ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bütün vurdukları hastanelik olan özge
-
insanların zaman yolculuğunu, yenilenebilir enerjiyi tartıştığı; insan ömrünü uzatabilmek için kafa patlattığı bir zamanda -muhtemelen- yaşıtı olan bir hemcinsiyle -yine muhtemelen- sevgili kavgası yapan kişidir.
aslında yaşamanın amaçsızlığını, uğrunda yaptığımız onca uğraşın boşunalığını göstermektedir.
öğretmenlik ücretle yapılacak bir görev değildir
-
bu bakış açısı ile imamlık ücretle yapılacak bir görev mi? diye sormak istediğim açıklama.
crawl
-
2019 yapımı klastrofobik bir gerilim filmi. vahşi hayvanların daha da vahşileştigi ve insanların peşine düştügü filmler kategorisine, timsah ile bu filmi de ekleyebiliriz. bu tarz filmleri sevenleri oldukça tatmin edecek bir film, aksiyonu bol, heyecanı tavan seviyesinde, filmin hemen hemen tamamı kapalı bir ortamda, evin bodrum katında geçen timsah sürüsüne karşı hayatta kalma mücadelesi. film efektlerini çok başarılı buldum, heyecan seviyesi de gerçekten çok yüksek ama olur olmaz bir yerde bir anda baba-kız ilişkisi duygusallığı yaratmaları bana o kadar geçmedi ki :) yahu arkadaş, timsahlardan kaçma mücadelesi verirken bir kolun kopmuş, kan revan içinde kapana sıkışmışken kızı ile yaptıgı konuşmalar bence çok gereksiz olmuş. kızın oyunculuguna da iki çift lafım var :) heyecanı bize yansıtmak için agzını balık gibi açıp açıp kapatmanın anlamı neydi anlamadım :) nefes alıp vermek miydi neydi çözemedim :)
neyse sonuç olarak genele baktıgımızda başarılı bir vahşi hayvanla mücadele filmi olmuş. yapımcı olarak sam raimi ismi de bence kaliteyi arttırmış.
keyifli seyirler..
neden para basıp borç ödemiyoruz
-
on numara soru. ortamlarda petrol bulduk dersin, kim bilecek amk!
hava güzel olmasına rağmen avm'ye giden insan
-
2 yaşında çocuğu olan ortak facebook hesabı açan evli çifttir. en büyük hobileri avm'de bebek arabası sürmek ve dişleri yeni çıkmaya başlayan bebeklerine patates kızartması yedirmektir.
çaylak onay listesinde mel mel bekleyen ezikler
-
yazar olmuş ama mal kalmış bazılarından daha iyi yazar olacakları günleri bekleyen ezik değil ezilenlerdir.
ben seninle kuru soğan ekmek bile yerim diyen kız
-
kuru soğan olmuş 5-6 lira. her gün her gün buna can mı dayanır? lüks isteyen şımarık kızdır. kesin ekmek dediği de çiya tohumlu, siyez buğdaylı, yanarlı dönerli pahalı ekmeklerdendir.
az kişinin bildiği muhteşem kitaplar
-
millet dayısının, amcasının, mahallesindeki apaçi ergenin bilmediği kitapları "az kişinin bildiği kitap" olarak telakki etmiş. arkadaşım şu tepede, az kişinin bildiği muhteşem kitaplar diyor, sen buraya oblomov gibi klasikleri yazıyorsun. oldu olacak suç ve ceza yaz tam olsun.
ilker canikligil
-
nuri bilge ceylan'la ne alıp veremediği olduğu meselesi üzerinden kral ve ben'in şu bölümündeki tespitine katılmadığım hoca. (11. dakikanın sonrasında başlıyor, "temel itirazım" diyor)
bir zamanlar anadoluda için "anadolu insanı böyle değildir, neşelidir" diyor. fena halde yanıldığını söylemek zorundayım. durduk yere ercan kesal'ın muhtar rolünde rahatsız rahatsız kıpırdanmıyoruz izlerken. çünkü gerçek. köyün mülki idari başı olarak muhtar tam da budur bozkırda. kendi kültürünü dipten bir kibirle sahiplenip zengin sofrasını yer sofrası olarak kuran ama yine de "biz de cahil değiliz" kaygısıyla çocuklarının şehirli başarılarını savcıya anlatan muhtar. orta anadolu budur.
savcıya geleyim. taner birsel'in canlandırdığı taşra memuru/bürokratı tam olarak budur. polislerin gerçekten komik buldukları esprilerine güldükleri, gülerken çıkan kaz ayaklarına kadar, kendi statüsüne yakın bulduğu için muhabbet etmeye çalıştığı doktora yine bildik bir kibirle yanaşan savcı ancak bu kadar aktarılabilir.
türkiye insanı (özellikle orta anadolu) asla neşeli değildir. mutsuzdur ve yoğun bir temelsiz kibir taşır. bunu o toprağa ayağını bastığın anda anlarsın. boğucu, kaçamayacağın bir mutsuzluk, kendinden olmayanı yok etmek için ilk fırsatı kaçırmayacak ama sorsan hoşgörülüyüm diyen bir kibir. ceylan bunu varoluş problemi ile bir miktar istediği yöne çekiyor, farklı olarak. ama anadolu insanını iyi tanıyor. o toprakta iş yapan herkes ne yapıyorum ben burada diye sorar sıklıkla kendine ki bu da doktor karakterini gerçekçi kılıyor.
korkarım ki yanlış tanıyor anadolu'yu canikligil. kasaba ailesi mensubu olmak, tabii olduğu toplumu yerinde okumak için yeterli bir referans olmasa gerek. zira, türkiye tam olarak budur.
benim sinemaya çocukluktan bu yana ancak amatör bir ilgim var. kendisinin videolarını yoğun bir ilgiyle izliyorum. izlediğim kadarıyla bir filmde gerçeklik falan aramak, okumasını iyi yapamamış seyircilerin işi. işte bu noktada çelişiyor kendiyle. temel itirazım dediği nokta nbc hikayelerinin gerçekçi olmaması?
kanımca bir zamanlar anadoluda en iyi filmi nuri bilgi ceylan'ın. hâlâ.
%37.5 sgk kesintisinden haberi olmayan millet
-
ön edit: kendi maaşından ne kesildiğini ve patronuna olan maliyetini görmek istersen lütfen seni bu linke alalım. brütten nete ya da netten brüte maaşına bakabilirsin. %5 indirim ve işveren maliyeti butonlarını değiştirebilirsin.
bizim türk milletidir.
bu durum devletin işçi maaşı üzerinden işçiyi resmen sömürmesidir.
bir işçinin brüt maaşı üzerinden %22,5 işveren adına, %15 işçi adına kesinti yapılır ve devlete ödenir. bir örnek verelim.
5.000 lira brüt maaşı olan işçiden 1,125 lira sgk primi işveren payı olarak hesaplanır. 750 tl de işçi payı olarak hesaplanır. ikisi toplanır, ay sonunda devlete ödenir. yani 5.000 brüt maaşı olan kişiden devletin sgk geliri 1.875 tl'dir. (ayrıca brüt 5000 diye yalan etiket var, devlet kendi payını da hesaplayıp alıyor, yani esasen 5.000 brüt bu örnekte 6.125 haline geliyor gizlice)
bitmedi, işçiden kesilen sgk kesintisi olan 750 düşülmüş halinden bir de vergi hesaplanır. yani 4.250 tl üzerinden bir de vergi keserler. bu vergi başlangıçta %15 olmak üzere yıl sonunda aldığın maaşa göre %40'lara varır. hadi diyelim hep %15 ödedin. 637,5 tl de vergi kesilir maaşından.
yani devlete giden toplam 2.500 küsur para. senin eline geçen de 3500 dür. devlet neredeyse senin kadar para kazanır senin maaşından daha eline geçmeden.
bununla biter mi? hayır tabi ki..
o harcayacağın 3.500 lira sana kalan tutardan yaptığın her harcamadan %1, 8 ve 18 kdv alır. ötv alır, emlak vergisi alır, motorlu taşıt vergisi alır. yani dostum, 5000 lira maaşından aslında sana 1500-2000 lira kalırsa öp ve başına koy. yılbaşı geldiğinde sana yaptığı zam aslında kendine yaptığı zamdır. çünkü kendi vergi gelirlerinden asla ödün vermez bu devlet.
bu arada bu maaş üzerinden alınan vergiler bildiğim kadarıyla devletin en büyük gelir kalemini oluşturuyor. bir asgari ücretli gibi düzenli vergi ödemeyen binlerce işletme, ortalama maaşlı biri kadar vergi ödemeyen binlerce fabrika var.
aşağıda kadrolu müptezel nickli biri var. kafası tam basmamış. devlet senin maaşın üzerinden sgk yı hesaplar, yarısını senden, yarısını patronundan alır. bunun neyini anlamadın da 3500+2500=5000 yazıp 50 iq seviyenle dalga geçmeye çalışıyorsun. a benim kardeşim, işvereninden o parayı kesmeseydi işveren o parayı sana vermeyecek miydi? senin patrona maaliyetin bu örnekte 6.125 tl + damga vergisi olur. yani seninle ilgili patronundan 5000 çıkmıyor direkt. sgk işveren payı da patronun için bir maliyet.
edit: agi ve damga vergisi ve teşvikleri unutmadım arkadaşlar. hatırlatmalar için sağolun ama tabloyu ana hatlarıyla ortaya koydum. detaylara inersek ücret hesaplama platformu gibi olacak burası. benim 12.000 lira maaşımdan bana 286 tl agi'yi geri verse ne olur vermese ne olur. problem o değil, problem maaşımızın sadece 1/4 ünü kendimize ayırabilmemiz. devlet resmen mafya gibi neredeyse hepsini elimizden alıyor.
debe editi: (bkz: tecavuzculere normal vatandasin bakmasi)
9 temmuz 2022 istanbul yağmuru
-
chp bereketi ile geldi maşallah, eskiden baraj kururdu şimdi temmuz'da yağmur yağıyor, aynı bereket ülkenin başına gelsin.
çok iyi oluyormuş böyle yazmak ya :d
3 eylül 2015 ahmet şahbaz'ın tahliyesi
-
ethem sarısülük'ün abisi mustafa sarısülük tarafından twitter hesabından bu tweet'le duyurulmuş tahliyedir.
'' ak saray'a, ak parti'ye ve tayyip'e daha fazla katil lazım olduğundan kardeşimizin katili serbest bırakılmıştır.''
başka söze gerek yok sanırım.