• geç? kime göre neye göre geç sen bana onu söyle hele.

    haftanın 2 günü hastanede nöbetçi olan bir sağlıkçıyım belki. belki gece çalışan bir özel güvenlik işçisiyim. barmenim, ikinci öğretim okuyan bir öğrenciyim belki.
    gecenin bir saatinde rahatsızlanan akrabamın, arkadaşımın yanına sırf cebimde taksi parası olmadığı için gidemedim belki hatta.
    hepsini geçtim, sikimin keyfine göre barlarda demleniyorum, sürtüyorum sana ne lan?
    kamu hizmetlerini senin mesai saatlerine, komşu/akraba gezmelerine göre mi ayarlamak zorundayız? normal olmanın kıstası senin uyku düzenine göre mi belirleniyor a benim kınalı cahilim?

    işini gücünü yahut keyfini geceye göre düzenlemiş bir insan elbet otobüs seferi isteyecek o ''geç'' saatlerde.
  • pembe metrobüs isteyen tiplerden değildirler.

    edit: ingiltere'de sefer saatlerinin geceleyin bazen hiç olmadığından dem vurulmuş veya azaltıldığından, bazı insanlar dünyayı ayna programının gezdiği yerlerden ibaret sanıyor sanırım. git bak bakalım bir londra'da havalar nasıl.
  • çoğunluk ve ortalama kavramlarını ısrarla görmezden gelen tiplerdir.

    "belki ben o saatlerde yaşıyorum da bilmemne" diye çıkışırlar hemen. tamam da arkadaşım, bir ülkede bir sistem, olabilecek bütün ihtimallere göre değil, ortalama çoğunluğa göre ayarlanır. toplu taşıma sisteminin saatlerini ayarlamak için elbette ki bir "ortalama insan" baz alınacaktır. eğer bu şehirde saat 23.00'ten sonra insanlar "çoğunlukla" evlerindeyse doğal olarak ona göre bir düzenleme yapılır. eğer gündüz herkes evinde olsa, sadece geceleri dışarı çıksa, bu sefer sarhoş olsun ayyaş olsun ona göre otobüs seferleri düzenlenecekti. ayrıca bazı merkezi semtlerde bildiğim kadarıyla 24.00'a kadar sefer var.

    senin gece yarısı acil bir yere gitme ihtiyacın, onun alkol alma ihtiyacı...biri de kul hakkı demiş. e iyi de günlük kullanıma göre aşırı az bir kitlenin ihtiyacı için bu otobüsler bütün gece boş gidip gelecek, onun parasını da hiç onları kullanmayan insanlar ödeyecek. al sana tersine kul hakkı... işine gelmeyen herşeye kul hakkı deyip yaygara koparma aga. önce orada sana bir hak doğup doğmadığına bir bak. koskoca şehirde yaşıyorsun, birtakım hizmetler veriliyor, bu hizmetlerin planlamasının kullanım miktarına göre planmanması neden batıyor anlamış değilim.
  • ingiltere-almanya-isveç-abd gibi ülkelerdeki taşımacılık hizmetini sikine bile takmayan tiplerdir bunlar.

    canım evladım, şimdi tane tane anlatayım. bir sağlıkçı olarak ben nerede yaşıyorum? türkiye. neredeki hastanede görev yapıyorum? türkiye'deki. ne vatandaşıyım ben? tc. peki bu ülkedeki yasalar ve sosyal yaşantı kimin rahatı ve huzuru için düzenlenmeli? eh, pek tabii ki benim/bizim.

    hah, bak gördün mü? demek ki neymiş? başka başka ülkelerdeki düzenlemeler beni ilgilendirmiyormuş. gerek para gerek emek anlamında hizmet ettiğim bu toplumdan tek isteğim, biraz olsun bu yaşamda bana da yer açabilmesiymiş. bu kadar basit işte.

    unutmadan ekleyeyim. insanlar işlerine geldiği zaman nasıl da ''batı''yı örnek gösteriyor hemen. yerim ya.

    edit: sosyal yaşantıya yönelik sistemlerin başarısı (kalitesi) çoğunluğa sağladığı refah ile ölçülmez. neden? çünkü çoğunlukta olan zaten bir şekilde yolunu bulur. keza zaten sayıca fazla olduğu için ilk olarak ona hizmet sağlanır. lakin, önemli olan azınlıkta olanları yaşatabilmektir.

    dediğim gibi, çoğunlukta olan zaten refahta ve güvende. adı üstünde işte lan, çoğunluk. eğer sistem azınlıkta olanın dara düşmesini, ezilmesini engellerse biz ona ancak o zaman ''başarılı'' diyebiliriz.
  • sanırım ben de bu tiplerdenim. ama bir sor niye!

    uğurmumcu mah.'de oturuyorum. 8 ağustos 2012 galatasaray fiorentina maçına gitmeyi düşünüyordum ki iett buna taş koyuyor. maç saat 22.00'da. maçın bitimi 23.45. arena'da hiç maça gitmemiş olanlar bilmez, maçtan sonra metroya binmek ortalama 1 saattir. oldu mu saat 00.45. 15 dakikaya mecidiyeköy'deyim. etti saat 1.00. ortaköy'deki yakınımda kalmayı düşünüyorum, ortaköy'e son otobüs 23.30'da?

    ortaköy'den bahsediyoruz, istanbul'un merkezlerinden birisi. otobüs taksim'den geliyor bir de hani, bir diğer merkez.

    eve gitmeyi mi düşünüyorum?
    metrobüse atladım 1.30 gibi uzunçayır'da iniyorum. o saatte minibüs var mı allah bilir ben bilmem.
    kadıköy'e gidip otobüse bineyim diyorsun, son otobüs bil bakalım saat kaçta: 00.10

    sonra gece geç saatlere otobüs seferi isteyen tipler diye başlık açılıp eleştiri yiyoruz amına koyim. ben gidip bir maç izleyemeyecek miyim e be yavşak?

    dzt: taksiye bin diyeni keserim bak. o zaman devlet ödesin taksi parasını hizmet sunmuyor diye, kafalara bak amk ya. aynı kafalar uğurmumcu-mecidiyeköy hattını da kaldırttı. neymiş efendim, az kullanılıyormuş. ben de diyorum niye ayakta geliyordum hep mecidiyeköy'den otobüse binince, camdan dışarı fırlamam gerekiyordu halbuki. bizim ülkede çünkü otobüs doluluğu böyle anlaşılıyor.
  • sosyal ortamı olan ve gezip eğlenen yurdum gencinin en tabi hakkıdır. bak izmir'de baykuşlar bilmem neler var. her ilde neden olmasın ?

    evinde oturup bütün gün annesiyle birlikte izdivaç izleyen birisinin bunu yargılamaya hakkı yok.
  • aa bu benim. ama ne mutlu ki türkiyede yaşamıyorum. şöyle anlatayım efendim, stuttgart'ta, cumayı cumartesine ve cumartesini pazara bağlayan gece "nachtbus" yani gece otobüsleri olur. saatte 1 olan bu otobüsler 9 hattan oluşur ve kabul bütün şehri gezemese de, herkesi evinin yakınına kadar bırakır. zaten 01:30'a kadar tramvay ile her yere ulaşmak mümkün, onun dışında, sadece 1 otobüs ve 1 şöför ile 2:30'da, 3:30 da ve 4:30'da evime kadar gelen otobüs var. 1 otobüs ve 1 şöförün, ya da 9 otobüs ve 9 şöförün belediyeye milyonlarca euroluk bir masraf çıkarmadığını biliyorum. haftasonları istediğim saate kadar dışarıda kalıp, istediğim saatte de evime dönüyorum. otobüs de çok eğlenceli oluyor, gündüz otobüslerinin aksine, guns'n'roses falan çalıyorlar otobüs hoparlörlerinden, insanlarla tanışıyorum falan.

    bu otobüsleri, hesap kitap yapmadan "milyonlarca liralık masraf" diye eleştiren, bunu isteyenleri "ulan 3 kuruş vergi veriyon zaten siktirgit" şeklinde cevaplayan bütün arkadaşlara sevgilerimi sunarım.

    9 otobüs, şehrin nüfusu 500.000
  • bu tipler çalışan tipler de olabilir. ama önemli olan nasıl tipler olduğu değildir. eğer ki ihtiyaç varsa o kamu hizmetinin vatandaşa sağlanması gerekir.

    böyle düşünen belediye başkanları, otobüsleri keserek milletin gece hayatını zorlaştırmaya çalıştıklarını zannediyorlar. ama bilmiyorlar ki maksat bişeyler içmekse evin sokağında da, evde de güzelce yapılabilir.
  • insana saygı duyan tiplerdir bu tipler. niye birileri rahatsızlık duyar anlamıyorum. cidden anlamıyorum. salağım herhalde. yani düşünün.

    istanbul'un avrupa yakasına şurdan seferler koyalım.

    ana hat : yenibosna - maslak hattı (sur içinden geçer) yarım saatte bir
    yanal hatlar : bakırköy sahil - beyazıt
    eminönü - alibeyköy
    karaköy - sarıyer (tamamı sahilden)
    beylikdüzü - yenibosna
    bahçeşehir - mecidiyeköy (başakşehir'den de geçerek)

    toplam 6 hat. nerdeyse bütün avrupa yakasına yakın yerlerden geçiyor. yarım saatte bir otobüs kaldırsan saat sabah 4'e kadar (ya da 3'e 2'ye kadar. hatta vakit geç oldukça kimi hatlardaki otobüs sayısın azaltırsın). toplam ayıracağın otobüs sayısı (yanlış hesaplıyorsam düzeltin) minimum 24 otobüs olur. şimdi 24 otobüs çok mu sizce ? kimse kalkıp gündüz vakti gibi bir yoğunluk beklemiyor ama en azından şu 24 otobüs mü size batıyor. 24 otobüs de anadolu yakasında olsun eder 48 otobüs. suyundan da koy diyelim 50 olsun. çalışanı var, hastası var, ziyarete gideni var, eğlenmeye gideni var, var oğlu var. gece çalışan insan sayısı düşündüğünüzden çok fazla. her şey tamam bu ülkede, zırt pırt kaldırımlar kazınır, olmadık ihaleler yapılır, metrobüs yapımı plansız programsız yapıldığı için yap boza döner, her türlü kadrolar şişirilir - boş beleş insanlarca doldurulur, bunların hiç birine ses çıkmaz; ama vatandaşın 50 otobüs isteği çok gelir birilerine.

    bunu kesinlikle kötü niyete yoruyorum. kendi yaşam tarzını, bencilliğini, faşizmini dayatmaktır bu. empati yoksunluğudur, anlayışsızlıktır. niye insanımız bu hale dönüştü bilemiyorum. ve utanıyorum...
  • bu götoğlanlarının bir diğer çeşidi de, gündüz öğle vaktine falan otobüs isteyen amcıklardır.

    ulan amınoğlu, sabah 7-8 arasına 2 tane hat koymuşuz, siktir git işine, akşam çıkışına da (takriben 6-7) iki hat koyduk mu, mis gibi olur yemin ediyorum. işinde gücünde olan adamın neyine lazım otobüs? he? öğle saatinde otobüste olan adam işinde değildir. işinde olmayan adam işsizdir. işsiz adam çapulcudur tinercidir. ne sanıyorsunuz? devlet 3-5 tinerciye otobüs seferi koymak için mi var? hı? cevap versenize götlekler!
hesabın var mı? giriş yap