hesabın var mı? giriş yap

  • etrafta cocuklariniz varsa onlari alip pumaya atin. bu pumayi nispeten yavaslaticaktir. cocuklara gelince siz onlardan gene yapabilirsiniz ama onlar sizden yapamaz.

  • 3 kez bu terapiyi görmüş biri olarak benim tarafımdan şunlar söylenebilir:
    1- tamamen inanç kalıplarının hayatındaki enerjilere ve deneyimlere sebep olduğunu öğreniyorsun ve bu inanç kalıplarını çözerek pozitif enerjiye çeviriyorsun.
    2- yaşam alanın genişliyor, daha fazla insan çekim alanına giriyor ve çevren genişliyor. bi nevi manyetik enerjinin artması gibi.
    3- ciddi anlamda iyi sonuçlar alınıyor. çünkü bakış açını ve inancını değiştirdiğin an çevrendeki insanlara yaydığın enerji değiştiğinden dolayı insanların sana olan tutumuda değişiyor.
    4- korkularınla yüzleşiyorsun. bu korkularını tekrar tekrar yaşama döngüsünden kurtuluyorsun.
    5- seansa gelmene sebebiyet vermiş olan insan (sevgili, arkadaş, aile üyesi vs.) değişebileceği ölçüde senin hayatında kalıp sana karşı değişmeye devam ediyor. fakat bir süre sonra sadece bir yere kadar değişime açıksa, daha fazla frekanslarınız uyuşmuyorsa o insan hayatından çıkıyor. üzülmeyin, yenileri ve daha iyileri geliyor.

  • "o ki gazilir ya" kısmından anladığım kadarıyla hayvanı acı çekerken bulmuş.

    yani kendine evcil hayvan olarak yakalamamış, aksine doğada ölüme terk etmeyi yüreğine yedirememiştir. ayrıca anlatma biçiminden samimiyetini hissedebilirsiniz. fake yada troll olmadığı çok belli.

    adam zaten başına gelen olayı anlatmış, muhtemelen orman ekipleriyle doğaya geri bırakacaklardır düzelince. hatta evimize yakın olduğundan ayağı kırık kartalı dev kafeste besleyip, tedavi edip sonra doğaya saldıklarına şahit olmuştum çevre orman il müdürlüğü çalışanlarının.

    hayvanlar rehabilite edilip tekrar doğaya salınıyor sıkça, öyle hemen evcil oldu diye bir şey yok. inşallah anasına kavuşur anası öğretir yırtıcılığı rahat olun. evinden fakir olduğu belli adamın, zaten bakamayacağını bilip kendi teslim eder hayvanı doğaya yada görevlilere.

    "çaşırdan maşırdan vazgeçtim", "sütü bidonla verdim" derken gözleri parlıyor. adam yoksul. bir şişe süt yada 1 torba çaşır o adamla size aynı şeyi ifade etmiyor o yüzden oturduğunuz yerden sallayıp duruyorsunuz. adam anlatırken öyle bir fedakarlık duygusuyla anlatıyor ki;

    anlayamazsınız.

  • yıllarca posterleri odamın duvarlarını süsledi...

    yok yahu dinlediğimden falan değil. aklım sıra dalga geçmek için. ben ağır metalciydim. elimde gitarım, saçlar belime kadar, aman da ne karizmatiktim. ama o öyle miydi? bıyıklı bi kıronun tekiydi gözümde. beni ziyarete gelenler "bu posterler ne lan? hahahah" falan derdi. bakıp bakıp gülerdik o komik resimlere. aykırıydım ya ben, espiri anlayışım da aykırı olmalıydı... eh kendi çapımda çok ekmeğini yedim bu salaklıkların itiraf etmeliyim.

    şimdi şu adamın alçak gönüllülüğüne bakıyorum, belki de o zamanlar odamın halini görse en çok kendi güler, posterleri imzalardı. yorumculuğuna bakıyorum, ulan allahına kadar okuyor. hoşgörüsüne bakıyorum, evliya mübarek...

    kusura bakma müslüm baba. bir cahillik ettik. kusura bakma...

  • iphone'da cihaza isim verilirken kullanilan default parametrenin "isim's iphone" oldugunu bilmeyen, kisisel erisim noktasi kullanilarak wi-fi yayini yapilabileceginden haberi olmayan mal beyanati.

  • büyük bir fabrikada nitelikli bir iş makinesini kullanıyordum, fabrikadaki maaşlar hemen hemen aynıdır, makineyi kullandığım için benim maaş biraz daha fazlaydı..

    makineye verilen tabakanın işleme süresi 15-20 dakika, bazen yarım saati bulurdu, bende makinenin başında, öylece beklerdim,

    işim çok rahattı, çalışma saatleri nizamidir, servis var, cumartesi pazar iş yok, ara sıra cumartesi mesai olurdu, sigorta var, maaşlar aksatılmadan ödenirdi,

    bu işimi bırakıp kendim iş kurmaya verdim, patronum severdi beni, -bırak oğlum, yapamazsın, çalış işte- derdi, en sonunda vadalaşırken -allah göstermesin yapamazsan, kapatacak olursan buranın kapısı sana hep açıktır- demişti.

    kendi işimi kurdum, ilk başlarda iyiydi, bazen iş olur bazen olmazdı, işler çok olduğu zaman -nasıl yetişecek- sitresi, işler az olduğu zaman -giderler, ödemeler- sürekli insanın aklında.

    kira stopajı, muhasebe ücreti, ssk bağkur primleri, kira, çalışan maaşları, ödemelerin ardı ardası kesilmiyor, 1 hafta 10 gün iş olmazsa sıkıntılar başlıyor,

    akşam eve gidiyorum, sürekli aklımda iş oluyor, arkadaşlarımla herhangi bir ortamda takılıyorum, yine aklımda iş var, aklımdan bi türlü atamıyorum, acaba şu işi alabilecez mi, alsak yetiştirebilecekmiyiz, yetişdirdik diyelim ödeme yaparlar mı?

    kafamda öyle bir sitres oluşdu ki, sakalım ve saçlarım hızlı bir şekilde beyazlamaya başladı, ne büyük abimde nede kardeşlerimde sacında sakalın beyazlık yok,

    halen işimin başındayım, gittiği yere kadar diyorum, ama gidecek yer kalmadı.

  • akp hukumeti'nin basbakan yardimcisi bulent arinc'in fikri.
    kendisine gore anayasa'daki değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeleri nitelikli çoğunluk ile degistirmek mümkün olmali.

    konsensus kelimesini duysa eli silahina giden bu ulkenin nitelikli çoğunluktan anladigi sey de, meclis'te 367 tane sandalye ve onlarin uzerinde oturanlardir.

    değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeler arasinda ulkenin demokratik, laik bir hukuk devleti oldugu, insan haklarina saygili oldugu gibi temel ifadeler var.
    sayin arinc'a gore 367 tane el oyle isterse bunlari degistirmek mumkun.

    mesela yarin obur gun teror azarsa "bu insan haklari nanesi de cok ayak bagi oluyor" diyerek insan haklari kavrami tamamen anayasa'dan silinebilir.
    367 tane elin kalkmasi yeter.
    "bu zindiklar yuzunden hepimiz cehennemlik olucaz" diyerek islam'a aykiri kanun yapilmasi yasaklanabilir.
    367 tane elin kalkmasi yeter.
    "hukuk devleti de nedir ulan; hakliyi haksizi halkin sectigi meclis belirler" diyerek yargiclar savcilar dogrudan meclise baglanabilir.
    367 tane elin kalkmasi yeter.

    ki bu secim sisteminde, o 367 tane eli secmek icin, secmenlerin yalnizca %35'inin oy vermesi dahi yetecektir!

    "cogunlugun tahakkumu nasil kurgulanir" filmini rusya'da ortadogu'da vizyondayken goremediyseniz, gec kalmadiniz!
    trt ekranlarindan canli yayinlaniyor su siralarda.

  • bu kazadan dolayı scooter’ın yasaklanmasını istemekle internette saçma içerikler var yasaklansın demek aynı şeydir. scooter olmadan da gerçekleşebilecek kazadır. yürürken de bariyerin altından geçebilir ilgili kişi eğer bariyerin altından geçmek istiyorsa.