hesabın var mı? giriş yap

  • tam bu coğrafyanın yorumu. bu kafada adamları bir şekilde tepeden indirmedikçe, ne toplumsal ne de bireysel boyutta burnumuz boktan kurtulur.

  • cool bir hareket. geçen kampüste yürüyorum, başladı bu elleriyle kollarını ovuşturup ''üşyrm yhaa x('' falan demeye. sigaramın dumanını diğer tarafa üfledikten sonra yavaşça dönüp o bomba cümleyi söyledim, ''koş ısınırhahahha yalanın sonunu getiremiyorum. kız üşüyorum dese komple okulu yakarım ısınsın diye amk öyle naçar durumdayım.

  • tüm videoları çekemez, çünkü oluşan gündeme göre cevap ve konuşma hazırlıyor. ancak başına bir iş gelmesi durumunda henüz gündeme getirmediği konuları açıkladığı, hem de konuyu uzatmadan net bir şekilde açıkladığı bir kaset hazırladığını tahmin etmek zor değil.

  • 1998 yılında robin hanson tarafından ortaya atılmış bir hipotez. evrende bizden başka akıllı canlıların varlığına dair kanıt yok ve hala böyle bir kanıt bulamadık. o zaman evren -dünya hariç- ölü durumda. hem zaten dünyamızı daha önce akıllı varlıklar ziyaret etmiş olsa bunu bilirdik. bizden başka bir canlının olduğuna dair kanıt olmadığına göre bir yıldızın oluşumuyla başlayan ve güneş sistemi dışındaki başka sistemlerin kolonizasyonuyla neticelenmesi beklenen "hayat döngüsünün" evrim akışı içinde bir yerlerde büyük bir filtresi veya engeli var ki bizim bu son adıma ulaşmamız mümkün olmuyor.

    hanson'ın listesi şöyle:

    * yaşanabilir yıldız sistemi
    * üretken moleküller (rna)
    * tek hücreli yaşam
    * kompleks tek hücreli yaşam
    * üreme
    * çok hücreli yaşam
    * alet kullanabilen büyük beyin sahibi hayvanlar
    * şu an bulunduğumuz nokta
    * dış uzayın kolonizasyonu

    hanson'ın hipotezine göre hala uzay kolonizasyonu gerçekleşmediğine göre bu listedeki adımlardan en az bir tanesi mümkün değil ya da bi yerlerde bi eksiklik bi yanlışlık oldu, işler ters gitti o yüzden böyle dımdızlak kaldık.

  • "anlamaya çalışıyorum", "bir dakika canım"..."hmmm", "hııh","ama canım..." cevapları ile konuya olan hakimiyetini tekrar ve tekrar ispat etmiş bir adet sunucunun yaptığı saygısızlıklar zinciridir.

  • geçen yıl aralık ayında bir arkadaşım bana, acil kan aranıyor ilanlarından birini attı. hani hepimizin şu bir yerlerde denk geldiği ve çok da önemsemediği ilanlardan birini. iletişim numarası ve hasta adıyla beraber, çok acil yazısı göze çarpıyor. arıyorum, durumu öğreniyorum. sürekli kana ihtiyaçları varmış. kan bağışı için geleceğimi söylüyorum.

    ertesi gün dersten çıkıp gidiyorum. bu arada protokol numarasını, hasta adını tam olarak öğrenmek ve geldiğimi haber vermek için tekrar arıyorum. babası, bilgileri mesaj atıyor. ama şu an hastanede olmadığını söylüyor. isterseniz bekleyin ben gelince yardımcı olayım diyor. gelmesine gerek olmadığını, bir sorun olursa arayacağımı söylüyorum.

    daha önce kan bağışında bulundum fakat ilk kez belli bir kişiye bağışçı oluyorum. formu doldurup muayeneye giriyorum. kan bağışına engel bir durumum olmadığını öğrenip çıkıyorum. kapının önünde 30'lu yaşlarda biri bekliyor. alperen'in babasıymış. beklerken alperen'in durumunu daha yakından öğreniyorum. 3 yaşında henüz diyor. sürekli kana ihtiyacı var ama bulmakta zorlanıyoruz. sabahtan beri o kadar insanla görüştüm ama kan vermeye gelen sadece siz oldunuz diyor. ne diyeceğimi şaşırıyorum. o esnada sıra bana geliyor, kan vermek için içeri giriyorum. 15-20 dakikadan sonra kan verme işlemi bitiyor. çıkıyorum, babası hala kapıda bekliyor. öyle teşekkür ediyor ki, ne söylesem eksik kalır.

    yurda kadar bırakmayı teklif ediyor, kendim gidebileceğimi söylüyorum. tekrar geçmiş olsun deyip ayrılıyorum hastaneden. ondan sonra tanıdığım tanımadığım kim varsa, sınıftan, fakülteden, arkadaşlarımdan o acil kan aranıyor ilanını gösteriyorum. kan bağışında bulunmaları için konuşuyorum, ikna ediyorum. iki hafta sonunda çabalarım sonuç veriyor ve iki haftada sadece alperen için 10 kişi bağışçı oluyor. birçoğuyla hastaneye ben de gidiyorum. bu arada alperen'in annesiyle ve alperen ile de tanışıyorum. o iki hafta boyunca ne hissettiğimi nasıl tarif edeyim bilmiyorum.

    o günden bu zamana kadar sürekli iletişim halindeyiz. dün itibariyle alperen'in tedavisinde sona gelinmiş. alperen iyileşmiş. artık hastaneye sadece kontrol amaçlı gidecekmiş. babası arayıp haber verdi. nasıl sevindim anlatamam.

    ardından bir video attı. alperen; yüzünde maskesi, gözlerinin içi gülüyor ve gogeziplamakistiyorum ablamı çok seviyorum, özledim diyor. dün geceden beri o videoyu kaç kere izledim bilmiyorum. ne denilir ki, umarım yolun bundan sonra hep iyilik ve güzelliklerle kesişir alperen.

    alperen ile tanışma hikayemiz böyle. biraz uzun oldu ama bir kişinin bile okuyup kan bağışında bulunmasına katkı sağlarsa çok mutlu olurum.

    kan bağışı, organ bağışı, kök hücre bağışı bütün bunlar sizin de bir insanın hayatına dokunmanıza vesile olabilir. bir kişiden ne olur demeyin. lütfen bağışçı olun.

    bunu da aylar önce kan bağışında bulunduğumda yazmışım.
    (bkz: #99311532)

    debe editi: her şey insanları sevmekle başlıyor. içimizdeki iyilik böylece kendine yol buluyor. çok iyi tanıdığınız ya da hiç tanımadığınız biri için bir şeyler yapma, onu mutlu etme isteği böylece baş gösteriyor.

    sevdiği kişiye hediye vermek ve sevdasını haykırmak isteyen seycik'in ricası üzerine paylaşıyorum.

    " seycik'ten muhteşem'e "