ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
patiswiss
-
bir insanı nasıl sözlerinden değil, davranışlarından gözlemlemek daha sağlıklıysa, bir şirketi de önemli günlerde yaptığı paylaşımlardan, reklamlardan, pr çalışmalarından ve gösterişli tanıtımlardan değil, işçilere olan davranışından görebiliriz. okuyalım:
"ricamızdır..
elden ele yazalım!
insan haklarından, kadın haklarından söz edip bir yandan işçi sömüren patiswiss sendikalı işçileri işten atıyor!
sendikalı olmak anayasal haktır, gasp edilemez!
direnen patiswiss işçilerinin sesini büyütelim!
#patiswissişçisikazanacak" ~
ümitcan uygun'un tiktok'ta uyuşturucu kullanması
-
hahaha süper görüntülerdir. sizin yöneteceğiniz ülke tam olarak bu sayın kel. twitter'dan sağa sola sallamaya devam edin.
kristal kola'nın hikayesi
-
halil bey o gun cayina kazayla iki $eker fazla atar.. aldigi ilk yudumda tum fabrikanin dekorasyonunu dahi du$unmu$tur bile.. (bkz: kristal cola)
ev açılan depremzede tarafından darp edilmek
-
belki biraz acımasız olacak ama iyilik bile abartmaya gelmez, değil depremzede nükleer saldırı bile olsa tanımadığım kimseye evimi açmam, geçmiş olsun umarım yargı görevini yapar.
edit: yazar arkadaşlar uyardılar, başlık başımıza kalmış. olay şu; kadının biri sevgilisinin ailesini depremzede oldukları için evinde ağırlıyor aylardır, sonra kavga ediyorlar, sevgilisi kadına şiddet uyguluyor, falan filan.
çorum'da yaşanan ilginç trafik kazası
-
nasıl insanlarla aynı trafikte yol aldığımızı gösteren olay.
türk aile yapısı
-
bazen okuyabileceğiniz en gerilimli, en kanlı ve en boğucu hikayeden bile beter olan bir şey.
annem - filancanın kızı dedesiyle babaannesini yemeğe çağırırken, aynı apartmanda oturan yengesiyle amcasını yemeğe çağırmamış, kocası "neden amcanları da çağırmadın?" demiş, o sırada yengesi kendi evinde "ben bir hata mı yaptım da o yüzden mi yemeğe çağırılmadık" diye ağlıyormuş. sonra zaten kocası da filancaya çok kızmış..
ben- anne allahaşkına sus yoksa kusucam. elimdeki çayı başımdan aşağı dökücem şimdi.
bir insan neden yemeğe çağrılmadım diye ağlar lan? ulan sanki akşam yemeğine değil de buckingham sarayı'nda resepsiyona, ne bileyim taç giyme törenine filan davet edilmemiş, oturmuş "mercimek çorbalı, barbunya pilakili yemeğe çağrılmadım" diye ağlıyor, dünyanın küçüklüğüne bak, fare deliği kadar.
yemeğe çağırmadığım için ağlayan bir eltim olsa -ki olmaması için elimden geleni yapıyorum- bir uzay araştırmaları kurumuna filan bağışlardım "kainatın en kapasitesiz canlısı" diye.
üremek ve sevmek için, çeşitli akrabalık ilişkilerinin elti, bacanak, görümce diye özel olarak isimlendirilecek kadar önem arz etmediği ve evlilik kurumuna kaktırılmadığı milletlere yönelirsek bin yıl sonra akli melekeleri yerinde nesiller yetişeceğine inanıyorum.
adım hıdır elimden gelen budur'un ingilizcesi
-
my name is hıdır, i can't do any better.
anlamsa anlam, kafiyeyse kafiye.
sözlükte herkesin hemfikir olabileceği tek konu
-
(bkz: 10 mart 2015 ekşi sözlük'te yapılan yenilikler)
entry numaralarının silinmesine sevinen var mı lan? hala içimde kanayan bi yara.
oyum hala akp'ye çünkü
-
oecd istatistiklerine göre gelir adaletsizliğinde meksika'nın ardından ve amerika'dan önce 2. sırada olduğumuz bile ufak bir google araştırmasıyla bulunabiliyorken "utanmadan yalan söyleyebilen şeref yoksunu bir yaratık olduğum için" şeklinde ifadesi daha doğru olacaktır sanırım. ha havalimanı da sana girsin bu arada.
edit: tam da tahmin ettiğim gibi "gelir adaletsizliği demedim gelir adaletsizliğinin en çok azaldığı dedim" diye kıvıranlar da geldi. aynı raporada gini indeksine göre 1980lerden bugüne 0,43 olan gelir adaletsizliği parametremiz 0,41 olmuş. o kadar muhteşem bir şey ki bu aklınız almaz yani o kadar muhteşem. adeta akepe helikopterle fakirlere çuval çuval dolar saçsa ancak bu kadar etkili olur öyle bir rakam. lakin bu artış bile gelir adaletsizliğinde 2. olduğumuz gerçeğini değiştirmemiş ne hikmetse.
edit 2: link ve kendi adamın gol diyor linki