hesabın var mı? giriş yap

  • cate blanchett, sally hawkins, alec baldwin, peter sarsgaard ve louis c.k.'in başlıca rollerinde yer aldığı 2013 çıkışlı woody allen çalışması.

    film new york'ta başlayıp sonrasında blanchett'in geçmişte zengin bir kadın olan ancak iflas edip kardeşi sally hawkins'in yanına taşınmak zorunda kalan karakterini takip ederek san francisco'da geçiyor büyük oranda.

  • bu adamdan daha yükseğe sıçrayan olacak, hatta oldu.
    bu adamdan daha yaratıcı smaçlar deneyen / yapan olacak, hatta bu da oldu.

    ama bu adam kadar estetik smaç yapabilen henüz gelmedi. zach lavine veya aaron gordon konuşuyoruz kaç gündür, ki 2000'den beri bu kadar eğlenmemiştim, olağanüstü şeyler izledik, yine de açıp vc videolarına bakınca tekrar anladım, bu adam başkaydı.

    smaç basabilen insanlar ne demek istediğimi daha iyi anlayacaktır. topu potaya 90 dereceye ne kadar yakın açıyla sokarsanız o kadar etkileyici ve zor oluyor. bu adam, günümüz smaçlarında gördüğümüz gibi potanın içine cılız bir şekilde bırakmaktan çok, çemberi döver gibi neredeyse dik bir açıyla topu vuruyordu çembere.

    dominique wilkins'te de benzer bir kuvvet söz konusuydu, hatta daha fazlası belki de. ama vince carter sadece kuvvet değil, iyi bir smacı tanımlayan bütün alanlarda yüksek yetiye sahip bir yaratıktı resmen. hepsine örnek vermeye çalışacağım ki canlı izleyememiş genç arkadaşlar daha iyi anlasın.

    kuvvet: yukarda da bahsettiğim gibi potayı kırmaya yönelikti her smacı nerdeyse. özel bir smaç gerekmez anlatmak için zira nerdeyse bütün smaçlarını bi otoriteyle yapıyordu adam. "buranın (pota etrafındaki hava sahası) kralı benim, bana bulaşmayın" mesajı vermek için. ama şunun bende yeri ayrıdır. topu vurduktan sonra sekip gittiği yere bakın, kullanılan gücü anlarsınız.

    sıçrama: daha fazla yükseldiği smaçlar kesinlikle vardır ama ilgili videoyu izlerken bunu paylaşayım dedim.

    yaratıcılık : elbow dunk diyorum sadece

    cesaret : şu pozisyonda smaç yapmayı düşünecek başka adam yoktur herhalde. aman kafayı kırmayayım demiyor kesinlikle.

    estetik : şu videoda 0.25 yavaş çekim izleyin, şu komplike hareketi yaparken bile ne kadar rahat ve estetik olduğunu göreceksiniz. poz ver photoshop ile uçuracaz seni deseler, yerde veya iple böyle poz veremem. bu adamın havadaki fotoğraflarına bakın her biri ayrı güzel durur. havada geçirdiği her saniye estetikti adamın.

    son olarak bu uzun entryde anlatmaya çalıştığımı kısaca kobe bryant'tan dinleyelim.

    greatest dunker of all time

  • geç uyuduğum bazı gecelerde çok afedersiniz amsalak bir arkadaşımı gizli numaradan arayıp sesini dinleyip kapatıyorum.

    diyeceksiniz ki ne keyif alıyorsun bundan?

    aga çocuk beni kız sanıyor. 1 tek gün bile ters bir şey söylemedi. ulan sabah 05.00'te arıyorum, herif uykudan uyanıyor, yavşaklar gibi "hehe kimsin canım sen yaaa" diyor. sonra kapatıyor.

    benim la ben hayvan...

  • peugeot rezaleti demeyin bayii rezaleti diyin ühüüü.

    sana ne lan dürrük. armand peugeot'nun 5. kuşak torunu musun ? bizim ülkedeki kadar "marka" veya "ünlü" fedailerini başka yerde göremezsiniz. biebercı ergenler gibisiniz amk.

    rezalet gibi rezalettir ayrıca. parasını verdiğin ürünü - hizmeti adam akıllı edinemediğin tek ülke burası.

  • asgari ücretin 1594 euro olduğu almanya'da ortalama bir asgari ücrete evin neredeyse tüm beyaz eşyası rahat bir şekilde alınabilirken, asgari ücretin 2324 tl olduğu güzel ülkemde bir kalem beyaz eşyanın anca alınabildiğini görmek artık şaşırtmıyor. bu arada yerli ve milli taş gibi arçelik, beko, vestel gibi baba firmalarımız varken bu durumdayız. hadi bunu da geçtim almanya'da yerli malı beko buzdolabı 299 euro iken, aynı marka buzdolabının aynı modeli bizde 3490 tl. elin almanı kendi maaşıyla türk malı buzdolabından 5 tane alabilirken biz 2 ayda 1 tane alabiliyoruz. bu milletin alım gücünün bu kadar düştüğü başka bir zaman olmamıştır.

    kaynak:
    almanya fiyatı
    türkiye fiyatı

    edit 1: yazım yanlışı düzeltildi.
    edit 2: hala yok kargo ücreti, yok indirimde yazan beyinsiz sürüsüne verecek cevap bulamıyorum. nişanlı ve ev dizme arifesinde biriyim. ota boka verilen paraları, her şeyin nasıl ederinin 3-4 kat pahalı satıldığını görseniz ağlarsınız. ben cebindeki paranın nasıl 5 kuruş değeri olmadığını vurguluyorum hepsi bu! hadi indirime girsin 2500 lira olsun ne fark ediyor? adam senin malını kendi ülkesinde şaka gibi fiyatlara alıyor maaşına kıyasla. kilosu 99 cent olan muzun kilosu bizde 14-15 liralarda. hiç mi ağrınıza gitmiyor ben anlamıyorum.