hesabın var mı? giriş yap

  • 10'luk para birimine (veya 10 luk herhangi bir sisteme) geçiş veya dönüş demektir. ama literatürde daha çok ingilizlerin 1971'de yaptığı para birimi değişimine atıf yapan bir terimdir.

    eski zamanlarda paranın dolaşımında 10'luk sistem yerine düzine'nin kullanıldığı 12'lik sistem çok daha yaygındı. tüccarlar arasında da saymanın ilginç bir şekilde daha kolay olması yüzünden 12'lik (duodecimal) sistemin tercih edildiğini de biliyoruz. bunun niye böyle olduğunun açıklaması çok ama benim hoşuma giden bir tanesi insanın bir elinde yalnız 5 parmak olmasına rağmen başparmağı pivot kullandığınızda 12 adet boğumun olması. eski zamanlarda abaküs taşıyacaklarına tüccarlar iki ellerini hesap makinesi gibi kullanarak hızlıca hesap kitap yapmışlar. paraları da bu sistemi desteklemek için 10'a bölünen (1-10-100'lük) paralar yerine 12'ye bölünen paraları tercih etmişler.

    günümüze yaklaştıkça 12'lik sistem ticarette yerini 10'luk sisteme bırakmış. buna ilk geçen de 1704 yılında ruble ile ruslardır. amerikalılar 1792'de, fransızlar 1794'te 10'luk sisteme dönmeye karar vermiştir.

    ancak ingiltere buna bir türlü geçememiştir. herkesin a dediği bir dünyada b demek ticari olarak absürd bir şeyse de, muhafazakar ingilizlere bu derece bir değişim belki zul geldiğinden gereken adımları bir türlü atamamışlar, tüm dünyanın 100'lük banknotlarla alışveriş yaptığı bir dönemde 1971'e kadar bu sistemi atamızın babamızın sistemi diye devam ettirmişlerdir.

    eski sistemde ingiliz para birimi penny ile pound arasında milyon adet farklı isimde renkte alaşımda ve tipte paralar içeriyordu. bir pound 240 penny ediyordu. ancak bunun altında ve üstünde de bin küsür yıldır ihtiyaçlar neticesinde farklı paralar da ortaya çıkmıştı. mesela :

    farthing
    yarım penny
    thrupenny
    sixpence
    şilin
    florin
    yarım crown
    crown

    bunların değerlemesi yapıldığında ise :

    iki farthing - bir yarım penny
    iki yarım penny - bir penny
    üç penny - bir thrupenny bit
    iki thruppeny - bir sixpence
    iki sixpence - bir şilin (veya bob)
    iki şilin - bir florin
    bir florin ve bir sixpence - yarım crown
    iki yarım crown - bir crown
    dört yarım crown - on şilin
    iki on şilinlik banknot - bir pound (240 penny)
    bir pound ve bir şilin - bir guinea

    etmektedir.

    yani öyle ilginç bir vaziyet ki dümdüz 12lik sisteme biat edilse bir miktar kolay olabilecekken 1 - 12 - 24 - 48 penny diye dümdüz para da basamıyorlardı. zira arada şilin gibi şahsına münhasır sistem birimleri de vardı. ve bunlar ortaçağdan beri var olan, edebiyatlarına şarkılarına vs aksetmiş olan para birimleri olduğu için biri çıkıp o muhafazakar kafaya meydan okuyup "ben şilini kaldırdım artık 24 penny parası" basacağız diyemiyordu. 1800'lerde 10'luk sistemi 12'lik ile bir miktar kaynaştırmak için planlanan 1000'e bölünen "mill" para birimi falan hep parlementoda reddedilmişti. mesela 1800'lerden beri basılmayan bir para birimi olan altın guinea ingiliz günlük hayatında konuşmalarda 1930'larda bile hala yaşıyordu. çok üst düzey lord leydi parası olduğu için ev arsa alırken çok büyük para birimleri hakkında konuşulacaksa hala "evi şu kadar guinea'ye sattım" deniyordu. yani eski para birimi kültüre çok derin işlediğinden bir yerde bırakamıyorlardı.

    1900'lerin ortasında nihayet bakmışlar ki artık milyon dolarların konuştuğu bir global ekonomide cidden eski 12'lik para birimi ingiliz bankacılık sistemine bir hörgüç olmaya başlıyor. 10'luk sisteme dönüş, decimalisation günü, ya da d-günü ile 1971 yılında bu dönüşümün tetiğini çekerler.

    ama bu hiç de kolay bir şey değildir. zira alışmış kudurmuştan beterdir. konu para birimi olunca da alışmış 56 milyon ingiliz vatandaşı vardır. bunları yeniye alıştırmanın tek yolu da eğitimden geçer. o yüzden yeni sisteme geçilmeden önceki sene ingiltere her gazetede her televizyonda her panoda göze çarpan çok yoğun bir alıştırma programına sahne olur. her eve bir kitapçık gönderilir, spor programlarında at yarışlarında 10'luk sistem kartları basılır. televizyonlarda 10'luk sisteme geçiş programları yayınlanır. posta pulları eski ve yeni paraları çevirenı tablolarla basılır, her gün saat 10'da bbc yeni paranın tanıtım programını canlı verir. okullarda yeni nesle 10'luk sistem öğretilir.

    ama bu daha işin iyimser yanıdır. 56 milyonluk bir ülkedeki (daha kredi kartı icat olmadığı düşünülürse) 5 milyon makina, her otomat, her kahve makinası, her ankesörlü telefon kulübesi, her yazar kasa, her park bankosu, her turnike yeni 10'luk sistem paralarıyla değiştirilmelidir. sadece bu makinelerin ayarlanması 87 milyon pound tutacaktır. bunu da yapacak 1 yılları vardır. ama gözü karartıp o işe de girerler. çünkü dediğim gibi artık ok yaydan çıkmıştır.

    nitekim bu ölçüde bir değişime göre bütün bu eğitim programları vesaire meyvesini verir ve yeni paraya geçiş büyük bir sıkıntı çıkmadan gerçekleşir. bankalar yeni basılmış paraları önden büyük stoklar halinde aldıkları için eski paraları hemen değiştirmeye başlarlar. değişim için de yılın bankacılık açısından en sakin ayı olan şubat seçilir.

    bir başka değişik ayrıntı da ülkede para birimi değişince malların fiyatı çat diye değişmeyeceği için raflarda kesirli fiyatlar belirmeye başlar. bir konserveye 3 1/6 penny isteyen satıcılar bir süre ortalarda olur. sonra onlar da alışırlar.

    yeni basılan 10'luk sistem para birimlerinde bizdeki yeni lira ibaresi gibi new/yeni ibaresi karışmasın diye koyulur. bu 1971'de basılan paralar ülkede enflasyon çok da abarmadığı için hala dolaşımdadır ve arada görebilirsiniz

    yeni 1 penny
    yeni 2 pence
    yeni 5 pence
    yeni 50 pence

    işin en ilginç kısmı da ingilizler'in bunu 1971'e kadar yapmamış olma nedenlerinden biri de 10'luk sistemin "karmaşık" olmasıdır. farthinglerle şilinlerle 144'ün katıyla uğraşan adamlar poundun 10'a bölünen kuruş hesabını yapabilmek için plastik aparatlar kullanmışlar

    uzunluk sistemlerinde ise 12 inç'in denk gelen 1 ayak ve 3 ayağa denk gelen 1 yard gibi imperial hesaplamalar sürmektedir. amerikalılar da o yolun yolcusu olduğu için metrik sisteme dönüş bu yüzyıl içinde daha zor gibi görünüyor.

  • an itibariyle gerceklesmis olan olay.
    =======================================================
    13 mart 2016 saat 02:30 || 1361 yazar 1 milyon entry sildi
    ====================================================
    13 mart 2016 saat 02:30 || 6 mart'ta basladigimiz entry silme eyleminde 1 hafta olmadan 1 milyon entry sildik.

    edit: bu entryleri neden sildik, anlamayan arkadaslar icin anlatma ihtiyaci hissediyorum. tema ile sesler yukselmeye basladi. eksi seyler ciktiginda ise kullanici sozlesmesinin habersiz olarak degistirildigi goruldu. ne bir olay isigi yandi bunun icin, ne de haber verildi. oradan sonra artan sesleri kesmek icinse haksiz yere yazarlar ucuruldu.

    peki sadece bu kadar mi? siz su anda sozlukte ozgur bir sekilde yazdiginizi mi zannediyorsunuz? regus olayi nedir bilir misiniz? bilmeyen bilenlere sorsun o basligi acan yazar neden ucuruldu anlatsinlar size. ticari itibar denilen sey nedir, var mi bir bilginiz?

    debe listelerine mudahale edilmedi mi bu sozlukte? kac kere bu olay oldu. yonetim kac defa gercekten, duzgun ve doyurucu bir cevap verebildi? sizin yazdiginiz sey birilerinin hosuna gitmezse debeden de cikabilir. ne kadar da ifade ozgurlugu olan bir sozluk.

    peki bu bir sey mi? hayir. format denilen bir sey vardi bu sozlukte. formattan geriye ne kaldi peki. yer gok cop entry doldu sozlukte. kimse de demedi aga bu nedir diye. su anda sadece ve sadece kufurden olusan entry girebilirsin ve entryn silinmez. boyle de harika sozlukte yaziyoruz.

    bu mu sadece peki? hayir, bitmedi. zamaninda bu sozlukte moderasyon istifasi yasandi. dunyalar kadar emek veren gonullu yazar bu sozlugu birakti. durun diyen oldu mu? ben soyleyim. olmadi. yonetim sag yazarlar selametti. biraz ses cikti, tepki icin entrylerini silenler oldu, o kadar.

    ozet gecmem gerekirse her site dogar, buyur ve olur. ne olursa olsun bu olaydan bagimsiz olarak eksi sozluk zaten oluyordu, biz sadece hizlandirdik bu olumu. aci cekmesin istedik, o kadar.

    ==========================

    acikcasi bu listeyi tutmaya basladigimda bu kadar cok desteklenecegini dusunmuyordum. 1500'e yakin yazar sozlukten memnun degilmis ve bu memnuniyetsizligini yillarini verdiklerini anilarini, arkadasliklarini, hayallerini ve dus kirikliklarini silmekten cekinmeyerek dile getirecek kadar cesurmuslar da. bu yuzden hepinize tesekkur ediyorum.

    bu sure zarfinda 50'ye yakin yazar ucuruldu. ve hepsi de sudan bahanelerdi. sivrildikleri icin, sesleri cok ciktigi icin ucuruldular. yonetime bu konuda tesekkur ediyorum, bizleri uyandirdilar, bizim daha da motive olmamizi sagladilar.

    yakin zamanda beni de ucuracaklarini dusunuyorum ama daha once de belirtmistim ki ben zaten ucmayi goze aldim. korkacagim bir sey yok. artik bu platformda bulunmak istemiyorum. ha bu entryi senelerce burada barindirma cesaretleri olacaksa bu entry benim tarafimdan silinmeyecek. gorelim bakalim.

    1 milyon entry'nin silinmesine goz yuman yonetim acaba ne dusunuyor su anda cok merak ediyorum. merak etme kanzuk az kaldi bitiyor cilen.

    bu zamana kadar destek olan, entry silen-silmeyen, kufreden-oven herkese tesekkur ediyorum. bu sozlukte durmanin daha fazla anlami kalmadi benim adima.

    kanzuk hani demistim ya bundan bir kac gun once biz gidiyoruz diye. sana trollerin ve kadin yazarlarinla bir omur boyu mutluluklar dilerim. (alinanlar olmus. elbette kalan cok iyi yazarlar da var. onlarin alinmasina gerek yok)(kadin yazarlar surekli aliniyor efendim, durduramiyorum) (tabi ki 8 mart 2016 toplu alimda gelenlerden bahsediyorum. onlarin icinde de formata uyan, sozluk kulturunu bilenler var, onlari tenzih ediyorum. rica ediyorum alinmayin artik)

    kanzuk, biz gittik.

    not: nereye gittigimi soran olursa mesaj atabilir. ellerine koz vermek istemiyorum.

    artik tema yuzunden olay cikaruuleeer diyen olursa kalbini kirarim.

  • afet toplanma alanlarını avm yapan zihniyet sığınakları ne yapardı kim bilir? iyi ki yok!

    (bkz: afet toplanma alanlarında avm yapılması)

    edit: şu entarime bile sözlüğün katıksız bilinen trolleri savunmaya geçiyor ya daha ne yazayım? kendisine yazdığım mesajın sonunu buraya da yazayım hepsine cevap olsun.

    " umarım bir gün o toplanma yerlerine ihtiyacın olur da gittiğin zaman yerine avm yapmış olsunlar. olmadı cami de olur. ne de olsa ikisinden de çok var. "

  • büyük çöküş, evren biliminde evren'in nasıl sonlanacağıyla ilgili üç olası senaryodan biridir. bu üç senaryo, rus bilim adamı aleksandr fridman tarafından 1922 yılında ortaya atılmıştır. büyük çöküş senaryosu'na göre evren'in genişlemesi, kütleçekimi etkisiyle giderek yavaşlayarak, evren'in genişleme hızı ve evren'deki toplam kütle miktarına göre belirli bir gelecekte duracak ve daha sonra da içine çökmeye başlayarak başlangıç anındakine benzer bir tekilliğe dönecektir.

    kaynak vikipedia

  • süper sakin bir şekilde thy internet sitesine girilir. 1 hafta sonrasına business class 2 tane new york bileti bakılır. akabinde bilgisayar başından kalkılır. yavaş adımlarla kapıya doğru gidilir. apartman merdivenlerinden sakin bir şekilde inilir. 4 kat aşağıda sizi bekleyen çıkış kapısına ulaşılır. kartal'ın sokaklarına son bir bakış atıldıktan sonra "alllllaaaaahhhhhhhhhhhhhhhh" diye bağırılarak sahile kadar koşulur.

    önemli not: "allllaaahhhhhhhhhhh" nidası için pi'yi şener şen alınız.

  • muhtemelen başarısız bir prank'tir. uzaylıların insan formunda yani humanoid olarak tasvir edilegelmiş olması sinemada bugünkü cgi tekniklerinin olmaması, bu tip kostümler üretmenin daha kolay olması ve bu şekilde onu insanla akrabalaştırarak ruh vermenin ve iletişim kurmanın kolay olmasıyla ilgilidir. farklı kıtalardaki canlılar bile bu kadar farklı evrimleşirken farklı bir galaksiden gelen bir canlının toplama kampından kaçmış kemikleri sayılan koca kafalı bir insan gibi görünmesi akla ve mantığa aykırıdır. bu ancak "insanı uzaylılar yarattı" teorisiyle birlikte ileri sürülebilecek iddia olabilir, lakin 200 bin sene önce gelip dünyada insanı yaratan uzaylının 200 bin sene sonra gelip motor arızası nedeniyle nevada'ya falan çakılacağını düşünebilene de herhalde bir ödül falan vermek gerekir.

    debe editi: gezi şehitleri ölümsüzdür.

  • ben geldim!
    var mı içerde biri?
    duyuyorsan beni başını salla sadece...
    acaba var mı biri evde?

    hadi... yapma ama böyle!
    duydum ki keyfin değilmiş yerinde...
    acını hafifletebilirim istersen,
    ayaklarını bastırabilirim tekrar yere...

    sakinleşsene!
    biraz bilgiye ihtiyacım var öncelikle,
    sadece basit gerçeklere:
    acıyan neresi göstersene...

    aslında acımıyor hiçbir yerim...
    ama sen kaçırıyorsun dumanını ufukta kaybolan geminin
    artık sadece dalgalarla boğuşarak kurtulabilirsin!
    dudakların kıpırdasa da duyamıyorum ne dediğini...
    çocukluğumda... bir gece ansızın fırlamıştı ateşim...
    ellerim büyümüş, büyümüş... ve taşlaşmıştı sanki!
    aynı duyguyu yine hissediyorum şimdi...
    açıklayamam, açıklasam da sen anlayamazsın nedenini
    hem zaten ben hep böyle değildim ki...
    son zamanlarda halinden memnun bir uyuşuk oluverdim...

    tamam... peki!
    sadece ufacık bir iğne deliği,
    ve sonra geçecek hepsi!
    ahhhhhh!
    ama kendini biraz kötü hissedebilirsin...

    ayağa kalkabilecek misin?
    sanırım işe yaradı. iyi!!
    bu sağlayacak gösteriyi devam ettirmeni.
    hadi ama... gitme vaktimiz geldi!

    aslında acımıyor hiçbir yerim...
    ama sen kaçırıyorsun dumanını ufukta kaybolan geminin
    artık sadece dalgalarla boğuşarak kurtulabilirsin!
    dudakların kıpırdasa da duyamıyorum ne dediğini...
    çocukluğumda... bir bakış yakalamıştım ani,
    gözümün ucuyla bir an için...
    ama tekrar baktığımda o çoktan gitmişti!
    ne olduğunu bile hatırlamıyorum oysa şimdi...
    o çocuk büyüdü... kurduğu hayallerse yitip gitti...
    halinden memnun bir uyuşuk oluverdi şimdi!

  • üst edit: sözcü gezetesi aynı konuya değinmiş. sözlükteki gazeteciler boş durmuyor.

    kızın koltuktan kalkmadan evvel yanında oturan adamın koluna hafif teması ve adamın ilginç bir kol hareketinden sonra sanki ya arada bir alışveriş var ya da bir hırsızlık var hissi uyandırandır.

    bu iki durumda da kız sanki aniden uzaklaşma derdinde ve resmen fizik kurallarına meydan okurcasına adrenalin salgılamakta. ayrıca tüm bu teorilerin üstüne bir de bu saçma düşme olayı gerçekleştiğinde tepki vermeyen '' o adam '' ise şüpheleri üstüne çekmektedir.

    kız aniden inmeye karar veriyor, o arada yanındaki ile bir olay yaşanıyor belki öncesi de olabilir ancak '' o adam '' kesinlikle şüpheli ve yahut tanıktır.

    garip silsileler halinde seyreden vakıadır.

    (bkz: behzat ç.)

    edit: gelen onlarca mesaj üzerine söylemek isterim ki, söz konusu videoda görülen şüphe uyandıran hareketlerin ve vücut dilinin herkes tarafından ilk bakışta görülebileceğini düşündüm. adli merciler muhakkak ki ilgili videoyu başından sonuna kadar izleyecektir. salt video'yu bu haliyle izlediklerinde cd çözümü yapacak olan polisler de aynı durumda aynı şekilde olayla bağlantısı olup olmadığına dair tüm olasılıkları değerlendireceklerdir.

    maddi gerçeğin ortaya çıkarılması adına muhakkak ki tanık ifadelerine başvurulacaktır. söz konusu entryim salt video kaydına dayalı bir "yorum" olup hiçbir şekilde suçlayıcı bir entry değildir.

    he bu arada sherlock falan da değilim. *

    hepinizin gördüğünü ilk yazanım sadece...

  • yalnız olmasan ne olacak. çocuğun torunun ölse de mirası bölüşsek bakışları arasında yaşamak çok mu güzel. hele sağlığın yerinde değilse