hesabın var mı? giriş yap

  • 20 aralik 1972 yilinda eastern havayollarina ait bir l1011'in everglades yakinlarinda dusup 103 kisinin olumune sebebiyet verdigi trajik kazadir.. kazaya 20 kurusluk bir ampulun sebebiyet vermesi daha da vahim bir durumdur..

    ucak inise gecerken ucus ekibi on inis takiminin acildigini konfirme eden isigin yanmadigini gorur.. arizanin mekanik mi yoksa ampulden mi kaynaklandigini bilemediklerinden pisti pas gecerek otopilotu devreye sokarlar; bu sirada yardimci pilot ampulu cikartmaya calismaktadir, ucus muhendisi ise hell hole'a girip on tekerlegi gosteren teleskopik vizorden bakmaya cabalamaktadir.. kokpittekiler ucagin alcaldigini anladiginda cok gectir. telasa kapildiklarindan kokpit ekibi otopilotun gercekte devre disi oldugunu, hatta yere yakinlasinca calmaya baslayan uyari seslerini farketmez.. yardimci kaptanin son sozu "hala 2000 feetteyiz degil mi?"' kaptanin son sozu de "neler oluyor?" dur..

    kazadan sonra yapilan incelemelere gore otopilotun devrede olmamasinin sebebi olarak kokpit ekibi hell hole"a inerken, ya da ampulu degistirmek ile ugrasirken yanlislikla birinin kontrol kolunu oynattigi ve bunun da otopilotu devreden cikardigi sanilmaktadir.. yukseklik gostergelerinin de uyari verdikleri fakat kaptan ile yardimci kaptanin ucus takimi sinyalleri ile ugrastiklarindan bu uyarilari dikkate almadiklari da tahminler arasinda..

    kazanin bir diger ilginc yani da devaminda gelen hayalet hikayeleridir.. iddialara gore eastern dusen l1011'in saglam parcalarini diger ucaklari icin yedek parca olarak kullanir ve bu ucaklarda dusen ucagin kaptani ile yardimci pilotunun hayaletleri kendilerini taniyan ucus ekibi ve hatta bir seferinde 12 adet first class yolcusu tarafindan gorulur.. ozellikle yardimci pilotun iki sefer kabinde olusabilecek ciddi tehlikeleri ucus ekibine gosterdigi soylenir.. hatta "ucus 401'in hayaletleri" adiyla bir kitap bile cikmistir..

    sonuc olarak son derece ufak olaylarin birikip buyuk bir felakete yol acabilecegine verilebilecek orneklerden biridir. kokpit ekibi yolcularini sag saglim indirmek icin on tekerlek ile ugrasirken buyuk ihtimalle otopilotu akillarindan bile gecirmemislerdir.. ustune ustluk dusen ucak havacilik tarihinde en guvenli sicile sahip ucaklardan biridir.. (bkz: l1011)

  • hollanda'da amsterdam disinda gezilecek pek yer olmadigini dusunen sahsima; "emin misin, bir daha dusun" dedirtmistir. henuz gormedim ama onumuzdeki bir ay icinde gorme karari aldim. bu kucuk koy/kasabada gezmek icin en ideal yontem bot kiralamak, zira daha once de belirtildigi gibi bu koye arabalar giremiyor. bu koye, "hollanda'nin venedik'i" de deniyor duydugum kadariyla. gidip gezdikten sonra daha ayrintili seyler de yazarim.

    gezdikten sonra gelen edit: cok guzel, sakin, romantik bir yer burasi. bot kiralayip iki saat boyunca kucuk kanallar icinde kaybolmak oldukca zevkli.

  • sebebini anlayamadığım dert. 5-6 katlı otoparkta ilk kattan yer bulmak için o katı tavaf eder, 2 dk aşağı kata inmek yerine 10 dk o katta tur atar. buldu mu da o yeri bekleyip trafiği tıkar, katleder. sonra bi de sorar "kaçıncı kata park ettin?". cevap 3-4. kat ise, "benim ilk katta ahuahau" gibi bi cevap gelir. hayattaki en büyük başarıları zannedersem. cidden sebebini bilen yeşillendirebilir mi?

  • vanilyanın fazla konulmasıyla alakalı olabilecek durumdur.
    vanilya kekteki yumurta kokusunu kırmasıyla bilinir lakin keke sertlik kazandırır. trabzon vakfıkebir ekmeği yapıverebilirsiniz :'(

  • barbara dururken bol bol serenay'ı gösteren reklem. bir nevi karışık kuruyemişe leblebiyi basmak, dayı torpili, fetöcülük gibi bir şey.

  • sırf kadınların alışveriş deliliğini anlayalım diye kurulmuş bir oluşum bence steam. hani dersiniz ya sevgilinize veya eşinize "yahu dolapta daha giymediğin dolu kıyafet var neden birde bunu aldın ki?"

    heh işte... şimdi anlıyor musunuz olayı?

  • sanatın görünmeyen, biyolojinin ise yadsınamaz bir gerçeği.

    öyle ya da böyle, da vinci bu eseri yaratırken illa ki sıçmaya gitti. elinde fırçası ile hafif sallanarak, belki de çok kritik bir hamleyi düşünürken "dur lan, bi' sıçıp geliyim." diye düşündü ve sıçtı. görüldüğü üzere sanat bile yeterince fularlı değildir.

  • 1. sipariş veriyorsun,
    2. sipariş sana teslim ediliyor,
    3. hizmeti ve ürünü beğenmiyorsun, hatta çöpe atıyorsun,
    4. medeni bir şekilde ürünü ve hizmeti puanlayıp yorumluyorsun,
    5. restoran ve yemeksepeti birlikte karar verip siparişi iptal edip yorumunu siliyor.
    6. hiçbir şey olmamış gibi, her şey mükemmelmiş gibi hayat devam ediyor.

    restoranının ayrı, sepetinin ayrı mk. düzeninize sokayım sizin.

  • facebook'un, twitter'ın falan türkiye'deki kullanıcı verilerini türkiye'de tutmak gibi bir çaba içine gireceğini zannetmiyorum. bant genişlikleri %95 azaltılırsa zaten bizim de artık onlara girebileceğimizi sanmıyorum. sosyal medyanın sonuna geliyoruz galiba ülkecek.

    gelen mesajlara göre biraz daha açıklama:

    - verileri türkiye'de tutmak demek, türkiye'de bir veri merkezi kurulması demek. bunun güvenliği, standartları, geliştirmeleri vs. zaten aylar sürecek bir süreç. üstelik herhangi bir sosyal ağ şirketi bunu kabul ederse; hemen her ülke bunu istemeye başlar. dayanak olarak da "türkiye istedi, yaptınız" derler. kimse böyle bir topa girmez. hele hele tek kanunla, sunucularına ve verilerine el konubilecek bir ülkeye değil veri merkezi, internet kafe açmaz bu adamlar.

    - türkiye temsilcisi maddesi başta masum görünüyor ama değil. yasal bir temsilci olacak. yani 72 saatte "bu hesabı sil" dediğinde silmeli, yoksa para cezası almayı kabul edecekler. reklam gelirlerini düşününce buna yanaşabilirler de, yanaşmayabilirler de.

    - %95 konusu da resmen: engelleyemiyorum, kullanılamayacak hale getireyim maddesi.

    sonuç olarak; bu kanunun geçmesi demek sosyal medyayı yok etmek demek. çünkü onların kabul etmeyeceğine emin olunan maddeler konmuş ve kullanılmayacak hale getirecek yaptırımlar var.