hesabın var mı? giriş yap

  • efsane midir bilinmez ama hukuki dayanağı olan bir olay

    bir fizik sınavında soru kağıdı şu şekildedir.

    sorular:

    1. hede hödö nedir.
    2. hede hödö ise vs. vs sonucu nedir açıklayınız.
    3. a şehrinden b şehrine bla bla
    4. vs vs vs

    her soru 25 puan değerindedir. başarılar dilerim.

    cevaplar:

    1. hede hödö nedir.
    2. hede hödö ise vs. vs sonucu nedir açıklayınız.
    3. a şehrinden b şehrine bla bla
    4. vs vs vs

    öğrenci soruları olduğu gibi yazmıştır. 0 alır. şikayet eder. fizik sınavını edebiyat öğretmenleri inceler. öğrenci tam puan alır.

    çünkü her soru 25 puan değerindedir.

  • inanılmaz bir olay. yapanları görünce ne alakası var der, dalga geçerdim. geçen kendi başıma gelince deneyeyim dedim, hala etkisini üzerimden atabilmiş değilim. böyle bir rahatlama olamaz. sanki o ok oraya hiç girmemiş gibi, çok enteresan!

    edit: gerçekten okçuyum (bkz: #40886670)

  • cevabı belli olan bir soru. 25 yıllık bir eczacı olarak çok açık ve net söylüyorum şu anda piyasada bulunan ilaçların bir teki bile islami ölçütlere göre helal değildir. bu kafaya sahip olanlar sakın ola ilaç falan içmesin. şu temmuz sıcağında 17 saat aç susuz kalıp ilaç da içmeyin, doğal seleksiyona bir katkınız olsun.

  • 26 yaşındaki şahsımı dumura uğratan evliliklerdir. her yaz birileri evlenirdi de bu yaz evlenmeyen çok az kişi kaldı. onlar da ya nişanlı ya da evlenecekleri biri var, sadece süreç için zaman gerekiyor. benim anlamadığım hemen hemen hepimiz aynı okullardan aynı bölümlerden çıktık. ben meteliğe kurşun atarken bu insanlar evlenebilecek, bir aileyi geçindirebilecek paraları nasıl elde ettiler hiç anlamıyorum.

    ayrıca hani hepimiz karantinadaydık ya? ulan ben iki yıl evden çıkmadım adam akıllı, insan görmeye hasret kaldım. siz ne ara manita buldunuz da evlenmeye karar verdiniz? bilemiyorum altan.

    ayrıca buradan genç arkadaşlara bir kamu spotu geçmek isterim; üniversitede inanılmaz havalı, yanlarına yaklaşamayacağımı düşündüğüm kadınlar öyle adamlarla birlikteler ki ağzım açık izliyorum. bundan dolayı kendinizi çok da hırpalamadan şansınızı mutlaka deneyin derim, belli olmuyor çünkü*

    debe editi: benim gibi düşünen, benim durumumda olan ne çok insan varmış. seviyorum hepinizi, debe için teşekkürler!

  • bir aydır yazayım diyorum. yok arkadaş yazamıyorum. aslında tanımlayamıyorum desem daha doğru olur.

    çocuğu eline verdiklerinde hemen anlamazsın baba olduğunu diyorlardı. aslında anlaşılacak bir şey yok. tamamen doğal bir şekilde bambaşka bir hale bürünüyorsun.

    ne oluyor diyorsanız; mesela doğduğunun ilk günü bütün gün bakıyorsunuz evladınıza. sıkılmadan, yorulmadan. öyle bakıyorsun. yapabileceğin bir şey de yok aslında. derdi annesiyle onun, ama bakmaktan kendini alamıyorsun.

    annesini emdi mi? karnı doydu mu telaşı başlıyor. sonraları gazı çıktı mı uykusunu aldı mı telaşı başlıyor. hele bir de hastalanırsa falan insanın içi parçalanıyor. yanınızda olmasa da kokusunu duyuyorsunuz. arada bir resmini açıp bakıyorsunuz. gün içinde annesi aranıyor bir kaç kere.

    baba olmak önceliklerini değiştiriyor insanın. para harcarken "bu gerçekten gerekli mi?" diyorsunuz, diğer taraftan onun bir ihtiyacı varsa fiyatına bile bakmıyorsunuz. aylardır, yıllardır yapmaktan zevk aldığınız şeyleri geride bırakıyorsunuz. en azından bir süre. o süre ne kadar bilemiyorum. bebek bakıcılığı rolüne alışsam iyi olacak.

    kısacası başka bir hale bürünüyorsun. varlığını devam ettirmesi için annesine babasına muhtaç olan bir varlığın sorumluluğu biniveriyor üstünüze bir anda. bu durum ister istemez kendini sorgulamana da neden oluyor. geleceğimden emin miyim? ileride çocuğumun isteklerini karşılayabilecek miyim? ona iyi bir gelecek sunabilecek miyim? bu sorular içini yemeye başlıyor.

    benim için hayat şimdi başlıyor. iliklerime kadar hissediyorum bunu. resmen bir milat bu. güzel bir his ama bir yandan da altından kalkmak için olgun olmak gerekiyor. sadece maddi olarak değil mental olarak da hazır olmak lazım. velhasılı "çocuğum olsun çok tatlıaaaa" diyerek bu işe girilmez. gerçekten sorumluluk sahibi olmak lazım. bakalım ben becerebilecek miyim?

  • bazılarımızın kedi videosu izlemek, bazılarımızın gezdiği yerlerin resimlerini paylaşmak, bazılarımızın ders çalışmak*, bazılarımızın oyun oynamak* için buluştuğu ortak yer internet. peki internet bu günlere nasıl geldi, cebimizdeki aletten kedilerin sakarlıklarını izleten teknolojinin nasıl bir tarihi oldu, internetin ilkleri neydi ;

    4 ekim 1957 tarihinde sovyetler birliği ilk el yapımı uydu olan sputnik'i dünyanın yörüngesine göndermişti. aslında gönderilen bu uydunun pek işlevsel olduğu söylenemez zira sadece dünyanın yörüngesinde dolaşıp bip sesleri çıkarmaktaydı ancak sovyetlerin bu teknolojiyi ellerinde bulundurmaları amerikayı endişelendirmişti. o sıralar amerikalı bilim adamları ve mühendisler daha büyük televizyonlar, daha hızlı arabalar yapmakla meşgulken sovyetlerin uzaya bir şeyler göndermesi soğuk savaşı yenecekleri anlamına geliyordu.

    sputnik'in uzaya gönderilmesi amerikalıların bilim ve teknoloji hakkında daha ciddi düşünmelerine sebep olmuştu. o tarihten önce kimya, fizik, matematik gibi dersler lise ve orta okulda verilmez, eğer bölümle ilgiliyse üniversitede verilirdi. bilim konusunda geri kaldığını düşünen amerika bu dersleri çocuklara daha erken öğretme kararı aldı. bunun yanı sıra birçok firma hükümet desteği alarak bilimsel ar-ge çalışmalarına başladı. federal hükümet ise kendi bünyesinde şirketler kurdu. bu şirketlerden birisi nasa, diğeri ise interneti icat edecek olan arpa'ydı.

    amerikan vatandaşlarının korkusu, sovyetlerin olası bir saldırı durumunda telefon hatlarına zarar verirlerse ne olacağıydı. sadece tek bir füzeyle bütün kablo ağlarını yok ederek uzun mesafeli iletişimi kesmek mümkündü. buradan ortaya yeni bir fikir atıldı ve bilgisayarların birbirleriyle konuşabileceği bir sistem düşünüldü. bu sayede eğer telefon hatları zarar görse bile hükümet yetkilileri bilgisayarlar aracılığıyla iletişime geçebilecekti.

    1965 yılında paket anahtarlama ismi verilen yeni bir teknoloji geliştirildi. paket anahtarlamada veriler öncelikle paketlere ayrılıyor daha sonra gideceği yere kendisi gidiyordu. paket anahtarlama olmadan verinin gideceği yer bir insan tarafından belirlenmeliydi ki bu sistem tıpkı telefon hatları gibi kolaylıkla zarar verilebilecek bir sistemdi. burada bir parantez, o yıllarda telefon santralleri bulunurdu ve telefon görüşmesi yapmak için önce santral aranır, santraldeki görevli kişi telefonu açar ve hangi numarayı arayacağınızı sorardı. numarayı söyledikten sonra santral o numarayı çevirir ve bu sayede karşı tarafla görüşmeye başlanırdı. paket anahtarlama santral ihtiyacını ortadan kaldırmıştır.

    1969 yılında iki bilgisayar arasında ilk mesaj gönderildi. her ikisi de küçük bir ev boyutunda olan bilgisayarların birisi kaliforniya üniversitesinde, diğeri ise stanford'da bulunmaktaydı. ilk mesajın "login" olması gerekmekteydi ancak bir sistem hatası yüzünden sadece "lo" harfleri karşı bilgisayara gelmişti. sorun kısa sürede çözüldükten sonra mesajın tamamı sorunsuz şekilde gönderilebilmişti.

    1969 yılının sonunda arpanet'e bağlı sadece dört bilgisayar vardı. 1970'li yıllarda internet hızla büyümeye başladı. 1973 yılında ilk uluslar arası ve deniz ötesi bağlantı sağlanmıştı. birisi ingiltere'de diğeri norveç'te bulunan iki bilgisayar daha internete bağlanmıştı. ancak internetin bu kadar hızlı gelişmesi bazı sorunları beraberinde getirmekteydi çünkü bütün bilgisayarlar tek bir bağlantı üzerinden haberleşmekteydi.

    1970'lerin sonunda bu sorunu çözecek yöntem geliştirildi. adına tcp denilen bu protokol sayesinde internete bağlı her bilgisayar kendi küçük ağlarını oluşturmuştu. tcp, daha sonra tcp/ip olarak değiştirilecekti.

    ilk e-mail 1971 yılında gönderilmişti. bu mail sistemde bulunan diğer bütün kullanıcılara gitmişti.

    arpanet askeri amaçla geliştirilmişti ancak halkın kullanımına açmak fazla sürmedi 1974 yılında telenet halka interneti ulaştırmaya başlamıştı. bu sebeple telenet ilk isp'dir.

    1977 yılında ilk modem piyasaya sürüldü. bu sayede interneti evlerinde kullanan insanlar daha kolay bağlanmaya başlamıştı.

    1978 yılında ilk spam mail gönderildi. dec 2020 isimli bilgisayarın reklamıyla ilgili bir maildi ve yaklaşık 400 kişiye gönderilmişti.

    geliştirilmesine 1970'li yılların başlarında başlanan plato 1972 yılında grafiksel arayüze sahip olmuştu. plato üzerinden çalışan kişiler bu sistemi 1978 yılında oyun oynamak için kullanmaya karar verdi. bu sayede ilk multiplayer online oyun oynanmış oldu. aynı anda 32 kişinin oynamasına izin veren oyun basit bir dungeons and dragons modeliydi.

    1980'li yıllarda internet sadece haberleşme aracının dışına çıkmıştı ve internet üzerinden dosya gönderimi yapılmaya başlanmıştı.

    1985 yılında ilk domain symbolics.com kayıt edildi.

    ilk arama motoru archie, google'dan 8 sene öncesinde yapılmıştı.

    1990 yılında günümüz internet sitelerinin çoğunu oluşturan html tasarlandı. ilk internet sitesi kabul edilen info.cern.ch 6 ağustos 1991 yılında internetteki yerini almaya başlamıştı.

    1991 yılında ise internet günümüzde kullandığımız şekline dönüştü ve world wide web kullanıma sunuldu.

    internete ilk resim 1992 yılında yüklendi. parodi bir müzik grubuna ait olan bu resim tim burners lee tarafından yüklenmişti.

    22 nisan 1993 tarihinde ilk görsel internet tarayıcısı olan mosaic ortaya çıktı. 1 sene sonrasında netscape piyasaya sürüldü. günümüzde kullandığımız google chrome, mozilla firefox, opera, internet explorer gibi internet tarayıcıların çoğunu mosaic'den ilham almıştır.

    1994 yılında yahoo! jerry yang ve david filo tarafından kurulmuştu.

    ilk banner reklamı 1994 yılında hotwired.com sitesinde çıkmıştı. at&t tarafından desteklenen bu reklam müzelerin reklamını yapmaktaydı.

    internet üzerinden ilk alış veriş işlemi 1994 yılında yapıldı. sting'in ten summoner's tales albümü 12.48 dolar karşılığında satılmıştı.

    aerosmith'in head first isimli şarkısı sadece internetten indirilebilmekteydi, albümlerinde bulunmamaktaydı. bu şarkı 1994 yılında geffen records tarafından internete yüklendi.

    amazon üzerinden yapılan ilk sipariş 1995 yılında bir kitap üzerinden gerçekleşti. aynı yıl e-bay'da ilk satışını gerçekleştirdi ancak bu satış bozuk bir lazer üzerinden yapılmıştı.

    ilk mmo oyun meridian 59, 1996 yılında piyasaya sürüldü. ancak mmo piyasasını popüler yapan oyun 1997 yılında çıkış yapan ultima online olmuştur. ilk kez beklenenin üzerinde başarı yakalayan oyun ise 1999 çıkışlı everquest'tir.

    1998 yılında 2 üniversite öğrencisi google'ı kurdu.

    1999 yılında livejournal'ın yaratıcısı brad fitzpatrick "this is a test" diyerek sitenin ilk içeriğini girdi.

    internet ansiklopedisi wikipedia 2001 yılında ortaya çıkmıştı.

    ilk sosyal medya sayılan friendster 2002 yılında çıktı ancak pek sosyal medya işlevini göremedi zira sadece 2000 civarında üyesi vardı.

    2003 yılında ilk skype görüşmesi gerçekleşti. geliştirici ekipte bulunan kişinin söylediği "tere, kas sa kuuled mind ?" sözleri ise ilk skype üzerinden söylenen ilk sözler oldu. estoynaca olan bu sözlerin anlamı "merhaba, beni duyabiliyor musunuz ?"'dur.

    facebook'un kurucu ekibinden olmayan ilk kişi arie hasit 2004 yılında profilini açmıştı. şu an kendisi israil'de dini eğitim almakta. 2006 yılında ise facebook üyelik kaydını herkese açtı.

    dünya üzerinde birçok kişiyi gece gündüz bilgisayar başına bağlayan world of warcraft 2004 yılının sonlarında piyasaya sürüldü.

    internetin ön sayfası denilen reddit, 22 yaşında iki arkadaş tarafından 2005 yılında kurulmuştu.

    2005 yılında youtube'un ilk videosu "me at the zoo" yüklendi. videoda youtube'un kurucu ekibinden birisi hayvanat bahçesinde filin önünde bulunmaktadır.

    twitter'ın kurucu ekibinden jack dorsey 2006 yılında "just setting up my twttr" diyerek ilk tweet'i atmıştır.

    2010 yılında instagram'ın kurucu ekibinden kevin systrom çektiği bir köpek resmini yükleyerek ilk instagram gönderisini gerçekleştirmiştir.

    başarılı bir soru cevap sitesi olan quora 2010 yılında erişimini herkese açtı.

    google'ın pek başarılı olmayan sosyal medyası google+ 2011 yılında çıkışını yaptı.