çok uzun süredir ilk defa içim cız etti. ben de buraya bir not düşmek istedim. şu konuda bir anlaşalım istiyorum artık sevgili arkadaşlar: top! tüfek! ibne! dönme! ve benzeri hitap şekilleriyle insanları, beni, yaralayamazsınız; bu kelimeler benim için herhangi bir hakaret / aşağılama / alay / ötekileştirme hissi asla asla asla içermiyor, içeremez. üzüntüm de şunla ilgili zaten: isterim ki sizin için de içermesinler. isterim ki öncelikle kendi benliğinizi sevip ona saygı duyun. isterim ki dünyadaki yerinizi bulmak için daha faydalı kelimeler kullanın. isterim ki hep bir sorunuz olsun. isterim ki size ait olmayan ezbere bilgilerle yürümeyin. isterim ki sevginin karşısında diliniz de kalbiniz gibi tertemiz kalsın. isterim ki bilerek konuşun. isterim ki mevlana’nın kapısına neden gittiğinizi bilerek gidin. isterim ki güzel olduğunu düşündüğünüz şarkılar varsa orada ne konuşulduğunu biraz olsun hissedin. isterim ki kadın ya da erkek ya da herhangi bir kimlik ile herkes tek başına şapşahane bir birey olabilsin. isterim ki bu cümleler bir işe yarasın. isterim ki şarkılar şiirler kalbinize değsin. çoğumuzun gözü bağlı şekilde sabah akşam ben! ben! ben! diye şuursuzca bağırıp durduğu bu yeni çağ ortamında çok mu şey istiyorum? bilmiyorum. bu aralar ınstagram’dan da çok sıkılıyorum. söyleyeceklerim bu kadar. sevgiyle.”