hesabın var mı? giriş yap

  • geç? kime göre neye göre geç sen bana onu söyle hele.

    haftanın 2 günü hastanede nöbetçi olan bir sağlıkçıyım belki. belki gece çalışan bir özel güvenlik işçisiyim. barmenim, ikinci öğretim okuyan bir öğrenciyim belki.
    gecenin bir saatinde rahatsızlanan akrabamın, arkadaşımın yanına sırf cebimde taksi parası olmadığı için gidemedim belki hatta.
    hepsini geçtim, sikimin keyfine göre barlarda demleniyorum, sürtüyorum sana ne lan?
    kamu hizmetlerini senin mesai saatlerine, komşu/akraba gezmelerine göre mi ayarlamak zorundayız? normal olmanın kıstası senin uyku düzenine göre mi belirleniyor a benim kınalı cahilim?

    işini gücünü yahut keyfini geceye göre düzenlemiş bir insan elbet otobüs seferi isteyecek o ''geç'' saatlerde.

  • -siri bana da biraz komiklik yap. yap ki ben de güleyim diyalog yazayım.

    +barış!!!

    -anlamadım?

    +özgürlük!!!

    -pardon?

    +demoqq'rasi!!!

    -ne alaka??

    +aşiti!!!

    -olm hangi dil lan bu, kimsin lan sen?

    +benem ben! siri süreyya önder!

    -ahahahahaha ya ama hahahha.

    +la bu solcular size ne etti gardaşım.

    -ahahahah kahvemi püskürttüm.

    +pis kürt mü?? ula faşik!!

    -ahahhahahahah ahahha sandalyeden düştüm lan ahahaha.

    +niye sen ekşici misen gardaş?

    -evet yeni yazar oldum burda.

    +o zaman siz piçler bunu çok seversiz.

    -neyi?

    +dövlet bize bokmir!

    -ahahahahahha adasdasfdasd kjsdfsafaskdjdak ahahhahah öldüm ya hahaha yeter haha.

    +sus lan itin evladı!

    -hooop ayıp oluyo ama siri.

    +şaka lan şaka siri sakık oldum şimdi de. sözüm vandallara hahaha.

    -hahahaha.

    +maksat diyalog maksat uzlaşı. çözüm süreci hahahah.

    -evet hahahahahaha.

    +la sizin ülke zaten komik ben niye güldüreyim hahaha başkanlık sistemi hahahaha.

    -hahhahahaha.

    +ne acayip bi ülkeye programladılar lan bu sefer ahaha sirilerim bozuldu benim de haahaha.

    -ahahahahaha.

    +neyse sarjım bitiyor gidiyim de biraz da devlet siri olayım madem hahahaha.

    -ahahahahahaha.

  • (bkz: kan benim damar benim)

    debe edit: daha mantıklı bir entryle bu listeye girmeyi ben de isterdim tabii. siz yine de kadın bedenini kullanıp çağdaşlaşmayı yalnızca maddi boyut üzerinde gelir elde etmek olarak algılayan bir zihniyetin ürünü olan bu programları izlemeyin, izlettirmeyin efendim.

  • bırak hakkari’yi iskenderun’da bile komutanlarımız bizi dağdan gelebilecek terör saldırısına karşı uyarırlardı. çok kez yaşandığını belirtirlerdi.

    orta doğu kültürü yine iş başında, tuttuğunu linç ediyor.

    tamam en güzel senin vatanın, en güzel senin ilin, en süper ülke burası. dağı taşı cennet. gerizekalılar.

  • koç yumurtasının bolca tüketildiği yurdumun bi köşesinde, mem-et isimli süper yaratıcı mahalle kasabında bayan bir müşteri ile birlikte sıra bekleniyordur. kanı kaynayan ve muhtemelen kasabın daimi müşterilerinden biri olan açıksözlü vatandaşın içeri girmesiyle 'usta daşşşşak var mı?' diye sorması bir olur. birden ortam sessizleşir, bir tek western filmlerindeki gibi ortadan yuvarlanarak geçen diken yumağı eksik kalmıştır.açıksözlü vatandaş kısa sürede kasapta beklemekte olan bayanı farkeder ve durumu toparlamaya çalışır: 'pardon usta taşak var mı?' (bkz: and the oscar goes to)

  • bir insanın siki nasıl bir çocuğa kalkabiliyor, ben anlayamıyorum.

    anneannem öksüz kalmış, halası yanına almış, insan eti ağır derler, küçücük kız ona da ağır gelmiş olacak ki 12 yaşındayken dedeme vermişler. daha adet görmüyormuş anneannem. 13 yaşında teyzeme hamile kalmış, 15 yaşında annemi doğurmuş.

    çok fakirlermiş, kızlarına bezden çöpten bebek dikermiş ama önce kendisi oynarmış, hevesini aldıktan sonra bebekleri kızlarına veriyormuş ama yine de birlikte oyun oynuyorlarmış. dama yatıp geçen bulutları seyredip bir şeylere benzetirlermiş, çocuk anne ve çocukları.

    anneannem ölene kadar çizgi film seyretti, gizli gizli kendine oyuncak ve bebek alırdı.
    nur içinde yatsın, kaderini kabullenmekten başka çaresi yoktu.

    dedeme küfretmek isterdim ama iyi bir adamdı; üç çocuğunu da yokluk içinde okuttu, meslek sahibi yaptı ve anneannemi ve çocuklarını da çok sevdi. o da kimsesizmiş, ortada kalmış, köyün delisi gibi bir şeymiş (vizontele'deki deli emin gibi) . sonradan biraz aklı yerine geldi gibi. ya da biz ona çektiğimiz için dedem bize normal geliyordu.
    nereden nereye yine.