ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ağda
-
sir unvanı verilmis bişi. cok muhim valla.
çocuklarla girilen trajikomik diyaloglar
-
istiklal caddesinde, dokuz on yaşlarında, büyük olasılıkla tinerci, iki çocukla konuşan polis, birine sorar: "nerede oturuyorsun sen, evin nerede senin?"
çocuk: "evim filan yok, orada burada uyuyorum" der.
polis öbürüne döner "peki, sen?"
ikinci çocuk: "komşuyuz!"
(bkz: sokak çocukları)(bkz: umut çocukları)
ulysses
-
okudum ben, olay irlanda'da geciyor..
yılmaz erdoğan
-
bir değil iki güzel kadının başrole aşık olduğu ve başrolün onlara sürekli hayat dersi verdiği bir senaryo yazmış. yetmemiş yönetmiş. o da yetmemiş başrole de kendini koymuş. adam resmen dizi adı altında kendini tatmin edecek bir şey çevirmiş. yaşlısın, çirkinsin, fakirsin, sicilin temiz değil… ama herkes sana hayran öyle mi? resmen andropoz oyalanması, ego tatminine çevirmiş diziyi.
elon musk'ı hiç duymadım
-
samimi olun lan biraz !
adamın alanı değil hede hödö.
he a.q sizin alanınız otomotiv ondan tanıyorsunuz adamı.
celal'in güncel konulardaki cehaletini, kibirini ve çok bilmişliğini gösterir. !
nur bozar
-
kime benzettiğimi bulduğum anda içim rahatladı. kız aynı veli kavlak ya.
nur bozar: http://galeri12.uludagsozluk.com/…-bozar_694735.jpg
veli kavlak: http://www.tff.org/…12/tamsaha/subat2012/veli-4.jpg
~velicim kızmıyosun di mi canım? muck :*
almanya'nın her alanda iyi olmasının nedeni
-
gitmiş görmüş birisi olarak özet geçiyorum.
* dürüstlük
* disiplin
* iş ahlâkı
edit: başlık başa kalmış.
hayata dair iç burkan detaylar
-
evimizde gürcü bir yatılı yardımcımız var. oğlumla iyi anlaşıyorlar. çünkü çok konuşkan, enerjik ve eğlenceli bir kadın. aynı zamanda oğluma normal bir çocuğa nasıl davranılırsa öyle davranıyor. en çok bu yanını seviyorum.
tam dört çocuğu var. en küçükler ikiz ve dokuz yaşındalar. en son bir yaşındalarmış anneleri buraya geldiğinde. babaları başka bir kadınla gidince bizimki mecburen buraya gelmiş. çocuklar hiç tanımamışlar yani ne anneyi ne babayı. diğer ikisi daha büyük ve her akşam annelerini arıyor ama ikizler konuşmak istemiyorlar. bazen konusu geçiyor. o anlarda neşeli kadın gidiyor yerine kırgın ve kızgın bir kadın geliyor. maaşının çoğunu onlara gönderiyor, iyi eğitim alsınlar iyi yesinler diye gurbette çalışıyor ama bunu o küçük çocuğun anlayamamasına da çok içerliyor.
normalde her akşam oğlumu ben uyuturum. günün en güzel anlarını da o zaman yaşarım. az önce önemli bir telefon geldi ve biraz uzun konuşmam gerekti. saate dikkat etmedim. görüşmem bitip odaya gittiğimde oğlumun uyumak için yatağa girdiğini ablamızın da gürcüce bir ninni söylediğini duydum. kapı eşiğinde durup izledim biraz. sözleri anlayamıyordum ama çok dokunaklı söylüyordu. sesi de güzelmiş meğer bilmiyordum.
yıllar önce şimdi adını unuttuğum bir fransız filmi izlemiştim. sabahın kör karanlığında mülteci genç bir kadın beşikteki bebeğini öpüp evden çıkıyor ve çalıştığı eve geliyordu. orada da kendi çocuğu yaşlarında bir bebek vardı. bir beşiğin başında kendi dilinde ninni söyleyerek uyutuyordu baktığı çocuğu.
hayatın -en çok da acıklı olan- filmlere ne kadar benzediğini gördüm bu akşam.
dünyanın neresine gidersen git içindeki özlemin ana dilinde bir şarkıyla giderilmeye çalışıldığını, seni görmek istemeyen kendi çocuklarını düşünürken bir başkasının çocuğunun saçlarını okşayacak kadar güçlü olunabildiğini gördüm. ya da belki mecburi bir kabullenişi.
us airways'in twitter'da koyduğu 18+ fotoğraf
-
kaybolan malezya havayollarına ait uçağın yerini göstermiştir.