hesabın var mı? giriş yap

  • bende uyandırdığı tek düşünce; herkese atatürk nasip olmuyordur. bu günümüze bile şükür be atam sayende.

  • istanbul'da başıma gelmiş bir olaydır. biraz iri yarı bir adam olmamdan biraz da uzun sakallarım yüzünden olduğunu düşünüyorum. şehirdeki ilk gezintilerim sırasında kaybolunca birini durdurup sorayım şu durağın nerede olduğunu diye düşünmüştüm. yoldan geçen benimle yaşıt sayılacak genç kıza doğru yönelip pardon şu şu durağa şuradan mı gidiliyor hedey hödöy demeye kalmadan genç kızımız "ay git be üff." tarzında bir laf sarf edip adımlarını hızlandırdı. o an üzülsem mi oradan koşarak uzaklaşsam mı bilememiştim.

    bende bir tane kestaneci buldum. biraz kestane aldım biraz da yol sordum. durakta otobüsü beklerken de kestaneleri yedim. özetle yol soracaksanız yoldan geçenleri durdurmayın arkadaş. saçma sapan tepkiler alabiliyorsunuz. gidin kestaneci bulun.

  • "biz hala 'oruçluyken bizim yeğen ağzıma osurdu, orucum bozulmuş mudur?' diye tartışırken adamlar, üretiyor, üretiyor, üretiyor."

    cümlesi ile hem güldürmüş hem de doğru söze ne denir diye düşündürmüş olan hanım kişi.

  • bugün -bowie'nin 69 olduğu yaşgününde- çıkmış albümdür. öncelikle dinlediğim bu müziğin neredeyse 70 yaşında bir adam tarafından yapıldığını idrak etmekte zorlanıyorum. evirip çevirip dinliyorum ve hala inanamıyorum. kendi yaşıt müzisyenleri kanepesinde uzanıp değişen dünyayı anlamlandırmaya bile çalışmazken, bowie oldukça yaşlı kaldığı bu zamanın jenerasyonundan bir isim gibi. üstelik bu dönemi ustalıkla özümsemiş bir isim. müzisyenler kendi gençlik zamanlarında sıkışıp kalmış tekdüze, sıradan albümler çıkartırken bu adam hala zamanın ötesinde, çok farklı şeyler söylüyor. bowie'nin beynindeki yaratım ve üretim bölgesi yıllanmakta olan bir şarap gibi işliyor. 65-70 yaşlarında harika albümler yapmış, zamane genç müzisyenlerden çok daha farklı bir müzik yapan kim var tarihte? tarihteki cazcıları ve klasik müzisyenleri bir kenara koyarsak pop ve rock alanında böyle bir isim yok. bana kalırsa bowie türünün ilk ve tek örneği. bana 70 yaşında içinde bulunduğu senenin en heyecan verici ve müzikalitesi yüksek albümlerinden birine imza atan bir müzisyen söyleyin? benim aklıma gelmiyor. daha senenin başındayız nereden biliyorsun diyeceksin. şimdiden söyleyim bu albüm bu senenin en başarılı albümlerindendir. ileride çıkacak başka albümlerle kıyasa gerek kalmayacak bir seviyede iş yapmış bowie. bu üstün vizyon ve yaratım bowie'nin her döneme damga vurmasını sağlıyor. bu özelliğiyle belki de tarihin en sıradışı müzisyenlerinden biri olarak anılması gerekiyor. hatta kabul etmeliyim ki bowie'nin 2010'ları -90'ları ve 2000'leri geçtim- 80'lerinden bile daha güzel. blackstar da daha önceki hiçbir bowie albümüne benzemiyor, hiçbir tarza yakın durmuyor, günümüzdeki hiçbir müzikal eğilimi, hiçbir grubu, şarkıyı, albümü çağrıştırmıyor. ortak nokta bowie'nin vokali ve arka planda kullandığı zengin orkestra. bir önceki albüm the next day gibi kendine has ve ondan çok daha sıradışı. the next day için scary monsters'dan beri gelen en iyi bowie albümü demiştim şu an bu koltuk blackstar'dadır. blackstar belki de ancak 2039'da 28 yaşındaki bir müzisyenin çıkarabileceği bir albümdü fakat bowie dünyaya geldi ve 70 yaşında bir müzisyenin 2016'da çıkardığı bir albüm olmuş oldu. adam resmen zamanı gelecekten takip ediyor. zaman makinası icat edip, herkesten gizlediğini düşünmekteyim.

    şu da var bowie soğuk savaşın en sert geçtiği dönemlerde yaşamış, 20. yüzyılı iliklerine kadar solumuş bir adam. kafası fütürist bir mantıkla çalışan 20. yüzyıl insanı bu zamanki teknolojiyle karşılaşınca çok garip sonuçlar verebiliyor belki de. bowie resmen bu zamanın gençlerine şunu diyor: müziğiniz bu kadar sığ olmak zorunda değil. bir başka deyişle müzik algısının sınırsız olduğunu ve 21. yüzyılda müzik teknolojisi ne kadar ilerlese de insan yaratımının belli çerçeveler içinde hapsolduğunu anlatmak istiyor.

  • ulan şurda acımızdan ölsek kimse çıkarıp 5 kuruş para vermez. ağlasın lan ne olacak. sanki anasını babasını elinden almışız. kralex gittiğinde koskocaman halimle oturup ağlayacaktım az kaldı. ben deseydim beni gönderin ilk maçını izleyeyim diye etmediğiniz laf kalmazdı.

    saçma sapan bir kampanya.

  • en çok bilinen sosyal manipülasyon tekniklerinden biridir. birileri muhtemelen siz farkında bile olmadan bunu üstünüzde denemiştir. peki nedir bu teknik? birinin kapınızı çaldığını ve ender görülen bir hastalıkla mücadeleyle ilgili kar amacı gütmeyen bir kuruluşa bağış yapmanızı istediğini hayal edin. belki üstünüzde hiç nakit para olmadığını söyler ve onları gönderirsiniz. şimdi aynı kuruluşun kapınıza tekrar geldiğini ve size bir düğme getirdiğini düşünün. bu ender görülen hastalığa farkındalık yaratmaya yardım etmek için bir hafta boyunca bu düğmeyi üstünüzde taşımanızı ister. iki hafta sonra, aynı konuda bağış için kapınızı tekrar çalar. bu defa çok yüksek ihtimalle onlara para verirsiniz. bu, kapıya ayak koyma tekniği (kak) için bir örnektir. insanlar, siz farkında olmadan sizi manipüle etmek için pek çok sayıda psiko-sosyal teknik kullanır. hatta bu taktikleri tasarlamak bazı insanların mesleğidir. kapıya ayak koyma tekniği, sosyal psikolojide var olan sosyal manüpilasyon tekniklerinin en iyi bilineni ve en çok araştırılanıdır. sosyal bilimci arthur l. beaman ve araştırma ekibi kak’ı 1983’te tanımlamıştır. bu tekniğin, daha sonra daha büyük bir şey istemeyi planladığımız birinden küçük bir iyilik istemek olduğunu söylemişlerdir. beaman’a göre bu, neredeyse mutlaka kabul edeceğiniz, küçük bir iyilik istemekle başlar. bundan bir süre sonra, aynı kişi sizden daha büyük bir şey ister. sizden asıl istedikleri, ikinci istekleridir. ikinci isteğe karşılık vermenize neden olan faktörler, bağlılık ve tutarlılıktır. bir şeyi gönüllü bir şekilde yapmayı kabul eden bir kişi daha sonra bunla alakalı, daha büyük bir isteği yapmayı kabul edecektir. örneğin eğer bir şey hakkında belirli bir duruşunuz varsa bu duruşu destekleyen davranışlarda bulunmanız oldukça muhtemeldir. düşünceleriniz; aksiyonlarınız ve dünyanın geri kalanının gördüğüyle uyumludur. freedman ve fraser (1966) bir grup insana “dikkatli sürün” yazan oldukça büyük ve çirkin bir tabelayı bahçelerine koymalarını söyledi. sadece %17’si bunu kabul etti. sonra farklı bir grup insandan trafik güvenliği dilekçesi imzalamasını istedi. bu o kadar da büyük bir bağlılık gerektirmeyen bir istek olduğu için çoğu kişi dilekçeyi imzaladı. bundan kısa bir süre sonra aynı insanlardan bu oldukça büyük ve çirkin tabelayı bahçelerine koymalarını istedi. sonuç? bu defa grubun %55’i bunu yapmayı kabul etti. insanlar, insanlardan bir şey elde etmek istedikleri zaman sosyal manüpilasyon tekniklerini kullanır. biri sizi arayıp internetiniz olup olmadığını sorsa muhtemelen evet dersiniz. bu sizi telefonda tutmanın bir yoludur. diğer soru internet hizmetiniz için daha az para vermek isteyip istemediğiniz olur. siz yine evet dersiniz. ilk iki sorunun ardından sizi yakalamıştır. kak tekniğindeki diğer önemli faktör de düşünmek için ne kadar vaktiniz olduğudur. eğer dikkat ederseniz size sunulan tekliflerin genelde sınırlı bir süre için geçerli olduğunu görürsünüz. “bu mükemmel fırsatı yarın yakalayamayabilirsiniz. kaçırmayın!” sizi baskılarlar ve bu sayede cevap vermeden önce bilgiyi işlemek için yeterli vaktiniz olmaz. eğer insanlar sizden faydalansın istemiyorsanız hayır demeyi ve bu manipülasyon tekniklerini fark etmeyi öğrenin. küçük, önemsiz bir “evet” yarın bir gün başınızı ağrıtabilir. bu nedenle bir daha “evet” derken iki kere düşünün.

  • (bkz: 10 aralık 2016 beşiktaş patlaması) sırasında gazi olan, arkadaşlarının ölümüne tanık olmuş polisin tweetleridir. kendisi şuan hastanede ve durumu iyiymiş. ayrıca bu gazi olan polis memurumuz, daha sonra bu yazdıklarını "kızgınlık ile yazdığını, pişman olduğunu" belirten başka tweetler atarak hesabını kapatmış. tamamen yorum yapmadan, sadece bilgilendirme amaçlı olarak aşağıda yazdığı entryler var. ayrıca link olarak yazdıklarını yayınlıyorum aşağıda.

    tweetler şu şekilde;

    istanbul kadrosunda bizi bombalı aracın geçtiği yolun etrafına toplayacak kadar yüksek rütbeli bir hain var

    hiçbir zaman o stadda oraya toplanmadık , öyle bir tedbir çevik kuvvet için yok

    biri müdürlerimizi dahi sattı , kimsen seni de bulacağız

    içerden bu teröristlere bilgi veren var net , açıklayacağım

    valla biliyolardı birileri adım kadar eminim , rakip taraftar gitti yarım saat o aracı bekledik sanki... hastaneden yazıyorum

    gazimizin twitter adresi

    edit: http://hizliresim.com/moppn6
    http://hizliresim.com/kgb1v7
    http://hizliresim.com/ad3ykr
    http://hizliresim.com/o03ybo

    edit2: sevgili modlar, başlık yanlış yazılmış. düzeltirseniz sevinirim.