hesabın var mı? giriş yap

  • insan ve şempanze dna'sı %99.4 oranında örtüştüğü halde hayvanla oturup iki muhabbet edemezken ne uzaylısı ne ufosu amk.

  • kendini bitirecek hareketleri desteklemesi basiret bağlanmasıdır.

    edit: değil istanbul'u iktidarı da kaybedeceklerdir, umut vermektedir, destekliyoruz.
    muhalefet uyuma.

  • tabii...

    hükümet her şey için referandum yapıyor ya istanbul belediyesi de öyle yapmalı.

    yatıyoruz kalkıyoruz, ülkede haberimiz yokken hepimizi ilgilendiren zibilyon tane karar alınmış oluyor.

    ama seçimi kazanan cehape olduğu için yasal hakkını bile sorarak kullanmalı.

    ahmet hakan da dediyse tamamdır.

  • kelime seçim ve sıralaması yanlış olsa da, bu konulara merakı olan birçok kişinin aklındaki soru.

    her ne kadar evrenin büyük patlama ile oluştuğunu söylesek ve bunu birçok kanıtla desteklesek de, tam olarak bu patlama anına ve ondan öncesine ilişkin pek bilgimiz yok. sadece tahminlerimiz var. bu sorunun cevabı da bu tahminlerin gerçeklik ihtimaline bağlı.

    şöyle ki;

    büyük patlama'nın gerçekleştiği ana ve ondan sonra geçen 10 üzeri -13 saniyelik sürece ilişkin net bir bilgimiz yok. ancak bu andan sonra neler olduğunu bilebiliyoruz (bazı gözlem, ölçüm ve modellemeler sayesinde.)

    peki neden böyle bir patlama gerçekleşti ve öncesinde ne vardı? dediğim gibi, bunun kesin bir cevabı yok, ama teorik fizikçilerin ve astrofizikçilerin birtakım tahminleri var elbette.

    - bir görüşe göre, tam olarak şu anki hâli ve boyutlarıyla olmasa da, evren hep vardı. yani sonsuz "zaman"dır oradaydı ve bir şekilde bir enerji tetiklenmesi olduğu için büyük patlama yaşandı. tabii büyük patlama öncesindeki zaman kavramı tartışılabilir. zira biz, bildiğimiz anlamdaki uzay zamanın büyük patlama ile ortaya çıkıp şekillenmiş olabileceği ihtimali üzerinde duruyoruz. bu durumda büyük patlama öncesi için konuşursak "sonsuz zaman" kavramı bizim bildiğimizden farklı olabilir (ya da öyle bir kavram hiç olmayabilir.)

    - bir başka görüşe göre, şu anda bildiğimiz 3+1 boyut dışında da boyutlar var ve etkileşime geçemediğimiz başka evrenler, bu boyutlarda yer alıyor. bizim evrenimiz sakin sessiz bir şekilde orada salınıp dururken bir başka evrenle çarpıştı ve çarpışmada açığa çıkan enerji sonunda gerçekleşen büyük patlama ile şu anki halini aldı.

    bunu gözlemlerle test etmenin bir yolu var mı? evet, bazı tahminler yapılabilir bununla ilgili. hatta geçen yıllarda uzayda keşfedilen ve adına void dediğimiz büyük boş alanlardan bir tanesi o kadar büyük ki, bunun bahsi geçen türden bir çarpışmadan geriye kalmış olabileceğine ilişkin tahminler var. bu konuyu araştırmaya devam ediyor bilim camiası.

    - üçüncü görüşe göre, yine birçok evren var ve bunların hareketleri tıpkı su damlaları ya da lav lambalarında olduğu gibi akışkan şekilde gerçekleşiyor. tabii bu durumda hâlihazırda var olan evrenlerden parçalar ayrılıyor ve daha ufak boyutlu yeni evrenler ortaya çıkıyor. evrenimiz bu şekilde ortaya çıkmış olabilir. elbette böyle bir durumda bizim evrenimizden de kopmalar gerçekleşebilir.

    eğer yukarıdaki senaryolardan biri gerçekse, evrenimiz bir başka evren içerisinde genişliyor olabilir tabii ki ama...

    şu an için gözlemlediğimiz kadarıyla, durum pek de böyle değil gibi duruyor.

    burada devreye "comoving coordinates" dediğimiz kavram giriyor ve aşağıda gördüğünüz gibi, bu tür bir koordinat sisteminde cisimlerin arasındaki mesafe artsa da birbirlerine göre koordinatları değişmiyor:

    görsel
    (görsel buradan alıntı)

    resme dikkat edin. iki adet galaksi, mavi olarak çizilmiş. soldaki ufak şekle dikkat ederseniz, şeklin sol tarafındaki galaksiden sağ tarafındakine gitmek için 3 kare sağa, 2 kare aşağıya gitmeniz gerekiyor.

    şimdi sağdaki şekle bakın. şekil daha geniş olduğu hâlde, soldaki galaksiden sağdakine gitmek için yine 3 kare sağa, 2 kare aşağıya gitmek durumundasınız. burada şekil sündü, genişledi ama iki galaksinin koordinatları birbirine göre hâlâ aynı.

    ***

    başlığı açıp soruyu soran arkadaşa verip veriştirmişsiniz, ama aslında bu konuyla ilgilenmeye yeni yeni başlayan hemen hemen herkesin aklına gelen bir şeyi söylemiş. eğer evren genişliyorsa, neyin içinde genişliyor sorusunu ben gök bilimci olarak çok duydum. mutlaka siz de sormuş ya da duymuşsunuzdur.

    biz insanlar, duyu organlarımız ve tecrübelerimiz nedeniyle genişleme kelimesini içinde bulunulması gereken bir ortam ile bağdaştırıyoruz doğal olarak ve bir ortamdan bağımsız bir genişleme fikrini algılayamayabiliyoruz. kaldı ki zaten "evren genişliyor" ifadesi aslında çok doğru bir ifade değil. evrenin gerçekleştirdiği şey, fırın içinde kabaran bir kekin, yani bir ortam içerisinde şişmekte olan herhangi bir şeyin hareketinden ziyade bir nevi sünme, esneme hareketidir.

    nasıl?

    gözünüzde şöyle canlandırın; sonsuz uzunluktaki bir ipe ikişer metre ara ile mandallar astınız. sonra bu dizaynı beğenmediniz ve sonsuz uzunluktaki bu esnek ipinizi birbirine uzak noktalardan çekerek iyice esnettiniz. ip hâlâ sonsuz, ama mandalların arasındaki mesafe, ipi gerdiğiniz için iyice açıldı. işte tıpkı bunun gibi, evren sonsuz ise galaksilerin aralarındaki açılma, evrenin bizim anladığımız anlamda genişlediğinin değil esnediğinin bir göstergesidir.

    bu konular hakkında, özellikle ingilizce bilen arkadaşlar için bol miktarda kaynak var, internet üzerinden erişebilecekleri. bu konuda isim yapmış yabancı üniversitelerin resmi siteleri gibi... o tür yerlerden araştırdığınızda, olayın aslında yukarıda anlattığım şekilde anlatıldığını "bir şeyin içerisinde genişleyen evren" fikrinin ise bir yanlış anlaşılmadan ibaret olduğunu göreceksiniz.

  • istediğiniz kadar emare yazın hatta buna aldatma, aldatılma da dahil bir çiftin boşanacağını göstermiyor. kimse konfor alanından kolay kolay vazgeçmiyor. çevremde duyduğum o kadar hikaye var ki. insanlar gelip gelip dert yanıyor eee boşan o zaman diyorum. sen bekarsın anlamazsın diyorlar.

    boşanma konuşması yapılırken hüngür hüngür ağlayıp kadına yalvarıp kararından vazgeçiren erkek duydum, her gün ağlayıp zırlayıp kafeste yaşıyorum kırıp çıkmak istiyorum diye dert yanan kadınların iki gün sonra kocisiyle mutlu mesut yaşadığını gördüm.

    binlerce emare yazılabilir belki buraya hiçbirisi boşanmak için yeterli değil. kimse konfor alanından kolay kolay vazgeçmiyor. geçebilenlere, cesur olup hayatına devam edebilme kararlılığı gösterenlere selam olsun.

  • bizzat olayı yaşayan biri olarak saçma bulduğum düşünce.
    üniversite zamanında kız arkadaşımla bir keresinde sinemaya gitmiştik. bilet kuyruğundayken bana "bilet paralarını sen ödeyeceksin değil mi?" diye sormuş, ben de çekinerek "o kadar param yok bugünlük herkes kendi bilet parasını ödese olur mu?" demiştim.
    yüzünde iç ısıtan sıcacık bir gülümsemeyle birlikte " tabi, olur" diyip, anlayışla karşılamıştı. hatta içeriz diye suları bile o ısmarlamıştı.
    işte o an, onun masmavi gözlerine dalmış ve böyle anlayışlı, paraya değer vermeyen bir kız arkadaşım olduğu için o kadar mutlu olmuştum ki anlatamam. hatta o gün hayatımda en çok keyif aldığım sinema deneyimlerimden birini yaşamıştım sayesinde.
    ertesi gün sebepsiz yere ayrılmasaydı benden, eminim çok da güzel bir ilişkimiz olacaktı.
    hala merak ederim niye ayrıldı acaba diye.

  • bugünkü kazada ölenlerin yakınlarına sabır dilerim. çok zor!

    yıllar önce bu şirket daha yeni yeni büyürken babam da burada otobüse ortaktı, çalıştırıyordu. 1994 kasımında babam kendi otobüsüyle istanbul'dan dönerken uyuyakalan bir kamyon şoförünün ters şeride girmesiyle kafa kafaya çarpışma olmuş ve o an tabi en önde kokpitteki babam, ve diğer ortaklardan biri dahil tam emin olmamakla birlikte 16 kişi hayatını kaybetmişti. yine aksaray'da tuz gölünün kenarında olmuştu.