ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
karpuza yalandan vurup anlıyor gibi yapmak
-
bir algı operasyonu.
az önce marketteydim, karpuz seçiyorum. lakin pek anlamam. ortam sakinken karpuzları incelemeye başladım fakat bir anda müşteriler etrafımı sardı. karpuz bakanlar falan da var. hemen o esnada bütün cesaretimi topladım ve “pat pat” karpuzları tokatlamaya başladım. karpuzdan karpuza geziyorum, suratımda memnuniyetsiz bir ifade ile. ama iç dünyamda ne yaptığıma dair bir fikrim yok. derken karpuzun birinde karar kıldım, alıp sağına soluna baktım. “heh tamam aradığım karpuz sesi bu” dercesine tezgahtan uzaklaştım. geride kalanlarda “bu adam bu işten anlıyor” izlenimi bıraktığıma yemin edebilirim ama ispatlayamam.
aldığım karpuz mu nasıldı? tabi ki dandik.
22 nisan 2024 sivasspor'a verilen penaltı
-
pozisyonda yabancı var hakemi tarafından orta hakeme izleme tavsiyesi verilmiştir.
sınavlarda alınmış komik notlar
-
lise son. matematik sınavlarından alınan notlar: 40, 40, 40, 40
40'ı 4'le çarptım ve çıkan sonucu 4'e bölerek ortalamayı hesapladım. 40 yaptı :(
yine iyi yırtmışım amk
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
işveren: biz sadece sektörün en iyileri ile çalışırız, çok kaliteli bir ekibimiz var bıdı bıdı...
aradan 3 dk geçer.
işveren: maaş beklentiniz nedir?
iş isteyen: en iyilerle çalıştığınıza göre doğal olarak sektörün en iyi maaşını bekliyorum.
kendine 3 el ateş et sana bir şey olmayacak
-
her ölüm erken ölüm değil demek ki. iyi bile yaşamış bu kafayla.
üniversite mezunları en az 5 bin lira maaş alsın
-
mantarcilik denen bolumu bitirip gercekten mantarcilik yapan birinin 5 binden fazla kazanmasi isten bile degil.
not: mantarci degilim
not2:avukat da degilim
not3:evet mantari seviyorum
edit: başlık bana kalmış kendimi haydar baş gibi hissettim. lakin evet asgari ücreti de 5 bit tl yapmak gerek.
yurtdışındakiler türkiye'ye dönmeyi düşünür mü
-
londra'dan bildiriyorum, dünya tersine dönse dönmem.
medeni bi ülkede, minimum kazansa bile insanca yaşamayı bir kez tatmış birinin de çok ekstrem bir şey olmadıkça dönmek isteyeceğini sanmıyorum.
yurt dışında yaşamanın zorlukları yok mu? tabi ki var. ama -henüz kendi işimi yapamıyor olsam da- saatlik minimum ücrete çalıştığım işimde yılda 22 gün + 8 gün bank holiday tatilim var, dilediğim zaman kullanıyorum, üstelik ödemesini de çatır çatır alıyorum.
ay sonunu nasıl getireceğim derdim yok, birikim bile yapabiliyorum ufak ufak. ki londra'da kiralar ve ulaşım astronomik. buna rağmen türkiye'de yaşadığımdan kat kat kaliteli bi hayat yaşıyorum.
neden döneyim? haftada 60 saat çalışıp asgari ücretten bozma maaş alıp yılda 1 hafta tatil için yalvarıp günümün 4 saatini metrobüste geçirmek için mi?
tenk yu but kalsın almayayım.
çalarsa annemdir mesajsa turkcell'dir
-
bu durum bir süre sonra adamı iyice bezgin bekir yapar. her şey cep telefonunu açmaya üşenmekle başlar.
- cep telefonun çalıyo açmıycak mısın?
- annemdir, kalkınca bi ara ararım.
- mesaj geldi sana galiba...
- bankadandır boşver.
- *telefon çalıyo, bakayım mı?
- uğraşma yanlış numaradır.
- kalk kalk, evde ayak sesleri var
- sittiret kedidir
- kapıyı yumrukluyolar duymuyo musun?
- amaan kapıcıdır
- baltalı bi adam var kapıda!!
- boşver ev sahibidir...
adresi zor bulunca eczaneyi yıkan yaratık
-
annesi hastaymış adresi bulamamış ilacını alamamış.
bu da hayırlı evlat olarak gelmiş ve başka kadınlara sizi s.kerim, senin kafanı koparırım, öyle televizyonda gördüklerinize benzemem gerçekten s.kerim hepinizi diye tehdit ediyor hem de sağa sola yumruk atıyor dağıtıyor ortalığı.
tebrikler delikanlı. annene selamlarımızı ilet senin gibi bir yaratık yetiştirdiği için.
#dövizinitürkiyeicinboz
-
(bkz: büyük resmi gören ilkokul mezunu akp seçmeni)
debe editi:
(bkz: ekşi kütüphane ağrı aşağı köşk ilkokulu yardımı)
su bardağında çay içmek
-
reçel kavanozuyla içildiğini gördüğümden dolayı anormal gelmeyen olaydır.
la adam bildiğin 1 litrelik kavanozla içiyordu. ya şaka gibi mk ilk görünce yuh amk dedim, bizim evde iki üç güne bi paket çayı bitiren bu öküz müydü demiştim.
ögrenci evinde ilk günlerimdi. ögrenci evinde çayın önemini daha bilmiyordum. kibar, nazik, ailesinin yanından yeni gelmiş körpe bir delikanlıydım.
sonra bi ocak gördüm aga, aynı anda kaynayan 4 tane çaydanlık var.
kavanozla çay içen adamlar gördüm aga.
haftada 4-5 paket çay biten evde kaldım ben bi ara. tanımadığım adamlarla salonda uzanıp çekirdek çitleyip çay içiyorduk.
adamlar çayla kafayı bulabiliyordu, bilmem anlatabiliyor muyum ?