hesabın var mı? giriş yap

  • 9.sınıftayım peder "takdir getir bilgisayarını yenilicem" dedi. ben de getirdim, geldi f5'e basıp gitti.

  • kadına şiddet filan, hikaye. rtük'ün diziye dadanmasının sebebi akplileri göstermesi. bakın kötü göstermesi demiyorum, direkt göstermesi. akp bir insan suretine bürünse, kılığıyla, kişiliğiyle, davranışlarıyla, nursema'yı zorla evlendirdikleri ibrahim olurdu. partiyi kanlı canlı prime timeda görünce fenalaşıp ceza verdiler. that's all.

  • "öss haftası ailen ne kadar da iyi davranmıştı hatırlasana. işte ben sana bi ömür öyle davranacaktım.."

  • he evet, ürküten olay, aydınlatılamamış olay, diken diken eden olay. anladık bu bir olay da insan önce olayın ne olduğunu açıklar değil mi...

    öncelikle (bkz: max headroom)

    22 kasım 1987 tarihinde abd'nin chicago şehrindeki insanlar wgn-tv adlı yerel kanalın akşam saat 21:00'de yayınlanan ana haber bülteninin spor haberlerini izlemekteyken yayın aniden kesiliyor ve ekranda bu herif beliriyor:
    https://upload.wikimedia.org/…incident"_(1987).webm
    öncesi ve sonrasıyla birlikte:
    https://www.youtube.com/watch?v=dknwhokvgxe
    ne olduğuna anlam veremeyen teknik personel canlı yayın frekansını anında farklı bir televizyon vericisine aktararak durumu kurtarıyor.

    aradan iki saat geçtikten sonra bu sefer de wttw isimli kanalda doctor who dizisi yayındayken aynı herif yine piyasaya çıkıyor. bu kanalın teknik ekibi de verici değiştirme hamlesini deniyor ancak başarılı olamıyor. bu seferki yayın hem diğerinden daha uzun sürerek kendiliğinden sonlanıyor, hem de diğerinden farklı olarak sesli bir şekilde ekrana geliyor:
    https://upload.wikimedia.org/…adcast_intrusion.webm
    öncesi ve sonrasıyla birlikte:
    https://www.youtube.com/watch?v=cycvtxtm0u0

    o günlerde televizyon dediğimiz şey toplum hayatında bugüne kıyasla çok daha önemli olduğu için bu olay da gündemin tepesine oturuyor. üzerinde çok konuşuluyor, yazılıyor çiziliyor, araştırmalar yapılıyor ancak çözülemiyor. halen de gizemini koruyor. tıpkı hugo'da küfreden çocuk gibi...

    o değil de, özellikle sessiz olan ilk görüntü gerçekten de korkutucu lan.*

  • "oluk oluk kan akıtacağım" diyen el üstünde tutulurken 'çocuklar ölmesin' diyen bir öğretmeni çocuğuyla birlikte hapse atıyorlar. tarih hepinizi yargılayacak.

  • geçen sene, mayıs ayı. bir otelde müdürlük yapıyorum. yaz sezonu için personel takviyesine ihtiyacımız oldu.
    kariyer.net'e falan ilan verdik.

    " ön büroda çalıştırılmak üzere; en az lise mezunu, iyi derecede ingilizce bilen, sezonluk elemanlar alınacaktır.
    tekirdağ şarköy x otel "

    cv'leri bizzat değerlendirip, 2 kişiyi görüşmeye çağırdım.
    bu görüşmelerin ilki. 25 yaşlarında, turizm otelcilik mezunu, diksiyonu düzgün ve tecrübeli bir arkadaş. ismi fırat.

    patronumuz, fırat ve ben ofisteyiz.
    çalışma saatleri ve iş yoğunluğu hakkında bilgilendirme yaptık, fırat'ın referanslarını ve geçmiş iş tecrübelerini değerlendirdik ve görüşmenin bizim için en önemli kısmına geçtik.

    -let's continue in english.

    +i dont want to speak better english than my director and annoy you. as you wish, we can give up.

    ( yani diyor ki; bence bu kısma hiç geçmeyelim. eğer ingilizce konusunda benimle sidik yarıştırmaya kalkarsanız, sizi kızdırabilirim. iyi düşünün.)

    -ehehe okey. ( korktum lan, bildiğin korktum. patronumun gözünden düşmekten, iş görüşmesine gelen bir çocuk tarafından rezil edilmekten korktum. çaresiz sustum.)

    fırat'ı işe aldık.

    1 hafta sonra; büyük çoğunluğu belçikalı, bir kısmı ise ingilizlerden oluşan bir turist grubu geldi.
    fırat'ı ara ki bulasın!!

    ya tuvalete girmesi gerekiyor, ya da ailevi bir telefon görüşmesi yapması lazım.
    turistler lobideyken, fırat'ı bulmak imkansız.
    kopuk uçurtma..

    - fırat bir sıkıntın mı var?

    + yok müdürüm herşey yolunda.

    - ingilizce bildiğine emin misin?

    + i dont want to speak better english than my director and annoy you. as you wish, we can give up.

    - hiç bilmiyorsun di mi lan?

    +we can give up.

    adam tek kelime ingilizce bilmiyor lan, tek kelime..
    iş görüşmesine gelirken, bir cümle ezberlemiş gelmiş.
    yalnız zekasına hayran kalmamak mümkün değil. işe yaradı mı? yaradı..

    savunması da komik..

    -ne bileyim müdürüm. şarköy'de turist ne gezer diye düşündüm ben.