ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
almanya'da lambaların çalışmadığı trafik videosu
-
hani şu insana huzur veren, rahatlatıcı videolar olurya; onları anımsatıyor. (fona chill out, new age koyulsa hiç sırıtmaz)
peki türkiyem bu hale gelir mi? gelirse ne zaman? yalnızca ütopik bir düş mü bunu düşünmek bile?
arkadaşlar atatürk'ün dedesinin adını bilen varmı
-
zübeyde hanım'ın babası
(bkz: sofuzade feyzullah ağa)
ali rıza efendi'nin babası
(bkz: kızıl hafız ahmet efendi)
marketlerde ne varsa satmaya başlayacağız
-
sebze satışlarından sonra başkan recep tayyip erdoğan'ın kastamonu mitinginde dile getirdiği karar:
"marketlerde neler varsa, onların da belli bir kısmını buralarda biz satmaya başlayacağız. çünkü bunlar terör estirdiler, terör. gıdada terör estirenlere gereken dersi verdik, veriyoruz. bakalım bundan sonra sırada ne var? hep birlikte yaşayıp göreceğiz"
kaymak
edit: milleti istanbul, izmir, ankara'ya istifle, üzerine 6-7 milyon suriyeli, pakistanlı, afgan, ıraklı yığ. bu büyük şehirlere giden otoyol ve köprü ücretlerini 5 katına çıkar, millete senelerce yerli tohumu yasakla, masa başı işlere ve yan gelip yatmaya özendir ve sonra da sebze fiyatlarına zam gelince şehir merkezlerinde icadı belki milattan önce 10.000 yılına dayanan "çadırda satış" yöntemiyle fiyat düşürmeye çalış.
koskoca ülkeyi 3-5 tane holding ve balinanın insafına bırak, onlar da senelerdir lüks ve ithal tüketime alıştırdığı vatandaşı bir güzel sömürsün.
sömürülmek sadece ingiltere, fransa, abd'ye sömürülmek değildir. sömürülmek üretmeyen holdinglere, üretmeyen para balinalarına, finans balinalarına ve spekülatörlere sömürülmektir. bizim ülkemiz maşallah büyük baş hayvan gibi bu dominant varlıklarca sağılıyor ve bizi yönetenler maalesef bunların bilincinde mi değil mi onu bile bilmiyoruz.
geçen seneden beri beyaz eşya fiyatları en az %300 zamlandı, sebze fiyatları %300-700 arası zamlandı. açıklanan enflasyon oranı ise dalga geçer gibi %15-20 lerde.
bari hakaret etmeyin bu millete, hepimiz enflasyon ve fiyat artış oranından haberdarız. çünkü kıt-kanaat geçindiğimizden her şeyin fiyatını artık çok sıkı takip ediyoruz.
çocukken beğenilip şimdi anlam verilemeyen araba
1 ağustos 2015 öcalan'ın özgürlüğü için yürüyüş
-
"yozgat'tan da geçsinler" dediğim yürüyüş.. yol üstü, dinlenirler biraz..
edit: ilk debe'm, ilk edit'im, ilk mutluluğum.. teşekkürümü şuraya bırakayım.. aslında yapmayacaktım, sevmiyorum ama, barisunver rica etmiş.. boş kaldığınızda uğrayacakmışsınız; (bkz: moderekşi)
hadi sağlıcakla..
mustafa koç'un denize işemesi
-
"çevreci kimliği ile tanınan mustafa koç, yatıyla çıktığı deniz sefası sırasında yatındaki tuvaleti kullanmak yerine denize çişini yaptı." yatın tuvaletindeki çişlerin nereye gittiğini merak etmekteyim.
ekşi sözlük isyanına katılmayan yazar profilleri
-
kendi gibi düşünmeyenleri aklı sıra sınıflandırıp bu sınıflandırmalara da küçümseyici tanımlar yakıştıran aşırı uçlarda gezinen bir embesilin serzenişinden ibaret olan profillemedir.
çünkü herkes illa bu embesil gibi düşünmek zorunda. zo-run-da. anlamadınız galiba.
küçük öğrenciyi tekme tokat döven öğretmen
-
bundan 20 yıl önce bunun gibi yaratıklar alenen öğrenci dövebiliyorlardı. öfke kontrol sorunun varsa sktir git başka iş yap.
doların 1 milyon 750 bin tl olduğu karanlık dönem
-
paradan sifir atmakla paranin degerlendigini zanleden troll sicmigi. o degilde para nasil bu kadar degersizlestirilir lan. bir ara euro 1.8 lerdeydi 2006larda simdi 2.9 cidden oha amk.
otisabi immanuel tolstoyevski'ye karşı
-
finalde bunların asansörde yiyişen dayılar çıkacağını tahmin ettiğim matrak dizi.
insan hayatındaki zor anlar
-
insanın kapı zili üstünden babanın isminin yazılı olduğu kağıdı söküp, kendi isminin yazılı olduğu kağıdı taktığı an. ufacık kağıt parçasının nasıl olur da bu kadar ağır olabileceğini açıklayabilecek herhangi bir bilim yok.
bir üniversitede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
aile dostu olan bir öğretim görevlisinin odasına gitmiştim biraz muhabbet biraz dertleşme amaçlı. kapıyı çalıp içeri girdiğimde hocam okey oynuyordu bilgisayardan. beni kendine çok yakın gördüğü için "ooo hoşgeldin freewave" deyip bir yandan oyununa devam etti. sonra bir iki havadan sudan nasılsın, iyi misin, muhabbetinden sonra hocamın yanına oturup müsabakayı izlemeye başladım.
ben arada "hocam şu taşı atan bence ben takip ettim ara taş çıktı." filan diye akıl veriyordum. lan birden bir şey dikkatimi çekti. masadaki diğer kişilerin adlarına bir bütün olarak bakınca böyle baya tanıdık geliyordu. sonra içimden lan yoksa deyip "hocam kimle oynuyorsunuz?" diye sordum. karşılık olarak da "hee onlar mı dekan, prof x hoca, prof y hoca."
oha lan biz de ilim irfan yuvası diyoruz. adamlar üniversitede okeye dönüyor.
şato sahibi olunsa yapılacak ilk şey
-
balkonu pvc ile içeri aldırırdım.