ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gülşen'in lolipop klibi
-
akp gidene kadar ben bunları eleştirmem hatta desteklerim. ne zaman akp gider işte o zaman petek dinçöz foolish casanova muamelesi yapar yerin dibine sokarız*.
ne olursa olsun soğukkanlı olabilen insan
-
hayatın kendisini şaşırtmasına izin vermeyen adamdır.
uçan inek mi gördü? uçsun abi, bana zararı olmadığı müddetçe uçsun, der ve yürüyüp gider.
kaçış edebiyatı
-
bu aralar canım sıkkın. en çok da, "neden?" sorusuna sıkılıyor. dün gece kaçış edebiyatına dalmak istedim bu yüzden.
beceremedim ama. kaçamadım. ellerim hep geride kaldı; kurguladığım hikaye zihnimde olup bittikten çok sonra, ancak bir tarihçi gibi kayda geçirebiliyordum. yapamayacağımı anladım ve kariyerimi yarıda bırakmaya karar verdim, ama tek neden elbette bu değildi.
ismi çok garip geliyor. inşaat inşa edicisi veya tost pişirici makinesi gibi. edebiyat, kaçmak için değilse ne için var? romain gary de uzaklaşma ihtiyacımı karşılıyor, jrr tolkien de. burada ve şimdi varolmak istemediğim için kitap okuyorum. başka dünyaların, başka insanların varolma ihtimaline esir oluyorum kitap okurken. ne mutlu bir esaret o!
hayır ben bu işi yapamayacağım. "belki" cevabını sevmediği için dünyanın en güzel kadınlarını elinden kaçıran benim gibi insanların, daha net bir iş tanımına ihtiyacı olur hep. esnaf olmaya karar verdim; brülör satacağım. üçe alıp beşe satacağım.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"herkesin beden eğitimi 5 olan ülkede olimpiyatlarda 0 çekmemizi ateistler bile açıklayamaz."
anlam verilemeyen insan davranışları
-
otobüste ineceğim durağa yaklaştığımda tuşa bastıktan sonra başka birinin beni tuşa basarken gördüğü halde gelip göz göre göre aynı işlemi tekrar yapması. lan arkadaş neyin kafasındasın şeffaf değilim lan ben, bastık işte amk bir kere yapmak yetiyor zaten şu işi. ne yaptım da o 45 dakikalık yolculukta tanımamana rağmen bana olan güvenin sarsıldı anlamıyorum.
odaya biri girdiğinde uyumuş taklidi yapmak
-
aslında bunun çok önemli bir nedeni var ve yıllardır kimse dile getirmiyor. yine iş başa düştü, ben ifade etmeye çalışayım ve milyonlarca insanın yüreğine fuse tea serpeyim. bu benim başıma da geldi esasen. şimdi... mesela sen kanepede yatıyorsun fakat uyumuyorsun, gözlerin kapalı sadece. o sırada biri odaya giriyor ve senin gözlerinin kapalı olduğunu görüp hemen yapıştırıyor: "aa yavrum uyumuş, ses etmeyin ses etmeyin uyumuş.. ay yoruldu tabii." evet bu cümleleri her insan evladı duymuştur. şimdi bu cümleleri duyduktan sonra biz nasıl diyelim "hayır lan ben uyumuyorum, bi' yanlışlık var." diye? diyemeyiz. neden diyemeyiz? çünkü o ortamın güzelliğini bozmak istemeyiz. bırakalım öyle sansınlar bakalım n'olcak diye sonuna kadar takılırız bu yalanın peşine. baktık ki yalan bozulacak, seslerden rahatsız olduğumuzu ifade edecek şekilde kıçımızı diğer tarafa dönüp şöyle 3 saniyelik bir esneme hareketi yaparak sağ gözümüzü yarımca açıp "ımmh..." diyerek halıya anlamsız bakışlar atarız. yani bunun seni beni yok. bu hareketi kaşgarlı mahmut da yapmıştır, gabriel batistuta da yapmıştır. bu hareketin dini dili ırkı yok arkadaşlar.
1 liraya kiracı arayan ev sahibi
-
adam kira ücreti karşılığı sevgililik yapacak kadın arıyor ya la ahahaha. sevgi satın almaya çalışmasını geç, olm para karşılığı sevgililik yapanlar 6 aylık geliriyle seni de evini de satın alır zaten. bu nasıl yokluk nasıl bir zavallılık ben anlamıyorum ki.
yazarların şu an duymak istediği söz
-
" o nasıl bir kabusmuş öyle! hadi yıka yüzünü de gel! yıl hala 2007! "
saç ekimini gerçekleştirdiğimiz şehidimiz
-
tam olarak "saç ekimi için tedavisini gerçekleştirdiğimiz kahraman şehidimiz fethi sekin için allahtan rahmet yakınlarına sabır diliyoruz..." olması gereken başlık.
http://hizliresim.com/bvga4m
bu rezil gönderiyi paylaşan ise yıllardır izmir'de kaçak olarak saç eken ve doktor barındırmayan güzellik merkezi likya estetik. insanların hayatını kurtaran kahraman bir polis üzerinden reklam yapmak ancak bunlara yakışırdı. reklamdan öte hasta mahremiyetini bilmeyen ehliyetsiz ve etik değerlerden yoksun bir firma.
pieter brueghel
-
kaotik yansımayı ve karmaşanın izdüşümlerini alabildiğine ince ayrıntılarla eserlerine aktarmış olan hollandalı sanatçı. 1525 yılında doğup, 9 eylül 1569'da hayatını kaybetmiştir. eserlerinin genelinde (bilmiyorum bana mı öyle geliyor) son derece apocalyptic bir atmosfer mevcut. öyle ya belki de bu, çöküşün ve telaşın olmazsa olmaz unsurudur. fakat kasvetin bünyemde yarattığı o mistik çekimserliğiyle, eserleri beni etkilemekte.
yaptığı eserlerin birçoğu viyana'da bir müzede* sergileniyor. gidip görmek lazım.
bazılarını buraya atayım;
dulle griet, superbia(en ilgimi çekenlerden), the storm at sea(bilinen son eseri), winter landscape with a bird trap
cumhuriyetin kurucu kadrosunun hiç şehit olmaması
-
muhtemelen kurucu kadroda olanlar şehit olmadıkları için kurucu kadrodadırlar.
biraz karışık değil mi?
honore de balzac 16 yaşında, arkadaşları ona mal değneği diyor.
burak yılmaz
-
kendisinin heykeli yapilirsa dusup kirilabilir
can simidiyle 1 km açığa sürüklenen bebek
uzun boylu kızların kısa boylu kızları kıskanması
-
boylarına uygun sevgili bulmaları zor olduğundandır. gerçi ben kısayım ben de bulamıyorum. bu adamlarla kim çıkıyor lan o zaman.