hesabın var mı? giriş yap

  • cevabi umrumda dahi olmayan sorudur.

    ben kadinim ve hemcinslerime birsey soylemek istiyorum: neden ama neden bir erkegin sizi sevmesini bu kadar umursayip kendiniz olmak yerine sirf o sizi sevsin diye olmadiginiz biri gibi hareket edesiniz ki? hayat bunun icin cok kisa degil mi?

    bir erkek sizi sevmezse eksik degilsiniz su hayatta, sunu bir anlayin. kendinizi sevmezseniz eksiksiniz.

    kendinizi sevin, kotu yanlarinizi elbette degistirmeye calisin ama yapmacik davranmayin. bu bir erkegi size asik etmez bence ama hayatta mutluluga sizi bir adim daha yaklastirmaz mi?

  • bu insanlar hayatın her yerinde aslında. torpili, referansı, dayısı, kocası bir yerlere getiriyor işte . bu durumu artık hayatın bir gerçeği olarak kabul ediyorum yeter ki suratımıza tükürür gibi yetenekten liyakatten bahsetmesinler.

  • :/

    kelimeyle ifade edemedim özür dilerim.

    "redd-i miras" diyince hemen "aman!". kulağa kötü geliyor diye çünkü. halbuki hiç alakası yok.

    şimdi diyelim ki baban borç yaptı. sen hiçbir söz sahibi olamadın bu konuda. belki senin için borca girdi, bilemezsin, ama o borç karşılığında bir mal mülk proje tiyatro herneyse, birşey edindi. yani "maddi" bir karşılığı var. sonra da baban vefat etti. iki seçeneğin var.

    1) mirası alacaksın, vergini vereceksin, mal mülk -varsa- kalacak, ama borçlar da gelecek. ödeyecek paran varsa ödeyeceksin.

    2) mirası reddedeceksin. mal mülk -varsa- gidecek, ama hayatının baharına da borç yüküyle başlamamış olacaksın.

    gençler ikincisini seçmiştir.

    sana ne?

    şimdi gelmiş bazıları "vay efendim onun mirasına nasıl sahip çıkmaızya09a" mahiyetinde birşeyler filan deniyor.

    çocuklar manevi mirasını reddetmedi ki? maddi mirasını reddetti. borcuyla malıyla -kaldıysa- onu reddetti. eğer "sanatçıya vefa" ise belki de çocukların eğitimi için olan yapılmış borçlar -ki manevidir, karşılığı yoktur- borçları ister istemez çocuklar üstlerine aldılar zaten. o sorumluluk zaten onlarda var.

    hayata temiz başlamak onların da hakkı. ama sen kendi uydurmuş olduğun bir sorumluluk ile o gençlere bu borcu yüklemeyi "namus borcu" filan gibi görüyorsun.

    bravo.

    aynı şeyi başkaları sana "ataların için ölmelisin" filan şeklinde de yapıyor, hatırladın mı?

  • bir zamanlar gerçekten de uğursuz olduğuna inanılan, türk hava yollarının filosunda bulunan 5 adet fokker f-28 fellowship 1000 tipi uçaklardır ki hepsi bir yerlerde düşmüş ve yüzlerce insanın hayatına mal olmuştur.

    gelelim hikayelerine. hollanda'lı uçak üretim şirketi fokker 1967-1987 yılları arasında 241 adet f-28 modeli üretir. tabi o zamanlar boeing ve airbus şimdi ki gibi almış başını gitmemiş. uçak üretiminde rekabet var. fokker bu uçaklardan bir serisini de 1972'de üretir ve thy bunlardan 5 tanesine talip olur, siparişler verilir anlaşmalar yapılır ve uçaklar yeşilköye büyük bir törenle gelir. cillop gibi fabrikadan yeni çıkmış, 68 yolcu kapasiteli bu uçaklara van, bursa, trabzon, sivas ve samsun isimleri verilir ve bir kaç ay sonra seferlerine başlarlar.

    ilk kaza 1974'de izmir'den istanbul'a havalanmak üzere yola çıkan van isimli uçakla meydana gelir. izmir cumaovası havaalanı'nda kalkış anında kanatlarındaki buzlanma sebebiyle stall konumuna gelerek düşmüş ve yanmaya başlamıştır. uçaktaki 73 kişiden 66'sı ölmüştür.

    (bkz: 24 ocak 1974 izmir uçak kazası)

    ikinci kaza 1975'de yine izmir'den istanbul'a gelen bursa isimli uçakla meydana gelir ve en meşhurudur. yeşilköye iniş sırasında marmara denizine düşmüştür. 42 kişiden hepsi ölür. kaza arkasında büyük trajik hikayeler bırakır. türk havacılık tarihinde denize düşen ilk ve tek uçağın kazasıdır.

    (bkz: 30 ocak 1975 marmara denizi uçak kazası)

    üçüncüsü 1979'da samsun-ankara seferini yapan trabzon adlı uçağın iniş kısmında meydana gelir. mürettebat bu seferi yapmak için önce istanbul'da sivas adlı uçakla gelir anca hava şartlarından dolayı iniş yapamazlar ve geri istanbul'a dönerler. ertesi gün trabzon adlı uçakla gelirler ve seferi tamamlamak üzerelerken adar ekranından kaybolurlar. sonuç: 43 kişiden 39'u ölür.

    (bkz: 23 aralık 1979 ankara uçak kazası)

    bu kazadan sonra thy yetkilileri uçakların bozuk(!) olduğuna karar verir ve kalan iki uçağın satılmasına karar verir. çünkü o zamana kadar f-28 uçağı türkiye dışında da 6 yerde daha düşmüştür ve hepsi büyük kayıplarla sonuçlanır. ancak bakıldığında uçakla ilgili bir sorundan dolayı değil hemen her kazanın pilotaj hatasından olduğu fark edilir. özellikle de türkiye'dekilerin. hatta 1974'deki izmir kazasının pilotlarının içkili olduğu yıllar sonra dönemin ulaştırma bakanı tarafından itiraf edilir. işte bu yüzden thy içinde bu uçakların uğursuz olduğuna da inanılır ve sivas ile samsun adlı kalan iki uçağın da bir an önce elden çıkarılmasına karar verilir. ve sivas uçağı kanada'ya, samsun uçağı'da iran'a satılır.

    dördüncü kaza kanada'da meydana gelir. 1989 yılında kanada'nın air ontario firması sivas adlı uçakla thunder-dryden seferini yaparken uçak inişe yakın bir zamanda dryden'de düşer. kanatlardaki buzlanmanın motorların durmasına sebebiyet verdiği ortaya çıkar ancak esas sorumlu kalkışa izin veren havalimanıdır. sonuç: 45 kişiden 24'ü ölür.

    10 mart 1989 dryden kazası

    beşinci kazanın adresi ise iran'dır. 1994'de türkiye'deki adı samsun olan uçakla ısfahan - tahran seferini yapmakta olan ıran asseman airlines uçağının kakıştan yaklaşık yarım saat sonra havada kirlenmiş yakıttan dolayı motorları durdu ve natanz civarındaki bir dağa düşerek patladı. sonuç: 66 kişiden hepsi öldü.

    12 ekim 1994 ısfahan uçak kazası

    evet bu uçakların uğursuz olduğuna ben de inanıyorum. havacılık tarihinde böyle vakalar males]ef var. her kazada çok trajik hikayeler var, hem kazadan önce hem kazadan sonra yaşanan enteresan hikayeler var. onları da bularak okumanızı öneririm.

    diğer kaynakları da buraya bırakıyorum:

    kaynak 1

    kaynak 2

    kaynak 3

  • olum siz bu tahammülsüzlükle bu hayatı nasıl yaşıyorsunuz? böyle basit şekilde muhattap olabileceğiniz sorulara karşın bu denli abartı tepkilerinizin sebebi ne? bunlar nasıl kafalar ağa? hayatsızlar tam kadro amk.