hesabın var mı? giriş yap

  • inanılmaz aile 2'ye bugün oglumla gittim. acaba kulaklarim beni yanıltıyor mu diye düşündüm sinemadayken. eve gelir gelmez aşağıda aşağıda paylastigim pasajları bir kez daha kontrol ettim. okuduğunuzda siz de inanamayacaksınız!

    --- spoiler ---

    "... oturmuş, sizin çözmeye üşendiğiniz sorunlarınızın bir süper kahraman tarafından çözülmesini bekliyorsunuz. süper kahramanlar, gerçek deneyimler yerine yalnızca uyarılmaya programlanmış akıl dışı tutkunuzun bir parçası..."

    "konuşmuyorsunuz, tartışma programları izliyorsunuz. eğlence programlarını izlemek için deliriyorsunuz. seyahat, ilişkiler, risk, tüm anlamlı deneyimler size, uzaktan izlemeniz için paket olarak veriliyor..."

    "böylece izole*, pasif** ve gözü dönmüş tüketiciler olarak kalıyorsunuz. koltuklarınızdan kalkamıyorsunuz. ter döküp gerçek yaşamın içine katılamıyorsunuz.
    *kamusallıktan uzak, korunaklı
    **r. sennett, kamusal insanın çöküşü, "[pasif izleyici] kavramı.

    "süper kahramanların sizi korumalarını istiyorsunuz. ve kendinizi daha güçsüz hale getiriyorsunuz..."

    "bu arada sizinle ilgilenildiğini söylüyorsunuz. sanki geleceğiniz size sunuluyor
    ve haklarınız savunuluyor gibi. böylece sistem yüzünüze gülerken aslında hayatınızı çalıyor...

    --- spoiler ---

  • linç edecekler belki ama ben imamoğlu'nda mansur yavaş'taki azmi ve icraatleri göremiyorum. nerede görülmüş 2 ay çalışıp 2 hafta yıllık izin yapmak? adam istanbul'dan çok tatilde veya başka gezilerde. en azından bugün acil dönüş yapmasını beklerdim.

  • şu fani hayatta görmeyi en çok sevdiğim suratlar sıralı tam listesi;

    *kırmızı kart yemiş emre belözoğlu face
    *canlı yayında ayar yemiş melih gökçek face
    *iddialı olduğu oyunda hakan hatipoğlu tarafından tokatlanmış turabi face

    teşekkürler hakan..

  • eveeeet evdeysek ve nezaketli olmak zorunda kalmadıysak,
    -önce kuyruğunu sağa sola doğru döndürüp çıkarıyoruz.
    - kuyruğu ters çevirip altındaki bölüm bölüm olan kıkırdağımsı ince yerlerini kenarından çıt çıt makasla keserek çıkarıyoruz.
    -bir bıçak yardımıyla kabukla etin birleştiği yere doğru yavaşça giriyoruz, kabuğa doğru hafifçe bastırarak bıçağı ilerliyoruz.
    -kuyruğun sonuna gelindiğinde bıçağımızı hafifçe yukarı doğru itip kuyruktaki löp eti cumburlop elimize alıyoruz.
    -bacaklarınıda aynı şekilde döndürüp vücuttan hunharca söküyoruz.
    - bacağın üstüne düz bir şekilde çizgi çekiyoruz bıçak veya sivri bir şeyle, sonra ordan çıt çıt karton keser gibi makasla kesmeye başlıyoruz.

    not:ben gövde kısmını yemiyorum, ayrıyeten kuyruktaki eti yemeden önce ince bir bağırsak var sanıyorum kablo gibi onuda ayıklarım.

    keşke bu vatanımın her insanı rahatlıkla yengeç, ıstakoz vs. gibi egzotik duran ama eti çok lezzetli olan şeyleri her istediğinde sofrasında bulabilse...

  • real madrid başantrenörü pablo laso, maça ilişkin "f.bahçe gibi büyük bir takıma karşı kazanmak için sadece yüreğini ortaya koymak yetmez" dedi. evet bunu real madrid başantrenörü dedi. öyle işte...

  • skim böyle başak burçluluğu... bilgisayardaki sistem dosyalarını düzenlemek:(

    levent diye, o devrin digimon'u bir arkadaş toplamıştı ilk bilgisayarımı. sene 95. ilk günün akşamı evde kurcalıyordum, tek tek bütün klasörlere girip her bir dosyaya tıklıyordum peki buna basınca noluyo, e peki buna basınca noluyo diye diye.. böyle kurcalarken fark ettim ki aynı dosyalardan birden fazla yerde var. bir win32 mi windows mu ne öyle bir yerde var, bir program files diye bir yerde var, içlerinden bazıları başka bi yerlerde daha var... "dağınık levent tabi (anne tonlamasıyla verip de veriştirdim levent'e) elli kez kopyalamış aynı dosyaları bilgisayarın hafızası dolacak boşuna" diyerek kolları sıvadım ve müthiş bir işgüzarlıkla sabaha kadar benzer/aynı adlı tüm sistem dosyalarının eşlerini silip silip tek klasör altına topladım hepsini. sonuç olarak da sabaha bilgisayarı kucağıma almış halde ıkına sıkına 3 otobüsle bakırköy'den hacıosman'a gidip, suratımda takınabildiğim en sempatik "ben bi bok yidim" gülümsemesiyle levent'in ziline basmam gerekti.

    yalnız o vakitler bilgisayardan alınan zevk bile başkaydı be... windows plus'ta mı ne gelen, tren istasyonlu wall paper'ı görmek için evden kalkıp 2,5 saatlik yolu tepip sarıyer'deki arkadaşa gitmişliğim olmuştu. wall paper görmeye bak sırf. bu da mallık değil mi? değildi işte. abimden ablamdan çok seviyordum be o ilk bilgisayarımı. ne de güzel bilgisayardı... pentium 133 mmx, 16 mb ram, cücük kadar hard disk. autocad'e tıkladıktan sonra yatardım on dakka uyuyum o açılana kadar diye.

  • facebook'ta paylaştığı bir gönderide;

    --- spoiler ---

    suçlusun basbakan asgari ücret 184 tl iken 760 tl yaptın......
    suçlusun halk bankası sen den önce esnafa %47 faizle kredi veriyordu sen %13,%10 en son olarak %5 yaptın
    suçlusun erdoğan sosyal dayanışma fonu 892 milyon tl iken 2milyar 365milyon tl ye yükselttin
    suçlusun erdoğan kişi başına milli geliri 1.300 dolardan 10.000 dolara çıkardın
    suçlusun gariban sofralarında iftar açtığın için..
    --- spoiler ---

    gibi paylaşımları bulunan eleman. ama 2000-3000 dolarlık arabası yanınca kişi başı milli gelirin 10000 dolara çıktığını unutmuş olmalı ki hüngür hüngür ağlıyor. o övündüğü sosyal dayanışma fonundan alsın parasını madem. ya da o övündüğü düşük faizlerle çeksin bir kredi.

  • dizi: game of thrones

    at üstünde salınır gözleri deniz mavisi, önünde diz çökecek *mınakodumun cofrisi, ateşin efendisi demir tahtın varisi, delirt bizi çıldırt bizi khaleesi.