hesabın var mı? giriş yap

  • bir insan ülkesinden bahsederken, ne kadar duru ve samimi olabilir onun cevabıdır. nuri bilge ceylan'ın cannes film festivalinde ödülü alırken yapmış olduğu konuşmada şöyle geçiyor bu ülke:

    "'bu ödülü, tutkuyla sevdiğim, yalnız ve güzel ülkeme armağan ediyorum''

    yüzlerce sayfa yazsan, sağından girip solundan çıksan, tepeden tırnağa resmetsen; bir ülkenin içinde bulunduğu durumu bundan daha güzel anlatamazsın. bir cümle, sekiz kelime ve olay bitmiştir. bir güzelliğin bu derece güzel tasvirini en son sadri alışık 40 yıl önce menekşe gözler'de yapmıştı. fatma girik'in çakmak çakmak gözlerinin yanına tutmuştu bir tutam menekşeyi. fatma girik'in gözleri miydi asıl güzel olan, yoksa menekşeyi tutanın bakışlarındaki ateş mi güzelleştirmişti o gözleri?

  • bu uzay aracının hangi veriye dayanarak daha güvenli olduğunu soran bm778 nickli yazara cevabı ben vereyim.

    birincisi, bu araçla ilk kez astronot gönderiliyor olabilir, ancak kazaların kaynağı olan booster modülleri yıllardır başarıyla kullanılıyor. o çok güvenilir kabul edilen soyuzlar bile bugüne kadar 10 küsur kaza yaptılar, neyse ki bu kazaların büyük kısmı insansız uçuşlara denk geldi de fazla can kaybı yaşanmadı. ancak uzay araçlarının güvenliği sadece insanlı uçuşlara bakarak ölçülmüyor.

    bu aracın en çığır açan özelliği hem ucuz maliyet hem de güvenilirliği bir pakette sunması. normal roketler, buna geliştirme maliyeti sıfıra düşmüş soyuzlar da dahil olmak üzere, çok maliyetliler, çünkü konvansiyonel roketler bir kez kullanılmak üzere üretiliyorlar. evet, bir kaza anında astronotları taşıyan modülü roketten ayıracak sistemleri olduğu için daha güvenliler, ancak pahalılar.

    uzay mekiği ise maliyet açısından daha hesaplı olmasına rağmen kaza anında astronotların ana gemiden ayrılmalarına olanak vermediği için daha riskliydi.

    bu yeni araç ise hem en güvenli roketten daha güvenli, hem de uçuş ve yük başına maliyeti uzay mekiğinden daha düşük. neden mi?

    maliyetten başlayayım uzay mekikleri düşük maliyetliydiler, ancak sadece mekik kısmı yeniden kullanılabiliyordu. bunun yanı sıra, ısı yalıtımına yarayan, gemiyi çevreleyen özel üretim seramikler girişte hasar gördükleri için bakım masrafı çıkarıyordu. bu yeni aracın bütün parçaları sağ salim dünyaya geri indirilip yeniden kullanıma sokuluyor. hiç bir şeyin yeniden üretilmesi gerekmediğinden uçtukça sefer başına fiyatı düşüyor.

    şimdi gelelim az bilinen güvenilirlik konusuna. konvansiyonel roketlerde astronotları taşıyan kapsülün ucunda ufak bir roket bulunur. bu roket kalkışta bir infilak olursa kapsülü aşağıdaki ana roketten koparıp patlama alanının dışında bir alana paraşütle indirmek amacıyla kullanılır. roketlerin kaza tehlikesine en açık oldukları an kalkıştaki ilk birkaç saniyedir. bu ufak roket sistemi o birkaç saniyelik riski ortadan kaldırır, ancak daha sonra kopar ve düşer, çünkü uçuşun sonraki evrelerinde işe yaramadığı gibi ek ağırlık oluşturmaktadır.

    yeni araçtaki güvenlik roketi ise kapsülün kendisine entegre edilmiş durumda. yani sadece başlangıçtaki büyük riske karşı değil, sonraki daha ufak risklere karşı da güvenlik sağlıyor. konvansiyonel roketlerde kapsülü ana roketten hızlıca koparmak mümkün olmuyor çünkü kapsül bir motor içermiyor. yani uçuşun herhangi bir anında ana motorlar patlasa kapsülün kendisini kurtarıp kaçabilmesi mümkün değil. zaten kaçabilse bile o anki ivmesi ve doğrultusu neyse ondan motorlar olmadan dönmesine imkan yok. yani sonuçta uzay boşluğunda kayıp da olabilir.

    yeni kapsül ise görevin herhangi bir anında kendisini ana roketten hızlıca ayırıp kaçabilme, sonrasında da kendi başına dünyaya dönebilme yeteneğine sahip. evet, bu güne kadar insanlı uçuş yaparak test edilmedi ancak bugüne kadar üretilen en hesaplı ve en güvenli uzay aracı olduğunu bilmek için test edilmesine gerek yok.

  • önce kaynak

    başlık açılmış mı diye baktım ama göremedim.
    akplilerin anıtkabir'de "her yer tayyip her yer erdoğan" diye bağırmaları hadisesi. bağıracaksınız bunun yeri mezarlık değildir. ölüye saygıyı ne araya unuttunuz? bu ne kültürümüzde var ne de insanlığa yakışır. böyle sloganlar atacaksanız niye geliyorsunuz? bu ne saygısızlık arkadaş? kim sana zorla gel diyor? kim davet ediyor? böyle iğrençlikler yapacaksanız gelmeyin arkadaş gelmeyin. kimsenin sizin ziyaretinize ihtiyacı yok. sloganlarla bozmaya çalıştığınız sessizlik bir gün kafanıza çekiç gibi düşecek.

  • hala padişah resmi kullanan, anma ile kutlama farkını bile bilemeyecek zekada bir zavallının da bunu anlamasını beklemiyoruz !!!

  • insan hakları dersi tüm bölümlerde zorunlu olarak okutulmalı dedirten fotoğraftır. hadi ne yazık ki kolluk güçlerinin işkence tutkusunu normalleştirmişiz kendi içimizde, bari bunu sesli dile getirmeyelim. "ama dövülen reina saldırganı" diye bir savunma olamaz. çünkü polislerden yapması talep edilenler, polisin potansiyel yöntemleri zaten normal bir psikolojinin ürünü olamaz. yani eğer sen kendini adama jopla işkence yaparken, çığılıklarına, yakarışlarına gülerken hayal edebiliryorsan çare xanax'tır. ve unutmayın, şimdi dövdükleri için o çok takdir ettiğiniz polisler bu şiddete alıştıkça canavara dönüşürler. yarın bir gün bir eylem yapacak olursunuz, bir eleştiride bulunacak olursunuz; malum süreç bu tarz özgürlükler için hiç de parlak gitmiyor, gözaltında sizi bu canavarlar karşılayabilir.

  • ürkünçlü olaydır. işin ilginç kısmı; haberdeki ailenin soyadının "toprak" ve bununla aynı olayları tecrübe eden diğer ailenin soyadının "taş" olması. "su" ve "hava" aileleri dikkatli olsun. "tahta" aileleri de espri yapmasın.