hesabın var mı? giriş yap

  • - alooov! mahmud!!!
    - yanlış numara beyefendi...
    - mahmudu ver.
    - mahmut yok, yanlış numara.
    - sen kimsin?
    - yanlış numara beyefendi yanlış yeri aramışsınız
    - haa. *çat*

    ..

    - aloo! mahmud!!!
    - ...mahmud yok beyefendi
    - mahmud nerde? işe mi çıktı?
    - yok beyefendi tekrar yanlış aradınız
    - neresi orası?
    - yok burda mahmut filan... yanlış aramışsın işte
    - *çat*

    ...

    - mahmud!!!
    - beyefendi hep aynı numarayı ararsanız hep yanlış olacak, düzelmeyecek ki...
    - kaç orası?
    - 021228339**
    - eee tamam... mahmudun numarası
    - hayır beyefendi son 9 yıldır benim
    - sen kimsin?
    - sana ne be!
    - *çat*

    ...

    - alooov!!
    - yahu beyefendi... yok işte... olmuyor... yanlış not almışsınzı numarayı!
    - ben hasan!!!
    - aferin. eee?
    - mahmudu ver!
    - gidin fihristten bakın... 118 'den sorun numarasını arkadaşınızın. internetten bakın dicem de, pek sanmıyorum
    - ne internedi?
    - offf... yanlış numara arkadaşım, yeter
    - yaauu... yavvv... üfff.... *çat*

    ....

    - alooov!
    - yeter be öööfff.
    - yine mi sen?
    - heralde ben! hep aynı numarayı arıyorsun... nasıl doğru düşsün?
    - ama orası mahmudun
    - değil ulan değil.
    - yok mu şimdi?
    - vardı da kalmadı elimizde. yarın gelir. daha yeni bitti stokta.
    - ne?
    - yok bir şey
    - *çat*

    ...

    - alooov, mahmud???
    - mahmut nişanlısıyla galapagos'a kaçtı.
    - nereye? işe mi?
    - yok... evrim geçirip gelecekmiş. sıkılmış maymunlarla yaşamaktan.
    - evrim kim?
    - sen tanımazsın. darwin var ya, zeytinburnunda... onun dayı oğlu.
    - mahmut'un dayı oğlu musun?
    - hayır ben mahmutumun geyşasıyım.
    - ayşası mı? ayşaaa?
    - böğürtlen be böğürtlen... su aygırları. traleybüs.
    - *çat*

    ...

    - aloov! mahmud?
    - mahmut işe çıktı hasan abi.
    - ne zamana gelir?
    - valla gelmez heralde bugün
    - haa.. *çat*
    - *oh bee*

  • aradan geçen üç hafta sonunda, protestolar bitmeyince ve devlet mekanizmaları da desteğini çekince başkan evo morales başkanlıktan istifa ettiğini açıkladı bugün. daha önce de (bkz: #97125691) numaralı girdimde izah ettiğim üzere bu morales'in katıldığı ve seçildiği üstüste dördüncü seçim. kendisi 2009 yılında iki dönem kuralı getirmişti ama 2016 yılında bir referandum yaparak kendi getirdiği süre kısıtlamasını kaldırmak istedi. ancak halk, küçük bir farkla da olsa (yüzde 51,5) bu hamleye karşı geldi ve referandumda yenildi. bunun üzerine yüksek mahkemeden kendi lehine karar çıkartıp bu seneki seçimlere katıldı.

    muhalefetin hakkını yememek gerek. sonuna kadar direnç gösterdiler ve seçim sonuçlarını tanımadılar. hükümet tarafı ne kadar kışkırtırsa kışkırtsın kitlesel şiddet olayları yaşanmadı (evet 3 kişi hayatını kaybetti ama hem tekil olaylardı hem de hükümetin ortamı kızıştırıp kendini haklı çıkarma çabalarının bir ürünüydü). bu olaylar sırasında iyice köşeye sıkışan evo morales, kendi kalesi olan cochabamba kantonuna çekilmişti ve başkanlıktan vazgeçmeyeceğini söyleyerek muhalif protestoları yasadışı ilan etmişti.

    ancak zaman içerisinde önce polis teşkilatı kendisine olan desteğini çekti. hatta öyle ki görev yerlerini (başkentteki başkanlık saray muhafızlığı dahil) terkettiler. daha sonra ordu bir açıklama yaparak, görevlerini terk eden polislere karşı bir eylem planlarının olmadığını ama siyasi krize bir çözüm bulunmasını yoksa işlerin daha da karışacağı uyarısında bulundu. ordudan gelen bu uyarı, 'darbe mi geliyor?' endişelerine yol açsa da muhalefet bir darbe istemediğini, mücadelenin demokrasi için yürütüldüğünü deklare etti. başta amerika devletler topluluğu (adt - ya da ispanyolcası ile organizacion de los estados americanos) olmak üzere uluslararası toplum da seçimlerin yenilenmesi ve bir askeri girişim olmaması için uyarılarda bulundu.

    evo morales, bu baskılar gelince önce seçimlerin yenileneceğini söylese de muhalefet ikna olmadı ve istifa edip çekilmesi yönündeki baskılara devam etti. devlet içerisinde de destekçisi kalmayan morales, direnmenin mantıksızlığını kavramış olacak ki bugün itibariyle istifa ettiğini ve seçimlerin yenileneceğini deklare etti. ancak yenilenecek olan seçimlere katılıp katılmayacağı henüz net değil (muhalefetin morales'in tekrar edilecek seçimlere katılmasını kabul edeceğini zannetmiyorum). şimdi asıl merak edilen husus morales'in geleceğinin ne olacağı. ülkeyi terk edecek mi yoksa yargı önüne mi çıkarılacak, bekleyip göreceğiz.

    şimdilik bu kadar, gelişmeler oldukça aktarmaya, eklemeler çıkarmalar hatta gerekirse yeni girdiler yazmaya devam edeceğim.

    tema: latin amerika tarihi

  • anne, bunun sadece basit bir saç kapatma değil, köleliği kabul etmek olduğunu bildiği için tepki göstermiştir. açın normal bir dini sohbet dinleyin. sohbetin yarıdan fazlası kadının tahakküm altına alınmasıyla ilgilidir. kızı için doğru olanı yapmıştır. haklıdır.

  • çocuğu olanlar seyretmesin. katharsis ski nedeni ile feci bir yürek çarpıntısıyla, diken üstünde izliyorsunuz filmi. finaline rağmen çarpıntı geçmiyor. bu arada sanırım büyük çoğunluk atlamış ve bunun sonucunda senaryoda kopukluk olduğunu, çoğu noktanın havada kaldığını söylemiş. lakin ki öyle değildir:

    --- spoiler ---

    -pederin evindeki ceset ne alaka?
    -pederin evinden çıkan ceset, psiko teyzenin kocası. dedektif finalde adamın kolyeli resmini görünce, cesetteki kolyeden anladı olayı eline silah aldı, psiko teyzeyi yakaladı. psiko teyze ve pederin anlattıkları ile adamın hikayesi netleşiyor.

    -yılanlar ne iş?
    -kopya kaçırmalar yapan adam, psiko teyze ve kocasının kurbanlarından. diğer çocuklar gibi labirent bulmacası ve (kadının bahsettiği gibi) adamın yılan takıntısı ile kafayı yemiş.

    -labirent peki?
    -üstte de dediğimiz gibi, labirent çocuklara dayatılan bulmaca. fiziki bir yer temsil etmiyor. olayın aydınlanmasına direkt katkısı olmuyor. sadece finalde dedektifin aymasına ve dikkatini toplamasına faydası oluyor.

    -siyahi kız “sen ordaydın, bizi bantladın” falan diyor, ne alaka?
    -“sen oradaydın” diyor ama “ağzımızı sen bantladın” demiyor. (ıt put tape on our mouths) keller’in sesini duymuşlar yani. bir de flashback sahnesinde seyirciyi yanlış yönlendirmek için keller’in paltosuna benzeyen bir palto giymiş psiko teyzeyi diğer kızı tutarken göstermişler. o kadar üç kağıt olsun artık. bak bu sayede bir yarım saat daha gerile gerile izledin filmi.

    -sonu muğlak, ne oldu?
    -kızın düdüğü bir çok sahnede geçti. dedektif düdüğün hala kayıp olduğunu biliyor. finalde de düdük sesi duyuyor. ikinci bir aydınlanma ile keller’i kurtarıyor tabi.

    --- spoiler ---

  • biz burda söylüyoruz bu hayvanlar tehlikeli diye ama hayvansever duyarı kasıp olayın ciddiyetini anlamıyorlar. bak netflix’te asya’nın en tehlikeli 72 hayvanı belgeselinde sokak köpekleri de var. üstelik türkiye’nin de adını geçiriyorlar. niye medeni şehirlerde böyle olaylar olmuyor. çünkü sokakta köpek yok.

    edit: şu entryde hayvan düşmanı diyorlar. arkadaşım ben olaya sevinmedim. tek derdim rahatça işe gidip gelebilmek köpek kovalamadan.