hesabın var mı? giriş yap

  • "o bir fenomen! ters dönmüş eti puf!"

    eşine rastlanamayacak bir eti puf! meraklısına, kolleksiyonculara, yemek isteyenlere...

    o hayata 1-0 yenik başlayanlardan! o hayata sırtını çevirmişlerden! o güneşi görmek istemeyenlerden! o küsmüşlerden!

    fabrika çıkışı kusurlu. kesinlikle şahsım tarafından paketi açılıp ters çevrilmemiştir. zaten bilen bilir eti puf'ları açmak hiçte öyle kolay değildir. yanınızda ya kesici delici bir alet ya da uzun tırnaklı bir arkadaşınız bulunmadığı sürece açması bir hayli zordur. açtıktan sonra da eski haline getirmek paketi imkansızdır.

    "ne var ki ben de ters çevirebilirim onu" diyenlere hemen imkansızlığını anlatayım:

    ankara genelinde her branşta her seviyeye özel ders veren onlarca donanımlı odtü'lü öğrencilerden oluşan odev(odtülü ders verenler) çalışanları olarak toplanıp incelediğimizde şunu gördük; eti puf'un 5.5 cm olan bisküvisinin çapı, paketin 3 cm olan yarı çapından (paketinin de yarım küre olduğunu göz önüne alırsak) büyüktür. dolayısıyla bisküvisi kırılmadan o paketin içinde ters dönmesi mümkün değildir. matematik kurallarına aykırı o çevirmeyi kimse yapamaz. yapılsada eti puf fotoğraflardaki gibi kalamaz.

    baştan 6. ve 7. fotoğraflarda puf'un marşmelov diye tabir edilen beyaz şekerlemesinin bir miktar ezik olduğu ve bu şekilde ters döndüğü düşünülmüş. yine odev olarak yaptığımız incelemede puf'un taşınmalar esnasında o bölgeye doğru eğimli durması ve ağırlık merkezi doğrultusunun tam o bölgeden geçmesi sebebiyle oraya yapılan basınçtan ötürü o şekle geldiği anlaşılmıştır. bu yapılan araştırma da akıllarda soru işareti kalmamasını sağlamıştır.

    http://www.sahibinden.com/…s-donmus-eti-puff/detay/

  • -anne ben arkadaşlarla dışarı çıksam?
    +saat kaç olmuş... olmaz. çıkmasan ölmezsin ama çıksan belki ölürsün.

    -bıdıbıdıbıdı işte oraya gidicez
    +otobüsle gidin
    -niye ki?
    +ya şimdi kaza falan yaparsınız, bilmiyordur belki iyi kullanmayı
    -ama ayarladık her şeyi?
    +olmaz. arabaya binmesen ölmezsin ama binsen belki ölürsün

    +ne yapıyorsun?
    -acıktım ekmek almaya çıkıyorum
    +aa çok geç olmuş gitme
    -ama çok açım
    +gitme sen gitme. aç kalsan ölmezsin ama gitsen belki ölürsün

    -bıdıbıdıbıdı işte eskişehir'de paraşüt kursu veriyorlarmış başvuru yaptım gidic...
    +hayatta olmaz! kesinlikle hayır! kursa katılmasan ölmezsin...
    -ama katılsam belki ölür müyüm anne?
    +ağzını topla salak. o ne biçim laf öyle ölmek falan? allah korusun

  • başlık: hakiki zeytinyağı ile asılıyorum fakir piçler

    1.ahahahah dokuyorum böyle kaygan kaygan ahahahahahha aq fakirleri

    3. panpa zaten bamyanın hası hakiki zeytinyagı ile olur.

  • kendine odakli egilim. kendine odakli isletmeler, kendi ulkelerini digerlerinden daha ustun, daha basarili gorme egilimindedir. kendine odakli egilimde oncelik her zaman anavatandaki faaliyetlerin basarisidir. bu nedenle, pazarlama ogeleri ic pazar yapisina gore yapilandirilir. ic pazarda denenmis ve basarili olmus faaliyetlerin diger dis pazarlarda da basarili olacagi varsayilir. dis pazarlarda da benzer veya yakin stratejiler kullanilir. dis pazar, uretim fazlasindan kurtulmak icin kullanilir. yeni pazarda sistematik pazarlama arastirmalari ve tuketici ihtiyaclari irdelenmez.

  • türkiye’de eğer fransızca, ispanyolca, italyanca, almanca, ingilizce, arapça, ibranice ve farsça biliyorsanız türkçeyle birlikte 9 dil biliyorsunuz demektir fakat avrupa’da dil konusu böyle yürümüyor. üstteki 9 dili öğrenmiş biriyseniz avrupa’da (benim direkt deneyimlediğim özellikle fransa’da) 5 dil biliyorsunuz demektir: ilki fransızca, ispanyolca ve italyanca (hint-avrupa / avrupa / latin), ikincisi almanca ve ingilizce (hint-avrupa / avrupa / germen), üçüncüsü arapça ve ibranice (hami-sami), dördüncüsü farsça (hint-avrupa / asya / hint-iran / iran) ve beşincisi türkçe (ural-altay / altay).

    bundan ötürü eğer avrupa’da çalışmak üzere dil öğreniyorsanız (bence türkiye’de çalışmak istiyorsanız da aynı şekilde) dilleri kendi içlerinde öğrenmek yerine o dilin ait olduğu koldaki ya da ailedeki bütün dilleri öğrenin. en basitinden fransa’da bir iş görüşmesinde size bildiğiniz dilleri sorduklarında aynı koldan birkaç dil sayıyorsanız bu onlar için fazla bir şey ifade etmeyecektir. “fransızca, ispanyolca ve italyanca biliyorum.” dediğinizde “eh, tek dil biliyorsunuz.” sözüyle karşılaşmanız olası. zaten dillere salt dil olarak bakmak yerine dillerin işleyişini, matematiğini ve sistematiğini öğrendikten sonra siz de farklı bir dil öğrenmediğinizi anlarsınız.

    o nedenle ilk ve ikinciyi belirtmem gerekirse öncelikle en az c1 derecesinde ana dili
    1. latin veya germen
    2. slav veya hami-sami

  • yanlış anlamadıysam istanbul havalimanı’ndaki thy görevlisi adamı kabaca “tipi güven vermiyor” diye uçağa almamış. gidip de dönmeyebilirmiş. olay bu şekildeyse fantastik derecede saçma. sana ne amk, bir mahzur görürlerse brezilya’dan geri çevirirler adamı. sen brezilya’nın gümrük polisi misin?

    bir de öncesinde yalandan pnr numarası tutmuyor diye ayak yapmış üçkağıtçı hokkabazlar. sırf o yüzden bile bilet ücretini iade etmeleri lazım. inşallah bu arkadaş mahkemede hakkını tazminatıyla alır.

    10 üzerinden 11 rezalet. evet 11.

    edit: alınmama talebinin brezilya’dan gelmiş olabileceğine ve deport durumunda masrafların türkiye’ye ödetileceğine dair bilgi mesajları geldi. o zaman niye pnr numarası üçkağıdı çekiyorsunuz adama? açıkça söyleyin. adama tekrar bilet aldırmışsınız, onun da iadesini kabul etmiyorsunuz. adamın kaybettiği para, vakit, yaşadığı sinir stres vs. her türlü mağdur. havayolu firması mısınız, tokatçı filmindeki şevket altuğ musunuz?

  • annem marketten gelince bir heyecanla poşetleri karıştırıyorum benlik bişey var mı diye. akranlarım çoluk çoçuğa karıştı.