hesabın var mı? giriş yap

  • baska okullari bilemiyorum, amma bizim okulda ortaokul ve dahi lise boyunca ceketleri cikarmak icin hocalardan izin almak gerekiyordu. ondandir ki yaz gelip de sinif isinmaya basladiginda "ceketlerimizi cikarabilir miyiz" sorusu ve onu sormaktan sorumlu birileri olurdu. bu soruya cogunluk olumlu yanit verilse de, olumsuz yanit verildigi de oluyordu. bu tip yanitlari veren hocalarin ogle teneffusunde ogretmenler odasina kendisini kabul ettirememis, okul bahcesinde tek basina gezen tuhaf tiplerden ya da (ifrada kacmak gibi olmasin ama) okul mudurlerinden olusmasi tesaduf olmamali.

    neyse, ceketi cikarabilince bir rahatlama, kisa sureli de olsa otoriteden yirtma hissi geldigini cok net hatirliyorum. ve fakat o seneler icinde "neden ceketimi cikarmak icin bu dudukten izin almam gerekiyor?" sorusunu irdeledigimi, dert edindigimi hic hatirlamiyorum. bunlar bana o zaman dert olaydi, ergenligi bu denli gec yasta yasayip, sinir ve asabiyete rotarla ulasmis olmazdim sanirim. zamaninda yasardim fak di sistim'i, zamaninda alirdim hirsimi. kismet buguneymis.

  • tarihin belki de ilk burjuva devrimcisi (1490-1525)

    bir imparatorluk şövalyesinin oğlu olarak 1490'da giebelstadt/ochsenburg'da dünyaya gelen florian, kısa zamanda askeri liderlik yeteneğini göstererek önemli derebeylerinin yanında savaşa giren bir genç oldu. özellikle, 1519 schwaben birliği - württemberg savaşında württemberg kontu ulrich'e karşı pek çok başarıya imza atarak üne kavuştu. savaşın ardından prusya tacının hizmetinde diplomatik görevlere atanarak avrupa'yı dolaşan florian geyer, bu sırada luther'in öğretisinden çok etkilenerek, inançlı bir protestan oldu. alman topraklarına dönüşünde, pek çok konuda görüşleri değişmiş, bambaşka bir adama dönüşmüştü sanki.

    florian'ın yeni dünyasında derebeylere ve asaletin sömürü düzenine yer yoktu. amacı, burjuva ve köylülerin iktidarına dayanan yepyeni bir devlet düzeni kurmaktı. bunun için, 1525 yılında derebeylerine karşı ayaklanan bir çiftçi hareketini örgütleyerek başlarına geçti. aynı yıl içinde, ayaklanma birçok başarılar kazandı. başlangıçta her şey iyi giderken, rothenburg'un da aralarında olduğu pek çok kasaba işgal edildi. manastırlar ve derebeylerine ait pek çok mülk yakıldı, yağmalandı. başında bulunduğu ayaklanmacılar "geyers schwarze haufen" (geyer'in kara sürüsü) olarak anılmaktaydı. bu ad, sonraları bir şiire ve şarkıya esin kaynağı olmuştur.
    (bkz: wir sind des geyers schwarze haufen)

    kazanılan başarılar, florian'a, derebeyleriyle pazarlık masasına oturma şansını açmıştı. würzburg kenti ile ve brandenburg dükü casimir ile yürütülen pazarlıklarda, talepleri arasında asalet ve din kökenli bütün ayrıcalıkların kaldırılması yer alıyordu.

    fakat, yürüttüğü pazarlıklar belki de başarıya ulaşabilecekken, kendi idaresindeki çiftçi hareketinin ihanetine uğradı. sabırsızlanan ve florian'ın uzlaşmacı tavrından hazzetmeyen elebaşları, florian'ın desteği olmadan ingolstadt'a saldırıp yenligiye uğradılar. florian ise, 10 haziran 1525'te eniştesi wilhelm von grumbach'ın emrindeki bir uşak tarafından würzburg yakınlarında öldürüldüğünde henüz 35 yaşındaydı.

    florian, hem zamanının çok ötesinde bir görüşe, hem de diplomatik deneyimlerinin getirdiği birikime sahipti. almanlar tarafından özellikle almanya'nın birleşmesinden sonra kahramanlaştırılmış ve yüceltilmiştir.

    tarihsel karşılaştırmalar için
    (bkz: otuz yıl savaşları)
    (bkz: hugenotten)
    (bkz: 1789 fransız devrimi)

  • ayrılmamak için çocuk yapmak ve sonrasında çocuklar yüzünden ayrılamamak.
    çocuk yaparak evlilik kurtulmaz arkadaşım,
    nasıl sikko kafalar yaşıyorsunuz lan!!

  • ek: özel mesajdan arkadaşlar videoyu koymamı istediler. eklemiş olalım.
    https://www.youtube.com/watch?v=0rfolozyg5q

    edit: öncelikle problemli motorcu, kendi eklediği 1. entry'yi silmiş.

    sonralıkla: güzel kardeşim o kadın zihinsel engelli olabilir, görme engelli olabilir ve yanlışlıkla yola atlamış olabilir, hepsini geçtim o kadın futbol topunun peşinden koşturan 3 yaşında bir çocuk da olabilir. her hatalı çıkış yapan yayayı ezeceksek, işimiz iş.

    kişiler sokağa çıkmak için ehliyet almazlar.
    ama siz o araçları kullanmak için ehliyet alırsınız. o ehliyeti almak demek, bu tip durumlardan sorumlu olmanız demek. o ehliyeti alırken yolda tehlike yaratmak dışında, yolda yaratılmış tehlikelere karşı araç kullandığınız müddetçe dikkatli olacağınızı da taahhüt ediyorsunuz. o araçta olduğunuz sürece siz sorumlusunuz.

    motorcu denen problemli videoyu 1000 defa da izleseniz o kadına çarpmadan gideceği 1000 farklı senaryo üretebilirdi. ama üretmedi. üretmiyorsa o ehliyeti almayacak, teyze gibi yayan gitmeyi sürdürecek. bu kadar basit.

    bu kadar ahmak ve aptal olmayın.
    o zaman siz motorunuzla kamyonların sağından kıvrılırken kamyon şoförü sizi sağ tarafa fırlattığında da ağlamayacaksınız. kabul?

    yine bir problemli motorcu içeren kazaya ait videodaki teyzedir.

    şu videoların birinde de şu motorcular haklı olsun ulan,
    birinde de siz haklı olun.

    dobloluların okumuşu motorcu oluyor bu ülkede.
    yemin ediyorum nokta farkları yok.

    gürültü ve trafik terörü dışında bir şey yaptıkları yok.

    edit: talepler üzerine yazıdaki bazı kelimeleri değiştirdim.