hesabın var mı? giriş yap

  • madem ogrendik, yazalım. efendim asya krizi, finansol sektorun icinde bulundugu yapı yuzunden meydana gelmi$tir. kriz modellemeleri bakımından bu ulkelerde herhangi bir butce acıgı olmaması ve i$sizlik duzeyinin du$uk olması durumu krugman'ın 3. bir modellemeye yonelmesine yol acmı$tır.

    genel olarak baktıgımızda, iki $ekilde yakla$ım vardır:

    1- deposit insurance denilen, insanların yatırdıkları paraların sigortalanması ve akabinde bir sorun halinde geri odenmesi durumu. burda moral hazard dedigimiz bir problem de soz konusu. zira aracı finansal kurumlar yani bankalar icin durum pek lezizdi. bu bankalar kendi iclerine ozsermaye koymazken, aldıkları depositleri de riskli getiri iceren enstrumanlara yatırıyorlardı. [acıklayalım, diyelim ki banka sahibinin 100 lirası var, 107 lira getirecek guvenli bir yatırımı var. ama diger yanda 80 lira ya da 120 lira getirebilecek bir enstruman daha var. burda banka sahibinin kendi bankasında para olmadıgından, paralar sigortalandıgından dolayı, 80 liralık durumu kendi kayıbı degil; karı 0 layan bir durum olarak kabul etmesi onemlidir (parası olmayan banka batar, kendi kaybı sıfır olucaktı). yani adamın bekledigi kar ilk enstrumandan 7, digerinden (20+0/2) 10 idi]. bu yatırımı, iyi dunya hali - 120 kotu dunya hali - 80 diye acıklandıgını i$itebiliriz. bu andan sonra riskli enstrumanlara yatırılan muazzam paralar yuzunden piyasadaki tum enstrumanların fiyatları $i$ti. overinvestment denilen bu yatırımları yaparken bankalar icin de kıyasıya bir yarı$ soz konusuydu - oyle ki karlarını bile anında bu rekabetci ortamda kaybediyorlardı. kotu kredi verimleri ve bu rekabetcilik yuzunden bir sure sonra $i$en piyasanın artık bankaları ve firmaları kaldıramayacagı du$unulmeye ba$landı. kritik nokta, sigortalanan menkul kıymetlerin tamamının geri odenemeyecegi gercegi ortaya cıktı. insanlar banka ayrımı yapmadıkları o paralarını geri cektiler, $i$en fiyatları finanse edemeyen bankalar battı (zira alım uzerine alım yaparak $i$irilen bir yatırım vardı), $i$en fiyatlar indi - ki para kazanılacagı du$unulen bu fiyatların normal degerlerine inmesi de bankaların sonunu hazırladı. devaluasyon oldu.

    2- krugman asya icin yazdıgı 1999 yılındaki makalesinde yukarıdakine yonelik bir ele$tiri getirdi. ona gore, bankalar arası rekabetin bu kadar kar sıfırlayıcı oldugu gercek degildi/mumkun degildi. artı bankarın verdigi kredilerin geri donmemesi gibi bir durumun en yogunla$tıgı ortam devaluasyon sonrası idi. ona gore self fulfilling equilibrium denilen bir durum soz konusuydu, insanlar bir$ey du$unup kendi cıkarları dogrultusunda bu du$unceye inanıp harekete gecebilirlerdi. bu bakımda, yatırımcılar devaluasyon bekliyorlardı, firmalar batacaktı. yatırımları durdurup, kredilerden ve enstrumanlardan cıktılar (bir sonraki donem devam etme opsiyonları oldugu halde). devaluasyon geldi ve firmalar/bankalar battı. burda kritik nokta krugman'ın sundugu "bir ongorunun aslında o ongoruyu hayata gecirmesi" tezidir; tabi ki bu tez icin ortamda bazı indikasyonlar da olmalı.

    sonucta asya krizi
    1-ticaret etkilesimleri
    2-finansal etkilesimler (taylandda parası batan yatırımcı, turkiye'den riskli paramı cekeyim; nolur nolmaz. genelde kaybım o duzeyde kalsın - burda turkiye de bir terslik olmamasına ragmen)
    3-birbirine benzeyen, kriz tetikleyici etki (misal meksika da kriz var, e arjantin ona cok benzio; arjtantinde de aynı kriz olabilir, ordan paramı cekeyim. arjantinde de aynı kriz)
    $eklinde yayıldı.

  • yıllar yıllar evvel bi arkadaşım türkiyenin en büyük gazetelerinden birine staja girmişti. çocuk üniversite ogrencisiydi o dönem.

    anlattığına göre şefler bunlardan haber istiyormuş. mesela gidin şu konu hakkında şu şu boyutlarda bi haber yapın orta sayfaya çakalım diyormuş.

    arkadaş bize bunu anlatmıştı. biz de yakın arkadaşımla beraber fırlamalık olsun diye uydurmasyon bi metin hazırlamıştık. fotoğraf olarak da başka bi arkadaşın fotosunu yollamıştık.

    2 gün sonra gazetenin ortasayfasında bizim hazırladığımız haber çıkmıştı. o gazete hala durur bende 15 senedir. bak haberi ben ve yakın akradaşım evde hazırladı lan. fotoğraf da dalga geçtiğimiz 3. bi arkadşaımıza ait. bu haber türkiyenin o dönemki en büyük 3 gazetesinden birinde basıldı diyorum sana.

    o günden sonra gazetelerdeki bu tip haberlere hep gülmüşümdür. kimbilir hangi fırlama stajyer yazıyor bunları.

  • insanlık dramıdır.

    daha 16 yaşında bir insan silahla geziyor ve bunu yapabilecek kadar vahşileşebiliyorsa, bunun değil ailesinin suçudur. ailesine de potansiyel katiller gözüyle bakılarak incelenmesi gerekir. bu insan müsveddesinin ise herhangi bir zamanda herhangi bir koşulda sokağa salınmaması gerekir.

  • bir yazarın yeterince kişi tarafından troll olarak gösterilmesi halinde otomatik olarak çaylağa düşürmesini, bu kişilerin de ancak moderasyon tarafından incelendikten sonra da ya uçurulması, ya da çaylaklıktan çıkarılmasını dilediğim yeni sözlük fasilitesi.

  • o kalabalığın içinde ben de olduğum için izlerken içim cız eden video.
    o zamanlar odtü koleji’nde lise öğrencisiydim. bütün türkiye’yi odtü gibi sanıyorduk, sosyal medya falan olmayınca ülkedeki cahil çoğunluğun da farkında değildik. güzel bir yanılgıda yaşıyormuşuz.

  • fetullahın eteklerini öperken gururla fotoğraf çektiren adamı başımıza bakan yapan hükümetin duyurusudur.

  • bu ciddi bir konu. yazar arkadaşın etrafındaki insanlar aynı zamanda sizin de etrafınızda olabilir.

    edit: ulan 2 fav alacağız diye yapmadığınız embesillik kalmıyor şu alemde. insandır bu. düşer, kalkar. yarın öbür gün sen düşersin, olmadık bir sebeple bir borcun altına girersin, tanıdığından yardım istersin, veririm ama kız kardeşinle veya karınla bir gece birlikte olurum, al paran hazır derler. o zaman erkeklik yapmaya kalkarsın. ama söz konusu kadın olunca rerere,rörörö. yabancı değil oğlum bu mesajı yazanlar. sizin de çevrenizde var düşmenizi bekleyip, düştüğünüz an arkanızda bitecek olanlar.

    bu mesele meriçlik meselesi değil. insanlık meselesi. ekonomik şartlar ortada. insanlar maddi olarak zor dönemler geçirebiliyor. ya destek olursun ya da olmazsın. bu kadar basit!

    debe editi: bu başlık altında yazılanlara baktığınız zaman ülkeye olan umudunuzu kaybedebilirsiniz. destek verip debe ye girmesini sağlayanlara baktığınızda ise hala bir şeylerin düzeleceğine dair umudunuz olsun!

    bu memlekette namussuzlugun bu kadar prim yapması, namusluların sesinin çıkmamasından kaynaklıdır. lakin biz henüz ölmedik ve hala çok kalabalığız. namussuzlugu normalleştirmenize izin vermeyeceğiz!!! ne kadın, ne erkek, ne çocuk hiçbir şekilde sizin insafınıza bırakmayacağız. ama birgün olurda karşılaşırsak böyle bir durumla çevremizde, annenizin bile tanıyamayacağı hale getireceğiz, bilginize..

    siz elalemin kızına 3 kuruş para için bunu söyleme cesareti gösterecek kadar cesursanız, biz de gerekeni yapmak için hazır bekliyoruz! hodri meydan..