hesabın var mı? giriş yap

  • zamane cocugudur.
    izlerken icimiz ciz eder biz abilerin, etmez mi?
    bizim zamanimizda kinder surprise azdi, pahaliydi, anne babalarimiz alamazdi oyle cok cok. ayda bir falan toplu ali$veri$te ogretmenler kooperatifine gidilecek, anne iyi zamaninda olacak da 1-2 tane alacak. ancak o zaman kinder surpriseimiz olurdu bizim.
    onun cikolatasini binbir torenle yerdik. kirmadan ikiye bolerdik once, sonra ufak ufak yalardik, buyuk bir parca kopartacaz da zort diye bitecek diye korkardik... bissuru bissuru olsa da bissuru yesek diye hayaller kurardik, gercekle$mezdi bu cocukca hayaller.
    kagidini bile ozenle yirtmadan cikarirdik. aliminyumdu ya, boyle duzle$tirir, defter arasina koyardik falan, biriktirirdik.
    $imdiki veletlere bakiyorum, zart diye yirtarak acip, huptedenek su gibi iciyorlar cikolatayi, onlar icin ozel degil, onlar icin luks degil, onlar icin degerli degil...
    bizim icin neydi o kinder surprise biliyonuz mu siz?
    bir gun birinin kafasina cakacam yerken, ne nereden geldigini anlayacak, ne neden oldugunu kerata...
    aglayasim geliyor.
    hislendirmeyin beni...

    (bkz: bastigin yerleri toprak diyerek gecme tani)

  • pazarlama iletişimi stratejileri açısından içgörü / (insight): tüketici davranışları çerçevesinde daha önce ifade edilmemiş ya da fark edilmemiş bir durumu, arka plandaki bir neden-sonuç ilişkisini ya da bir eğilimi gözlemleyip açığa çıkararak, pazarlama faaliyetlerinin önünde yeni bir kapı açmaya yarayan saptamalara “içgörü” denir. tüketicinin ihtiyaçları arasında hiç ya da henüz yeterince karşılanmamış bir boş alan yakalayabilmek ve rakip markalardan önce bu fırsatı değerlendirecek yeni bir yaratıcı konsept geliştirmeye yarar bu içgörüler daha çok…

    pazardaki rekabet ortamında belirli bir markaya avantaj sağlayabilmek amacıyla, görünenden biraz daha derine inip insanların kalbine dokunmak ve belki kendilerine bile itiraf etmedikleri duygularına seslenerek onları şaşırtmak gerekir. gündelik hayat içerisinde üzerinde fazla düşünmeden veya net bir açıklama getirmeden yapa geldiğimiz bazı düzenli davranışların arka planında yer alan gerekçeleri ortaya çıkaran ve inandırıcı bir hikaye kurgusuyla anlatan bir markanın hedef kitlesiyle gönül bağı kurması da kuşkusuz daha kolay olur…

    zaten iletişim stratejileri kurgulanırken, öncelikle tekrarlanan davranış kalıplarına bakılır, bunlar uygun ortak konu başlıkları altında gruplanır ve “daha önce ifade edilmemiş” yeni cümleler kurarak pazarlama yöneticisinin / reklam ajansındaki yaratıcının önünde yeni ufuklar açabilecek içgörüler çıkartılır; ortak noktalar listelenirken de sürekli “neden böyle oluyor da oluyor?” diye sorulur. içgörü sayılacak saptamalar, insanlarda “aynı şeyi ben de hissetmiştim ama bir türlü kelimelere dökmemiştim” dedirtecek ince gözlemlere dayanır…

  • oglum cok komik lan

    kadının bu kırdığı pot olmasa bildigin saygın bir işkadını olarak hayatına devam ediyordu.
    meger bildigin komikmiş.
    sozluk ahalisinden ricam iş sanat ve cemiyet hayatında ismen ve cismen cok gorunur ve on planda olup ruhen bu sekil krzban tabir edilen kişiler varsa onları da on plana cıkarabilir misiniz?
    hani illa bi pot kırmalarını beklemeyelim.

  • bir bölümünde memnun ıssızda kadınları taciz eden bir sapık sanılmaktadır. tacize uğrayan bir kadın polise eşkal verir:

    - hani bizimkiler dizisindeki kapıcı cafer yok mu, aynı o.

  • az biledir.

    bir sokak, cadde, semt, köy, ilden bahsedilmiyor.
    tüm bir ülkenin elektriğinin kesilmesinden ve ikna edici bir açıklama yapılamamasından bahsediliyor.

    ülke ve insanları zaten gergin. hayat yalan dolan olmuş, eskiden olduğu gibi mum yakıp oturamayacağız. biz de gördük mumlu geceleri. ama sene 2015. planlama, koruma, öneme yok, acil durum yönetimi yok.

    enerji bakanlığı'nın açıklaması "ay biz de şaşırdık" iken, bu başlık saçma olmuş.

  • türk işçilerini işten çıkarıp yerine hindistan'dan ucuz işçi getiren iğrenç şirket. ürünlerini kesinlikle almayacağım artık.

    gördüğüm kadarıyla bu skandalın üzerinde tek duran parti de zafer partisi. ümit özdağ işçilerin yanına gidip bizzat destek vermiş.

  • benim bir arkadaşım var, yeminle adam dövdü böyle ya, herifi indirmiş yere, bir de tekmeliyor ama el de gömlek cebinde. soğuk kanlı piç ya.

  • cebine koysalardı uyuşturucuyu daha uygun olurdu, böyle bir sakil bir anlamsız olmuş.
    artık adam nasıl bir yükselişteyse, tabağına domuz pastırması, cebine eroin, adım adım karalamalar kumpaslar.