hesabın var mı? giriş yap

  • benzer bir durum benimde başıma geldi. tesisatçı 200 tl dedi. dedim kendim yaparım.

    10 tl ye silikon aldım ,
    20 tl ye su geçirmez bant aldım

    sonuç;

    yapamadım. hala akıtıyor.

  • --- spoiler ---

    hido: kaçırmaya değecek bir adam mı. hani ben adam kaçırsam neşet ertaş'ı kaçırırım. onu da kaçırmaya gerek yok zaten. kalender adam. çağırsan gelir. türküsünü söyler gider.

    --- spoiler ---

    neşet ertaş'ı son kez anmış dizidir.
    allah rahmet eylesin.

  • ortakoye tavla oynamaya goturup 5:0 kazanip tavlayi koltugunun altina vermek.

    (gerci simdi mutlu bir evliligim ve iki yasinda bir kizim var ama olsun yapmayin yine de)

  • bir çarşamba günü kursumdan çıkmış eve gidiyordum. akşam 11 civarıydı. eski evim ara sokaklardan birindeydi, ki oturduğum semt öğrenciler çoğunlukta olduğu için şehrin diğer semtlerine göre nispeten daha güvenli, düşünün.
    2 tane o. çocuğu peşime takıldı, arkadan güya kendi aralarında konuşuyorlar bana laf atarak. hızlı adımlarla yürümeye başladım, biri "oo hızlandı ha, hadi oğlum!" dedi. etrafıma bakıyorum açık dükkan yok. bizim evin orada bir bakkal vardı her zaman gece 1'e kadar açık olurdu, ona güvendim, daha da hızlandım. yemin ederim hayatımda en çok korktuğum anlardan biridir o. takip edilmek ve özellikle laf yiyerek takip edilmek, sokakta hiç insan yokken eve ulaşmaya çalışmak ve arkaya bile bakamamak, bunu ancak yaşayan bilebilir. tek suçum da eve gidiyor olmaktı!
    bizim sitenin önüne geldim, bakkala baktım açıktı. sitenin orada hep beslediğimiz simsiyah ve devasa bir köpek vardı, adı da osman'dı, bu arada kim koydu bu ismi hiç bilemiyorum. görünüşü çok ürkütücüdür ama çocuklar bile maskara etmişti köpeği, o kadar sakin bir köpekti. siteye girdim, o geldi yanıma, ayaklarıma falan dolandı sevmem için. bir iki kafasını sevdim, derdim eve girmek tabii gözüm görmüyor. o sırada arkadan "hişşt bayan!" diye seslendi adamlardan biri. bakmadım, bir daha seslendi. kafayı istemsiz olarak bir çevirdim ki, adam "sana dedik kızım" diye üstüme yürüyor. dönüp apartman kapısına koştum, o sırada osman manyak gibi havlamaya başladı. baktım site kapısının orada durmuş havlıyor, adam da ona hoşt falan diyordu. ben bu arada korkudan apartmanın içine çoktan girmiştim tabii. bir tane daha köpek geldi o sırada, köşede durdu. osman hırlaya hırlaya o site kapısının oraya kadar gelen adamın üstüne yürümeye başladı, adam arkadaşının yanına koştu ve sopa bul lan sopa diye bağırdı, sonrasında ben ne olduğunu anlamadım resmen, osman üstlerine koşmaya başlayınca adamlar kaçtı ve onlar gözden kaybolunca osman geri gelip site kapısının önüne yattı. diğer köpek de onun yanına.

    yemin ederim ki şu anlattıklarımın her kelimesi doğru. ve ben şimdi gece bir sokaktan geçerken, eğer o sokakta köpekler varsa daha güvende hissederek yürüyorum.

    ben sokaktaki o. çocuklarının toplanması önerisini sunuyorum dolayısıyla. çünkü beni ölesiye korkutan ve sokakta yürürken huzursuz olmama sebep olan onlar.

  • bana kalırsa yurt dışı oy verme vergisi adı altında vergi alınsın 1000 euroyu ödeyen oyunu kime istiyorsa versin. bak nasıl düzeliyor herşey.

  • ön edit: arkadaşlar, debe listesinde şu entrynin benim bu tırışka entrymden daha altta olmasının hiç bir mantıklı izahı yoktur, ancak mizahı olabilir.

    esas mevzu 3:40 civarı başlıyor. ondan önce horoz gibi birbirlerine kabarıp, bol keseden fak fuk sallıyorlar. sonra da ayağı takılıp yere düşen bir gerizekalıya çullanan 3 tane motorcu var. acayip saçma bi video. ben izledim siz izlemeyin. ben yandım siz yanmayın.

    edit: (bkz: başlığın başa kalması)

  • ingilizce iktisat okudum. herkesin benden beklentisi süslü süslü giyinip plazalarda çalışmamdı. oysa benim hayallerimin mesleği çobanlık*. şu an 33 yaşındayım, iki yıllık açıköğretim laborant ve veteriner sağlık bölümünde okuyorum. yem bilgisi dersine çalışırken ineklerimin, atlarımın olduğunu ve onlara böyle nam num yiyecekleri güzel yemler hazırladığımı hayal ederek mutlu oluyorum.

    edit: anaam debe olmuşum, var olun siz. diplomamı alayım, paylaşacağım burada*.

    ayrıca istek üzerine paylaşıyorum:

    (bkz: larende anadolu lisesine kitap topluyoruz)

    (bkz: antalya'daki yoksul aileye yardım kampanyası)

    yıllar sonra gelen edit : hayallerim gerçek oldu a dostlar. çobanlık yapıyorum ama insan çobanlığı. işim bütün gün insanları dürtüp yapması gereken şeyleri hatırlatmak. şahsen ben inek veya koyun tercih ederim aslında ama ne yaparsın?