hesabın var mı? giriş yap

  • başlık: kopacak olan kıyametteki mantık hatası

    1. lan şafak vakti kopacak diyolar kıyamet. nereye göre şafak vakti. dünya yuvarlak değilmi lan a. koduklarım ? bize şafak vaktiyken diğer tarafta gece oluyo.

    5. hacı sırayla kopuyolar
    mesala türkiye için kıyamet vakti

  • soykırım kelimesi hukuki bir kavramdır. salak salak yerlerde hümanistlik kasmak için kullanılacak bir kelime değildir. soykırım olabilmesi için belirli şartlar vardır. 1000 kişi öldürüldüğü zaman soykırım olabileceği gibi 1 milyon kişi öldürüldüğü zaman soykırımın olarak tanımlanamayacak durumlar vardır. ayrıca soykırım kelimesinin bağlayıcılığı olduğu gibi sonuçları vardır. kimse ermeniler öldürülmedi demiyor. soykırım olabilmesi için gerekli şartlar yoktur deniliyor. kaldı ki bunu ifade etme özgürlüğünün kısıtlanmasını savunmak bile faşist türk düşmanlığının dışa vurumundan başka birşey değildir.

  • 95 yılının kasım ayında meydana gelmiş olan ve izmir'in merkezinde toplam 61 insanın ölümüne sebep olan korkunç bir felaketti. felaketin merkezi karşıyakaydı. yamanlar dağından gelen ahırkuyu deresinin taşmasıyla yamanlar-örnekköy-demirköprü-bostanlı hattında bütün evlerin birinci katları tavana kadar su dolmuş ve onlarca insan boğulmuştu. geceyarısı başlayıp 4 saat sürmüş ve metrekareye 100 kilogram yağmur düşmüştür. eskiden dağdan inen tam yedi dere yatağı vardı. bunlardan biri girne caddesiydi. sonra bu yataklar kapatıldı ve üstüne evler yapıldı. tabii suyun ve tabiatın hafızası insandan güçlü olduğu için böylesi bir felakette su hemen yolunu hatırladı ve denize ulaşmak için saldırmaya başladı.
    sontasında haftalarca ve aylarca insanlar ölüm acısından başka bir de çamurla, ekonomik zorluklarla mücadele etmişlerdi. biz ikinci katta oturduğumuz için kurtulmuştuk ama buna sevinememiştik. güneş doğup manzarayı gördüğümüzde. sabaha doğru komşu evlerden ağıtlar yükseliyordu sonra. en acısı kimi bakkalların o zaman parasıyla bir mumu ve ekmeği 250 bin liraya satmak istemesiydi. bu yerler yine de yağmalanmadı hayret ama çoğuna sonra mühür vuruldu.
    bizim sokağın başından atlar, inekler, rakı kolileri, arabalar üçer beşer geçiyordu. ama en korkuncu yeni doğmuş bir bebekti; kundak içinde.
    sonra tabii yavaş yavaş düzeldi, temizlendi mahalleler. işte şimdi unutuldu.

  • bugün beni gülmekten öldürmüş oyundur.

    oyunda ”canan karatay” isimli küçük bir baloncuk, renkli küçük yemekleri katiyen yemeden ve hatta yiyeceklerden uzak kalacak şekilde ilerleyip gezerek yanımdan geçti gitti.