hesabın var mı? giriş yap

  • aslinda beyoglu'nun en unlu pasajlarindan biridir. mabeyinci ragip pasa 19. yuzyil sonlarinda yaptirmistir. zemin katlar carsi olarak kullanilir ve 58 dairelik 3 apartmandan olusur. secmeci bicemle insan edilmis, neoklasik ogeler agir basar. hemen girisindeki eczana jean cezar reboul tarafindan acilan parizyen eczanesinin devamidir. adini veren jean cezar reboul osmanli eczaneler cemiyeti baskanligi yapmimistir.istanbul'un unlu geleneksel lokantalarindan abdullah efendi lokantası eskiden buradaymis. ara guler'in 1960'larda girisinde gectigi harika bir fotografi vardir. (bkz: arkadas kitabevi)

    (bkz: afrika han)
    (bkz: anadolu pasaji)

  • araplarin dunyanin her ulkesinde kafasina gore giris yapamayacaklarini anlamalari gerek. ayni sey bizim ulkemizdeki arap gotu yalayanlar icin de gecerli.

    onlarin vatandasligi 250.000 dolarlik ucuz birsey degil. almiyor lan adam kendi vatanina iste. var mi itirazin? ben tebrik ediyorum.

    yollayin turkiyeye bizin dangalaklar beslesin.

    edit: beyler, 10 yildan biraz daha fazla bir suredir zaten turkiyede yasamiyorum. avrupada oturum isleri nasil oluyor kendi tecrubelerimden biraz bilgim var.

    belli bir ucret karsiligi verilen oturum izni farkli. 250 bine vatandaslik verip gel agzima da sic denmesi farkli. turkiyede 250.000 vermese de 3 yilda belirli sartlari saglayinca yine vatandaslik aliyor yabancilar.

  • süleyman seba'dan ahmet nur çebi'ye

    fevzi çakmak'tan hulusi akar'a

    mustafa kemal atatürk'ten recep tayyip erdoğan'a

    koltuklar kimlere kalıyor böyle yazık. bir beşiktaşlı olarak utandırıyorsun bizi başkan, sus artık. puanında, kupanın da, şampiyonluğun da amk.

  • burayı basacaklar, onlar gelmeden söyleyeyim. 2022 yılında aşı karşıtlığı yapmak “dünya düzdür” demek kadar cahilcedir. insanlığın kurtuluşu aşılardadır. uğur şahin ve özlem türeci milyonlarca insanın hayatını kurtarmıştır. daha fazlasını kurtarmak için de çalışıyorlar.

    eklenti: ilkokul mezunu çaylaklar mesaj kutumu basmış :) arkadaşlar, cahilsiniz ve bu kadar cahil olmak tolere edilemeyecek kadar ayıp. bir aşının çalışma mekanizmasını dahi anlayamayacak düzeyde olmanız ülkemiz ve dünyamız adına endişe verici. aileleriniz eminim ki eğitim almanız için büyük fedakarlıklar yapıyor. gel gör ki çocukları orta çağ düzeyinde komplo teorilerini gerçek sanıyor.

    ben 50 doz aşı olmadım. sanırım 2 ya da 3 doz oldum. sonuncusu 1 yıl önceydi. çok yeni çok çok farklı bir varyant olmadıkça da yeni aşı yaptırmayı düşünmüyorum. çünkü virüse büyük oranda bağışıklık kazandık. çünkü temel düzeyde biyoloji biliyorum. aşının ne zaman gerekli ne zaman gereksiz ya da daha az gerekli olduğunu anlayabilecek kapasitem var. bu saydıklarım en fazla 3-4 saatlik bir okumayla edinilebilir. sizin için, sizden ziyade gelecek için üzüldüğüm nokta bu. kendinizi biraz olsun aydınlatabilmek ve cehaletten bir adım uzaklaşabilmek için hiçbir çabanız yok.

    birisi bana bunları söylese yerin dibine geçerdim. o yüzden şimdi o mesaj kutusunu yerine bırakıp google’a “aşılar nasıl çalışır” yazın.

    eklenti2: cahil değil, kara cahil bir gençlik geliyor. seçimden sonraki en önemli meselemiz milli eğitim. telefondan mesajlara cevaben bu yazıyı editlerken “2 ya da 3 doz aşı oldum” yazdım. üzerinden zaman geçtiği için çok düşünmedim. hemen üstüne gelen mesaj şu “insan aşı sayısını hatırlar, bu şekilde aşıların beyin fonksiyonlarını etkilediğini ispatlamış oluyorsun”. bakın ironi değil, şaka değil. buna inanan gerçek insanlar var. bu insanlar toplumda bizimke birlikte yaşıyor. çok üzücü lan. vallahi çok üzücü.

  • kıskanıyorum paraların böyle kişilerde olmasını. futbolcuları, şarkıcıları ve hasan can kaya gibi bir mesleğe sahip olup da böyle para kaldıranları gördükçe çok kıskanıyorum. maddi manada bir üretim yok, insanlık hayrına bir şey yok. genel olarak o kadar boş ki, böyle boş şeylerin bu kadar para etmesi zoruma gidiyor. çok adaletsiz bu dünya.

  • kadın bir kullanıcıdan;
    şu an ağlıyorum desem kimsenin umurunda olmaz. ama ev boş desem hey yavrum hey.

  • karanlık değil tam tersine aydınlık dönemdir çünkü hiçbir pizzacıda, pizza yerken yanında çay içemezsin.

  • naylonun icadından önce, çoraplar suni ipek, pamuk veya en popüler seçenek olarak ipekten yapılırdı. ancak ipek kullanımı birkaç problemi beraberinde getiriyordu. ipek oldukça hassastı ve bu nedenle de yırtılmaya ve kaçmaya eğilimliydi. ikinci ve belki de en önemli problem ise japonya'nın ipek ihracatında tekel olmasıydı.

    1930'ların sonunda japonya, amerika'nın ipek arzının yaklaşık %90'ını tedarik ediyordu. o yıllarda abd, dünyanın en büyük ipek tüketicisiydi ve ithalatının kabaca dörtte üçü çorap imalatına kullanılıyordu. japonya ve abd arasındaki gerilim, japon yayılmacılığının ardından artarken, amerika, ipek yerine alternatifler aramaya başladı.

    naylon, 1930'ların ortalarında amerikalı kimyager ve mucit wallace carothers tarafından icat edildi. carothers, ilk başlarda araştırma özgürlüğü vaadi altında dupont tarafından işe alındı ve polimerlere odaklanmayı seçti.

    büyük buhran sırasında amerika'nın mali beklentileri kötüleşirken dupont, carothers için araştırma özgürlüğü vaadinden vazgeçti ve onu 1934'ten itibaren yeni elyaflar üzerinde çalışmaya yönlendirdi. kendisine, ısı ve temizlik ürünleriyle temasa dayanaklı ve esnek yeni bir malzeme üretmesi görevi verildi. yaklaşık bir yıl içinde, ilkel bir naylon formu sentezlendi.

    naylon çoraplar, ilk kez 1939 new york dünya fuarı'nda amerikan kamuoyuna sunuldu ve büyük bir coşku ile karşılandı. ekim 1939'da, naylon çoraplar ilk kez wilmington, delaware'deki bir dizi mağazada satışa çıkarıldı ve 4.000 çiftin tamamı sadece birkaç saat içinde tükendi.

    bu ilk yerel pazar testinden sonra, 15 mayıs 1940'ta, naylon çoraplar, amerika genelinde satışa çıkarıldı. aynı gün, amerikalılar devrim niteliğindeki yeni üründen 800.000 çift satın aldı. dört gün içinde toplam satış sayısı 4 milyona ulaştı.

    naylon çorapların başarısı tartışılmazdı. form vermeye uygun, lüks, dayanıklı ve amerikan yapımıydılar. birçoğu için, amerikan bilimsel üstünlüğünü temsil ettiler ve sıradan amerikalılara japon mallarını boykot etmeleri için bir yol sundular. naylon çoraplar, sonraki yıllarda abd mağazalarının temel ürünü olmaya hazır görünüyordu. ancak ikinci dünya savaşı patlak verdi.

    aralık 1941'de japonların pearl harbor saldırısından sonra, amerika, ikinci dünya savaşı'na katıldı. ülke savaş ekonomisine doğru kayarken, savaş için gerekli olan tüm malzemeler ve mallar karneye bağlandı. naylon da bu malzemeler arasındaydı.

    ikinci dünya savaşı sırasında naylon, çorap olarak kullanılmak yerine, pasifik cephesi'nde kullanılmak üzere paraşüt, ayakkabı bağcığı ve ceketlerin yanı sıra, sivrisinek ağları ve hamakların imalatında kullanıldı.

    amerikalılar naylon çorapları sadece karaborsadan temin edebiliyorlardı. bazı kadınlar ipeğe geri dönmek yerine "bacak makyajı" kullanmaya başladılar.

    ikinci dünya savaşı yüzünden ortaya çıkan zoraki bir moda: bacak makyajı

    naylon, ikinci dünya savaşı'nda amerika için önemli bir kaynak olduğunu kanıtladı. bazıları naylonu "savaşı kazanan elyaf" olarak tanımladı.

    ikinci dünya savaşı sırasında naylon çoraplar piyasadan kalkmış olsa da, amerikalılar tarafından unutulmadılar. savaş bittikten sonra tekrar mağazalarda satışa sunulduklarında, talep o kadar yüksekti ki "naylon isyanları" diye anılan olaylar başladı.

    en çok aranan malzeme, ülkenin dört bir yanındaki mağazalarda bir kez daha satışa sunulunca kargaşalar yaşandı. yaklaşık 10.000 amerikalının san francisco'daki bir mağaza önünde naylon çoraplara kavuşmayı umarak kuyruğa girdiği ve bazılarının baygınlık geçirdiğine dair haberler basına yansıdı.

    bir pensilvanya gazetesi tarafından duyurulan bir başka olay, naylon çorapları kapışmak için saç baş birbirine giren birkaç bin müşteriden bahsetti.

    sonunda dupont, üretim sürecini modernize ederken, naylon çorap arzı talebi karşılayabilecek hale geldi. naylon çoraplar 1950'lerde külotlu çoraplar piyasayı ele geçirene kadar popülerliğini korudu.

    sonraki yıllarda naylon, mağazaların çorap reyonlarının ötesine yayıldı. spor raketlerinin iplerinden, diş fırçalarına, bavullardan halılara kadar birçok farklı üründe kullanıldılar ve halen kullanılıyorlar.

    naylon, devrim niteliğindeki insan yapımı bir malzeme olarak bir "sentetik devrimi" ateşledi. naylon, ticari başarı elde eden ilk sentetik elyaftı ve yeni bir "insan yapımı malzeme çağını" başlattı. wallace carothers ve dupont, polimerlerin paha biçilmez malzemeler halinde formüle edilebileceğini kanıtlayarak, polyester, spandex ve teflon'un icadının temelini atmış oldu.

    kaynak: historyhit