hesabın var mı? giriş yap

  • wrap wrap yapın da ass'inize sokun demek istediğim kelime.

    allah cezanızı versin ulan. adam açmış bir kıytırık dürümcü dükkanı. dürüm değil de "wrap" yazmış. wrap ne lan wrap? dürüm derken varoş mu kaçıyor? dilinden bu kadar utanıyorsan ne diye bu ülkede yaşıyorsun ki?

    hangi ara bu kadar küreselleştin de önünü yabancı müşteriden alamıyorsun a özenti gebeş.

    oh be!

  • çalışma prensibi aslında oldukça basit olmasına karşın kısaca açıklamak oldukça zor para piyasası. yapabildiğim en sade açıklamayı yapmaya çalışıyorum.

    1. şimdi forex'i düşünmeyin. elinizde para var ve döviz alacaksınız. döviz bürosundan ya da bir bankanın internet şubesinden döviz aldığımızı düşünelim. tam olarak ben bunları yazarken dolar/tl kuru 2,2649. 2264,9 tl karşılığı 1000 dolar aldığımızı varsayalım. eğer yarın dolar 2,30'a çıkarsa ben yaklaşık 35 lira para kazanmış, 2,20'ye inserse 65 lira para kaybetmiş olacağım. buraya kadar çok basit ve anlaşılır her şey.

    2. forex piyasasında ise kaldıraç olarak isimlendirilmiş bir sistem var. bu sistem riski arttırarak kısa zamanda daha çok kar etmek üzerinde kurulu. yalnız aynı oranda da kaybetme riskinizde var tabi ki.

    peki nedir bu kaldıraç? elinizdeki parayı aracı kurumun kaybetme olasılığına karşı teminat olarak gösterip, elimizdekinin 100 katına kadar büyüklükte döviz alabiliyoruz.

    nasıl? elimizde 2265 tl para var. bununla ancak 1000 dolar alabiliyoruz. ama diyoruz ki aracı kuruma sen 1000 değil 100.000 (yüzbin dolar) al. eğer dolar düşerse benim 2265 tl ile zararını karşılarsın. bu durumda aracı kurum 226.490 tl karşılığında 100.000 dolar alıyor. bu durumda dolar 2,2423'e kadar gerilerse aracı kurumun zararı yaklaşık 2265tl olur. ve o anda aracı kurum pozisyonu kapatır, siz de tüm paranızı kaybetmiş olursunuz. öte yandan dolar 2,29'e yükselirse 100.000 dolar karşılığı 229.000 olacağı için o noktada elinizdeki doları satmanız durumunda 2510 tl para kazanırsınız.

    yukarıdaki örnekte de görebileceğiniz gibi 2265 tl para ile forex'te yatırım yapıp paranın tümünü de kaybedebilir 2510 tl para da kazanabilirsiniz.

    edit: bu arada forex ile alakam 3 saat önce başladı. 3 saat "neymiş lan bu forex?" diye araştırıp, anladığımı buraya yazmak istedim. yanlış bilgi verdiysem affola.

  • “ - senin kollarından birini koparacağım pollyanna!!!
    - olsun. bir tane daha var. :))”

    yukarıdaki diyalog ile özetlenebilecek kavramdır. toksik iyimserlik olarak da çevrilebilir türkçeye.

    psikolojiden bihaber kişisel gelişimcilerin “olumlu düşün, olumlu olsun” dayatmalarını bilirsiniz. “evren’e pozitif enerji gönder!” çat, “kötüyü çağırma!” çut. insanların kafasına vura vura onları mutlu etmeye çalışırlar. çevrenizde “senden daha kötülerini yaşayanlar var, şükret biraz!” diyen öğütçü tipler vardır mesela. esasında fayda sağlamaktan çok sizi daha büyük karamsarlıklara sevk ettiklerini bilmezler. veya günümüz sosyal medyasını ele alalım. herrrrrkes mutlu. hepsi güne sabah sporlarını yaparak başlamış, kahvelerine krema değil serotonin katılmış adeta, başaracaklarına inandıkları için her şeyi başarmışlar falan. hayır, bunların çoğu sahte mutluluklar. ve siz tüm bunlar yüzünden içinizdeki olumsuz duyguları bastırmak, güçlü görünmek zorunda değilsiniz. onlar gibi mutlu olamadığınız için zayıf hiç değilsiniz.

    psikolojide duygular iyi veya kötü diye bir ayrıma tabi tutulmazlar. hepsinin bizim için bir işlevi vardır. sağlıklı olan onların farkında olmaktır. mutluluk kadar üzüntüyü, öfkeyi, tiksintiyi vs. kabullenmek, size anlatmaya çalıştığı şeyleri fark etmek gereklidir. duyguları bastırmak, yok saymak, olmadığınız bir ruh halini yansıtmaya çalışmak ise depresyon başta olmak üzere birçok psikolojik rahatsızlığa davetiye çıkarmak demektir. çünkü siz yok saydığınızda o duygu yok olmaz. içinizde bir yerlerde kalır, siz bastırdıkça üstüne eklenir ve giderek büyür. ve bir gün çok daha güçlenmiş bir şekilde açığa çıkar.

    holokost mağduru bir psikiyatrist olan viktor frankl’ın geliştirdiği trajik iyimserlik diye bir kavram var. acının, kaybın, üzüntünün vs. farkında olmak ve onları kabullenip içselleştirerek anlamlı hale getirmek olarak açıklayabiliriz bu kavramı. toksik iyimserlikten ayrıldıkları nokta tam da acıya karşı aldıkları tavırda yatıyor. toksik iyimserlik acıyı yok sayıp etrafından dolaşmaya çalışırken trajik iyimserlik acının tam ortasından geçiyor. ve ondan öğrendiklerini kişinin benlik gelişiminde bir araç olarak kullanıyor. ölmek üzere olan bir insanın yanında durup elini tutan kişi örneğinin temelinde bu anlayış yatıyor. kurtaramasa dahi onun son nefesinde yalnız kalmamasını sağlamak, acısını görmek ve bunu paylaşmak, sonra da o acıyı kendi öğretisinin bir parçası yapıp yoluna devam etmek yaşanan travmayı daha anlamlı hale getiriyor. beraberinde de acıya rağmen umudu sürdürme çabasını kuvvetlendiriyor.

    sonuç olarak acıya, üzüntüye, kayıplara karşı dayanıklı olmanın yolu bunlardan kaçmak, bunları inkar etmek ve sürekli olumlu şeylere odaklanmaktan geçmiyor. tam aksine, olumsuzluğu bilmek, kabullenmek ve onunla yüzleşip dersini alarak yoluna devam etmekten geçiyor. bunun için de önce duygularınıza kulak vermelisiniz. üzüntünüzü, korkunuzu, endişenizi hissetmek için kendinize izin verin, size anlatacakları çok şey var.

  • mikrofonun karşısına kendini atıp dakikalarca propoganda yapıyorsan sonuçlarına da katlanacaksın. dede mede fark etmez.

    neden bizim dedemize ninemize böyle şeyler yapan olmuyor acaba bir düşünelim bakalım. belki parti örgütünden fırlamış gibi konuşmalar yaparak insanları dellendirmedikleri içindir.

    ek: bu entry'i düşünce ve ifade özgürlüğü açısından eleştirenler olmuş. ben dede fikrini açıklayamaz demiyorum, açıklar. ama onun fikrine katılmayanlar da bunun karşılığında dedenin eline verm- protesto hakkını saklı tutar. sonuçta burada akp'lilerin diğer partililere yaptığı gibi sözlü ya da silahlı bir saldırı yok. basit bir tepki gösterme var. demokrasi böyle bir şeydir. öğreneceksiniz zamanla.

  • 2010 falan. her şey bir anda boktanlaştı. neyse ki boktan günler geride kaldı, şimdi her şey daha da boktan.
    süper yıl.