hesabın var mı? giriş yap

  • 99 yazindan beri almanya'da yasiyorum. oglum burda dogdu. önümüzdeki ay ilkokula baslayacak. evet, okul agustosta basliyor.
    dün kreste son günüydü. özel falan degil, standart, devlete bagli bir kurum.
    iki koca klasörle eve geldi cocuk. 4 sene boyunca yaptigi bütün resim, karalama, yazi vs ne varsa güzelce dosyalayip vermisler.
    bir de 54 sayfalik rapor. cocugun fiziksel gelisiminden tut, dilbilgisi, kelime hazinesi, diger insanlarla iliskiskisi, matematiksel zekasi, müzige, spora, dansa ilgisi ve yetenegi, rasyonel düsünebilme yetenegi vs vs, daha aklima gelmeyen bir ton sey. bunlari 4 yil boyunca incelemis, raporlamis, yildan yila degisimi gözlemlemis, gereken yönlendirmeleri yapmislar.
    yuh dedim. kres falan yoktu bizim cocuklugumuzda, olsa bile lükstü, evin karsisindaki arsada büyüdük. ama ilkokul ögretmenime sorsalardi, herhalde 54 sayfayi birak, hakkimizda anlatacak 54 kelime bulamazdi.
    nasil bulsun anasini satiyim, 60 kisilik, bir sirada 4 kisinin oturdugu sinifta kadincagiz neyin gözlemini yapacak.
    seviyorum seni iftinur hocam:)

  • direk gıda sektörünün içinden yazacağım.gıda ambalajı üreticisiyim.birçok şirket patronu arkadaşım var restaurant , cafe ve pastane işleten.
    başlık ne yazık ki doğru.bunun siyasi görüş ile uzaktan yakından alakası yok.zamların tamamı artık talebe göre belirlenmekte.bugün bir dilim pasta 100 tl , bir kebap 150 tl.3 kişi pirzola yeseniz 250 gramdan 750 gramı 600 tl.evde aynısı 200 tl.
    firmalar artık zam işini rutine bağladı.o ay hiçbir mamüle zam gelmese bile fiyatlar değişmekte.bakın un fiyatları düştü, pastacılık yağı fiyatları vs herşey düştü ancak fiyatlar artmakta.bunun bir sebebi de enerji ve işletme maliyetleri.ancak bu da aslında malzeme fiyatları düştüğünden dengeli gitmesi gerekirken halen zam yapılmakta menülere.

    "diğer yandan talebin patlamasının bana göre asıl sebebi insanların para biriktirerek mülk , otomobil alma ihtimali kalmaması.bu yüzden maaşlı çalışan kesim özellikle o ay çalışıp o ay yeme moduna geçti.bu da talebi patlattı özellikle gıda sektöründe."

    edit; çok fazla mesaj alınca asıl ekmek fırsatçılığından da bahsetmek istiyorum.

    bakın unun çuvalı 240 tl idi.tmo ( toprak mahsülleri ofisi ) destekli olarak satılıyordu yaz ortasına dek.yazın tmo bu desteği kaldırdı ve unun çuvalı 500 tl lere çıktı.o da 1-1.5 aylık süre için.( zaten depoları full tmo destekli un doluydu bu fiyattan un almadılar bile) ardından hemen ekmeğe zam yapıldı 5 tl oldu.
    şu an son 2 aydır tmo desteği yeniden var ve unun çuvalı 345 tl!
    peki ekmeğe zam geldi mi ? gelmedi değil mi ? halen 5 tl.aslında geldi!ekmek gramajı 250 idi.önce 230, şimdi de geçen hafta 200-210 gramlara kadar düşürdüler resmi olarak.sonuç olarak aslında geçen hafta ekmeğe %20 daha zam geldi yazdan beri gramajı düşürdüklerinden.
    fırınlar ülke tarihinde görülmemiş bir kar oranı ile çalışmaktalar şu an.birçoğunda afgan , suriyeli vb çalıştırmakta.vergi zaten hak getire, fiş kesmezler malum , vergi düzgün ödemezler.taksici lobisi diyorlarya, ülke de asıl fırıncı lobisi var.açın bakın alayı da iktidarı savunur.

  • bilal erdoğan'ın gündem değerlendirmesidir. hayatımda böyle kötü cümle görmedim birader, tam özne-yüklem uyumsuzluğu diyecektim ki bir baktım yüklem yok. bilal de sular seller gibi şakırdı aslında, gazetenin hatası herhaldsfghjk

    --- spoiler ---

    cumhurbaşkanı erdoğan'ın oğlu bilal erdoğan gazetecilerin gündemle ilgili sorularına, "bunlar bizim gündemimiz olmamalı. biz, milli birliğimizi, kardeşliğimizi bozmaya yönelik ucu nerede olduğu belli olmayan hep böyle dış mihrakların türkiye üzerinde oynadığı oyunların bir parçası olduğu aşikar" dedi.

    --- spoiler ---

    http://m.radikal.com.tr/…ilde_insa_edecegiz-1327683

  • ingiltere'de 1300-1600'lü yıllarda bugünkü futbola benzer bir oyun oynanıyordu.

    -maçlar birbirine komşu olan 2 köy arasında oynanıyordu.

    -sahada oyuncu sınırı yoktu. iki köydeki tüm erkekler aynı anda sahaya çıkıyordu. bu da aynı anda 200-300 kişinin sahada olduğu anlamına geliyordu.

    -belli bir saha büyüklüğü de yoktu. iki köyü birbirine bağlayan orman veya boş arazi saha sayılıyordu. bazen oynanan sahanın büyüklüğü 4-5 km'yi geçebiliyordu.

    -tam olarak iki köye eşit mesafede bir yerde toplanılıyor ve doldurulmuş domuz safra kesesinden oluşan top ortaya konuyordu.

    -amaç topu rakip köyün meydanına ulaştırmaktı. bunu ilk yapan taraf maçı kazanmış oluyordu. yani bir nevi altın gol kuralı geçerliydi.

    -çoğu zaman maçlar 8-10 saat kadar sürebiliyordu.

    -oyunda hiçbir kural, hakem, faul...vs yoktu. rakibi durdurmak için ne gerekiyorsa yapılıyordu. bu yüzden özellikle aralarında düşmanlık olan köylerin maçlarında ölenler veya sakat kalanlar oluyordu. aralarında kan davası olan bazı kişiler de bu maçları fırsat bilip düşmanlarından intikam almaya çalışıyordu.

    -bunun dışında her yerel bölgenin kendine ait kural ve gelenekleri vardı. ayrıca oyunun kural ve şekli de zaman içinde değişim göstermişti.

    bbc'nin bununla dalga geçen bir skeci

    (bkz: medieval football)

  • ben hiç karışmam hasta yakınlarına. hayvan gibi doluşurlar mesela. enfeksiyon olacakmış, işimizi yapmamız engellenecekmiş filan bunlar tırt sebepler. aradan sıyrılır bakarım, bakamazsam az bekler diğer tarafa geçerim. ama asla ses etmem. çıkın ya da güvenliğe çıkartın hasta yakinlarini asla demem. banane amk. şartlar suriye iken ben neden isviçre kalitesinde hizmet vermeye calisayim ki?

  • reyhanlı'da onlarca vatandaşı öldükten sonra düğüne gitmeyi ihmal etmeyen kişilerin beyanı.