ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
bugun avrasya maratonunda kosan oglu icin bir babanin dedikleri;
-ulan git bakkaldan iki ekmek al gel desek gitmez, saat 6'da firladi cikti herif evden !
kis kis guldum yanlarindan gecerken ^^
yavuz çetin
-
hayatımı değiştiren insan kendisidir. 1991 yılında gitar çalmaya başladım. ilk gitarım beyaz renkli bir kore yapımı fender stratocaster'dı. o yaz gitar dersleri vs derken ilk seneyi geride bıraktım. 1992'nin yazında yine bodrum'a gittim her yaz olduğu gibi. bu sefer yaş 14 olduğu için ailem gece 1'e kadar bodrum'da arkadaşlarımızla dolanmamıza izin vermişti. o zamanlar bodrum başka bir alemdi bir ara anlatırım. tam merkezde, barların olduğu sokakta şimdinin kule bar'ın yanında beyaz ev vardı. işte onun önünden geçerken hayatımda hiç duymadığım kadar güzel bir ses duydum. yanımdaki arkadaşım da neyse ki benim gibi müzik tutkunu bir çocuktu ve beraberce beyaz ev'in kapısından girdik çekingen şekilde. yavuz vokal yapıyor ve gitar çalıyordu, bir arkadaşı da akustik gitar ve back vokallerle ile eşlik ediyordu. o akşam bize içki almamamız şartıyla konseri izlememize izin verdiler.
bir ay boyunca yavuz'un çaldığı her akşam babamla ya da yalnız beyaz ev'deydim. neler dinliyor, neler çalışıyor, ne ekipman kullanıyor hepsini birinci elden hatmettim. hayatımda içtiğim ilk birayı da yanlış hatırlamıyorsam yavuz ile beraber içmiştik. ben içememiştim gerçi iki yudumdan sonra. *
istanbul'daki o kış konserlerine yaş sebebiyle giremedim ama ertesi yaz yani 1993'te yine beyaz ev'in gediklisi olmuştuk. hem bu sefer yavuz da ekibi toplamış ve blue blues band ile çalmaya başlamıştı. biz de sadece iki kişi değil 7-8 kişi gidiyor ve resmen ders niteliğinde izliyorduk yavuz'u. keyifler yerindeydi yani.
1995'te artık kapıda kimlik sorulmadığında istanbul'da da girebilmeye başlamıştım programlarına. piyasa küçük, gitar çalan az olduğu için yavuz ile sohbet etmeye ve görece tenha olan programlarında uygun olduğu zaman barda beraber bira içmeye de başlamıştık. yavuz, çekingen bir genç adamdı ve her çaldığı akşam modunda olmuyordu. bazen grup arkadaşlarıyla kulise geçiyordu programa ara verdiğinde. bazense barda yalnız takılıyordu. kimseyle muhabbet etmek istemediğini iki cümlede anlayabiliyordunuz. benim şansıma ben genelde keyifli zamanlarına denk gelmiştim. hatta bir defasında "yavuz sana bira ısmarlayabilir miyim" dediğimde, "sen niye ısmarlıyorsun ben zaten burada çalıyorum. ben sana ısmarlıyorum" demişti gülerek. 50'lik şişko bardak bir efes istemişti. o akşam, gördüğüm en keyifli yavuz çetin'di. 5-6 yıl sonra aramızdan ayrılacağını bilsem o bardağı saklardım.
1996 yılında yavuz çok güzel bir amfi almıştı: daha türkiye'ye yeni gelen bir seriden seçmişti amfisini: peavey classic 30. aynı amfinin daha büyük olanı duman'ın gitarcısı batuhan mutlugil'de de var hatta. yanlış hatırlamıyorsam o seriden ülkemize o sene 5 6 adet gelmişti. biri batu'da, birini yavuz almıştı. amfilerden bir tanesini bir caz gitarcısı almıştı adını hatırlayamadığım. bir de aynı serinin farklı bir versiyonu gelmişti delta isimli. onu da bir başka gitarcı almıştı. o delta modeli amfi de piyasada baya bir barda kullanılmıştı. sürekli denk geliyordum. ama batu ve yavuz'un seçtikleri en güzel iki modeldi.
yavuz bir süre mojo, jazz stop ve jazz bar'da bu sarı peavey classic 30'u kullanmıştı. hatta blue belgeselinin açılışında amfiyi yavuz'un odasında görebilirsiniz. yanlış hatırlamıyorsam 1997'de yavuz fender twin reverb almak için amfiyi satışa çıkartmıştı. ben de o sene bilgi üniversitesi'nde okumaya başlamıştım ve yavuz'un izinden ben de istanbul barlarında çalmaya başlamıştım. bir yandan da pera jazz okulunda gitar bölümüne gidiyordum haftada 2 gün okul çıkışı. ama düzgün bir amfi bulamıyordum zevkime göre.
tam da o sırada yavuz'un amfisini satacağını duydum. sarı peavey, benim kadıköy'de zamanında stajerlik yaptığım bir gitar dükkanına (şimdinin bira fabrikası olan dükkan) satılığa çıkmıştı. dükkan sahibi benim gitar hocam olduğu ve yavuz'u çok sevdiğimi bildiği için ilk ve sadece beni aramıştı. o dönem ev telefonu vardı bende sadece. şansıma dükkandan aradıklarında evdeydim ve haberi duyar duymaz resmen uçarak dükkana girdim. yavuz ile dükkanda da karşılaştık. selamlaştık. amfiyi almaya geldiğimi söyledim. o da fender twin aldığını o yüzden mecburen sattığını anlattı vs.
neyse o gün aldığım peavey classic 30 halen daha yanımda ve aktif şekilde kullanıyorum.
dile kolay 23 sene olmuş amfiyi alalı. uzun yıllar binden fazla işte kullanmışımdır. zamanla yoruldu ve eskidi bu sarı amfi. düğmeleri döküldü. ısparta'da bir konser sırasında voltajdan dolayı tüm devreleri yandı. normalde çöp olması gereken amfiyi iki amfi parası verip restore ettirdim amerika'dan orijinal parçalarını getirterek.
uzun uzadıya yazdım. ama işim gereği richie kotzen, slash, joe satriani, andy timmons, steve vai vs kim varsa canlı izleyip tanıştım. hem yurt dışı hem yurt içinde vip workshop'lara vs katıldım. dünyadaki en iyilerin arasındaydı yavuz çetin. eğer yaşasaydı ülkemizin tim pierce'ı olacaktı net şekilde.
benim için yavuz'u en iyi anlatan kayıtlı performansı, deniz arcak'ın bırakın beni şarkısının sonunda doğaçlama çaldığı solosudur. canlı performansı buradaki kayıtta çaldığı gibi inanılmaz akıcı ve muazzam bir dinamik içerirdi yavuz'un.
şu karantina günlerinde kendisini anmış oldum. son 4 saattir o amfiyle gitar çalıyordum aklıma geldi. huzur içinde uyusun.
harvard üniversitesinin iq testi sorusu
-
cevabı 16 olan anakolu duzeyinde soru.. bolme ve carpma arasinda islem onceligi yoktur.. hangisi solda ise once o yapilir...
konu kilit, uye 1 buldugu icin ban...
son olarak, cidden bu soru ile iq olculdugunu dusunuyorsaniz, dusuk iq probleminiz olabilir...
koskoca türkiye'nin çaresiz kalmasının sebebi
-
g.tüyle inatlaşan donuna sıçar. bilimin dediğine kafa tutarsanız önce ekonominiz çöker sonra da çürük binalarınız.
yayaya yol veren araca çarpan motorcunun ölmesi
-
öncelikle mekanı cennet olsun. elim bir kaza...
"maalesef duble yollarda yayaya yol vermek çok tehlikeli sonuçlara neden olabiliyor."
tehlikeli sonuçlara neden olan "yayaya yol vermek" değildir. tehlikeli sonuçlara yol açan ülkedeki eğitimin yetersizliği ve buna bağlı olarak her alanda kural tanımaz, ben merkezci insanların kendileri hariç çevrelerindeki herkesi yok saymalarıdır.
her gün yüzlercesini gördüğümüz önce ben, benim işim, benim yolum görüşünün kameralara yansımış halidir. oysa ki yaya geçidi olan bir yere yaklaşırken:
* ileride yaya geçidi olduğunu belirtir trafik işareti olur.
* hızınızı düşürmeniz için hız sınırını gösterir trafik işareti olur.
* yaya geçidi, dönel kavşak, ana yola kontrollü katılan tali yol gibi yerlere yaklaşırken hız önceden düşürülmelidir konusu ehliyet kurslarında defalarca tekrarlanır ve ehliyet sahibi herhangi bir insanın ben bunu bilmiyorum deme şansı yoktur.
görüldüğü gibi sorun yayaya yol vermek değil, yayaya yol verilmesi gerekebilecek yere yaklaşırken tam gaz yola devam etmek ve trafik işaret ve işaretçilerine uymamaktır.
bu sorunu en net gösteren yer dönel kavşaklarımızdır. dönel kavşaktaki öncelik sıralaması ve dönel kavşağa yaklaşırken hız kesilmesi herkes tarafından bilinen ülkelerde aşağıdakilerden hiçbirini göremezsiniz.
* dönel kavşağa yaklaşırken bulunan kasis. bu kasis, kimse hız kesmediği için konulmaktadır. oysa ki böyle bir şeye gerek yoktur. zaten dönel kavşağa hız kesilerek kontrollü yaklaşılması gerekir. kimse yapmadığı için mecburen kasis de ekleniyor bizde.
* dönel kavşak içindeki kasis... saçmalığın daniskası. dönel kavşağa girmiş aracı yavaşlatmaya çalışyor, yani sübliminal mesaj olarak yol sende değil, sağdan yardırıp gelen var, viraj içinde dur diyor. oysa ki yol onun hakkı...
* (bkz: kocaabdil) mahlaslı suserin katkısıyla dönel kavşağa trafik ışığı konması da ağır bir saçmalıktır.
dönel kavşağa gelirken 2 adet ikaz levhası olur.
ikaz 1 dönel kavşak var ileride demek...
ikaz 2 bu da yol ver demek... ama bizde kimse bu 2 tabelayı bilmediği için bu da var. yazıyla anlatmış artık...
şuna da yaya geçidi deniyor mesela. sarı çizgiler oraya yaklaşırken aralıklı olur, tam gaz gitme diyor yani... yavaşla ki yolun kenarında yaya olursa veya önündeki durursa sen de ona çarpamadan durabilesin.
pucca
-
tam bir azınlık düşmanı, egemenlerin istediği tipte bir düzen çocuğu. herhangi bir azınlığa mensup biri veya kendini azınlıkların yerine azıcık koyabilen insanları ciddi bir şekilde rahatsız edecek, mide bulandırıcı bir zihniyete sahip yazdıklarından bir demet:
"hımm bunu mu giysem ayy bu da travesti bekir'in iş kıyafeti gibi duruyor".
"taksidi ile bile bir rus kızını kiralayabileceğim fondötenimi ayy rengi ne iyiymiş dur süreyimdiye atladıkları zaman suratlarını cırmıklayasım geliyor".
"yaz sıcağında omzuna koyduğun ince kazakla da kendine zengin süsü vermeye çalışmışsın ama buram buram kırıkkalede kuaförlük yapıyorum diye bağırıyorsun".
"bronz tenin güzel bir şey olduğunu kim çıkartmışsa aklına sıçayım ben onun. arabaların önüne atlayıp silim mi abi diyen bebelerden bir farkı yok. bok rengi saç, kara sarı ten".
çok öfkelendirici, çok zavallıca.. kendisinin beyniyle ilgili hiçbir halt söylemeyip, dış görünüşünü eleştirenlerin ("dış görünüş eleştirmek"? bir insan sabah kalkar ve saçını sağa veya sola doğru tarar, kimisinin dişi yamuktur, kimisinin saçı yeşildir.. 'eleştirmek' ne demek? nasıl sığ bir beyin, ne kadar da meşru durumda.. 2011 yılında..) bu 'eleştiri'leri de ayrıca mide bulandırıcı.
adventure
-
artik bu oyun turunu sevenlerin bile iyiden iyiye takip etmeyi biraktigini, cok one cikan birkac ornek disinda cikan oyunlardan haberi dahi olmadigini kabullenmek gerekiyor. zaten bir iki istisna disinda point and click adventure yapanlarin tamami zarar ediyor, yaptigina pisman oluyor, aliskanliklarindan kopamadigi icin yine de deniyor. zaten yeni cikan adventure oyunlarin cogunun da iyice eski lucas arts oyunlarinin kotu birer kopyasi olmasi da isleri iyice berbat ediyor, turun kalan birkac takipcisini de kacirtiyorlar. her neyse hala aranizda adventure oynamak isteyen birkac kisi varsa, son yillarda cikmis, cogunlukca pek bilinmeyen, sahsen sevdigim adventure oyunlardan birkac tanesini listeledim, bunlarin hepsine tek tek entry yazip baslik acacaktim ama nasilsa artik okuyan bile olmuyor adventure oyunlarla ilgili tanitimlari. yine de olur ki oynamak isteyen olur falan buyurun son yillarda cikan birkac basarili ornek;
-----football game
https://www.youtube.com/watch?v=1hiasfbsyiu
eger david lynch bir point and click adventure yapsaydi nasil olurdu merak ediyorsaniz bu oyun tam size gore. ayni ugursuz ve ruyamsi hava, ayni bilinmezlik, ayni kucuk amerikan kasabalarindaki kucuk insanlarin hikayesi.
https://store.steampowered.com/…4550/football_game/
-----paradigm
https://www.youtube.com/watch?v=entthhsdcie
https://www.youtube.com/watch?v=ls46leufxek
hic beklenmedik bir anda cikan muhtesem bir oyun, muthis bir mizah anlayisiyla oynayana kahkaha attiran distopya ile surrealizmin muhtesem birlesimi. ayrica mizah tarzi o lucas arts klonu oyunlarin aksine beavis and butt-head tarzi sivri bir mizah.
https://store.steampowered.com/…pp/600370/paradigm/
-----stasis
https://www.youtube.com/watch?v=b3ekjhtl1zs
https://www.youtube.com/watch?v=xdserm8vs24
eger sanitarium oyunu sevdiyseniz cok sevebileceginiz bir oyun, pek ornegi bulunmayan izometrik adventure tarzinda, alien/event horizon tarzi filmlerden beslenen ugursuz, gerilimli, cok kaliteli bir hikaye, muthis bir oyun.
https://store.steampowered.com/app/380150/stasis/
-----milkmaid of the milky way
https://www.youtube.com/watch?v=xa0ryqd5oym
piksel grafiklerine ragmen kaliteli bir stili olan, minimalist grafik tarzi ile another world'u hatirlatan eglenceli bir oyun. 1920'lerin danimarkasindan uzaya uzanan ve inekleri de iceren cok keyifli bir hikaye.
https://store.steampowered.com/…d_of_the_milky_way/
-----where the water tastes like wine
https://www.youtube.com/watch?v=eros1b73nee
https://www.youtube.com/watch?v=wsfvbg-indm
klasik adventure tarzini biraz daha sanatsal forma sokan amerika'da buyuk buhran zamanlarinda gecen harika bir oyun. insanlarin hikayeleri uzerine enteresan bir deneyim, akilda kalici bir eser.
https://store.steampowered.com/…r_tastes_like_wine/
-----kentucky route zero
https://www.youtube.com/watch?v=kogekfysn9u
gercek bir sanat eseri. icinde puzzle falan barindirmadigi icin cogu kisiye sikici gelse de gercekten esi bulunmaz bir deneyim yasatiyor bu oyun. buyulu gercekcilik uzerinden ilerleyen ve amerika'nin otekilerini anlatan cok guzel bir basyapit.
https://store.steampowered.com/…te_zero_pc_edition/
-----beautiful desolation
https://www.youtube.com/watch?v=ddxz_hshuvw
daha once stasis'i yapan iki kardesin elinden cikan ve nukleer kiyamet sonrasi dunyada guney afrika'da gecen, muhtesem bir yaraticiliga sahip bir oyun. teknoloji ve doganin ic icice gectigi bir dunyada kendinizi tamamen yabanci hissedeceginizi garanti ederim.
https://store.steampowered.com/…autiful_desolation/
-----night in the woods
https://www.youtube.com/watch?v=aj_rrfiwpni
cok basit ama sevimli grafikleriyle dissosiyasyon uzerinden buyume, yabancilasma temalarina dair depresif bir basyapit. cok anlatmaya gerek yok mutlaka oynamak gerekiyor bence.
https://store.steampowered.com/…night_in_the_woods/
-----the pillars of the earth
https://www.youtube.com/watch?v=cewtyloqst0
ayni adli kitaptan uyarlanan ortacag'da siradan insanlarin hayati ve politik/sosyal yasama bir bakis. icinde pek puzzle bulundurmadigi icin interactive movie tarzina daha cok uyuyor aslinda, ama gerek grafikleri olsun gerek hikayenin islenisi olsun kesinlikle cok iyi.
https://store.steampowered.com/…llars_of_the_earth/
-----jenny leclue
https://www.youtube.com/watch?v=gmojmg1hys0
sirin bir bas karakter ve cok kaliteli grafikler uzerinden harika bir sinematografi ve muthis bir anlatimla cok eglenceli bir adventure.
https://store.steampowered.com/…_leclue__detectivu/
-----chuchel
https://www.youtube.com/watch?v=ttg6tugkkti
cocuksu bir tarzi olmasina ragmen her yastan herkesin rahatlikla severek oynayabilecegi tarzda bir amanita design oyunu. dil gerektirmedigi icin herkes rahatlikla oynayabilir, kolay puzzle'lari ile cocuklarin da sevebilecegi bir oyundur.
https://store.steampowered.com/app/711660/chuchel/
-----samorost 3
https://www.youtube.com/watch?v=7m8cs-zbebw
muthis yaraticilikla ortaya cikmis, yine dil gerektirmeden deneyimlenebilecek cok keyifli oyun. puzzle'lari cocuklara icin biraz zor olsa da gorsel ve isitsel tarzi yuzunden cocuklarin sevmesi cok kolay bir oyun ayrica.
https://store.steampowered.com/…/421120/samorost_3/
-----neofeud
https://www.youtube.com/watch?v=vqamjgs5eua
eger gelecekte gecen distopya tarzinda isleri seviyorsaniz, blade runner, ghost in the shell tarzi basyapitlar ilginizi cektiyse, cyberpunk temali bu oyunu da fazlasiyla seversiniz.
https://store.steampowered.com/app/673850/neofeud/
https://silverspook.itch.io/neofeud
-----luna the shadow dust
https://www.youtube.com/watch?v=w5ibaoxt2hm
ozellikle adeta rus minyatur tarzindaki grafikleri seviyorsaniz gozlerinize bayram ettirecek tarzda bir adventure oyunu, bir cocuk ve onun yanindaki sihirli kedi etrafinda sekillenen oyunun bulmacalari biraz anlamsiz olsa da oyun genel olarak cok guzel.
https://store.steampowered.com/…na_the_shadow_dust/
-----unforeseen incidents
https://www.youtube.com/watch?v=58azjcipqee
yasadigi kasabada baslayan gizemli virus salgini neticesinde baslayan olumleri arastirmaya baslayan bir tamirci'nin hikayesini el cizimi grafikler ve akici bir oynanisla deneyimlemek icin bu oyun bicilmis kaftan. kesinlikle kalburustu bir adventure oyunu.
https://store.steampowered.com/…foreseen_incidents/
-----oxenfree
https://www.youtube.com/watch?v=nahroonr4ng
klasik point and click adventure tarzina yeni bir yaklasim getirip hem choice based hem de aksiyon tarzi katan 2d point and click adventure oyun. ergen karakterler biraz sinir bozucu olsa da oyun genel olarak cok iyi.
https://store.steampowered.com/…pp/388880/oxenfree/
-----gibbous a cthulhu adventure
https://www.youtube.com/watch?v=jaml8w2hede
kult yazar h. p. lovecraft'in hikayelerinden yola cikilarak yapilan, bir cizgi film kadar kaliteli animasyonlari ve canli renkleriyle cok guzel bir oyun. necronomicon'i bulmaya calisan bir dedektifin basina gelen komik ama karanlik olaylar gibi mizah dolu bir konusu var.
https://store.steampowered.com/…_cthulhu_adventure/
-----technobabylon
https://www.youtube.com/watch?v=a6edhoh3uwe
eger cyberpunk tarzi hosunuza gidiyorsa bu dev bir yapay zeka agi tarafindan kontrol edilen karamsar dunyada gecen hikaye kesinlikle size hitap edecektir.
https://store.steampowered.com/…7580/technobabylon/
-----lamplight city
https://www.youtube.com/watch?v=b3gqy7tvk00
https://www.youtube.com/watch?v=xvhjbib9u38
19. yuzyilin hayali bir amerika versiyonunda gecen steampunk temali bu oyun ozellikle steampunk ve dedektiflik oyunlari sevenlerin cok hosuna gidecektir. guzel grafikleri de fazlasiyla goz doyurucudur.
https://store.steampowered.com/…460/lamplight_city/
-----tormentum dark sorrow
https://www.youtube.com/watch?v=pa2s-7dwop4
eger zdzislaw beksinski ve h. r. giger tasarimlari hosunuza gidiyorsa, ve asiri surrealist/distopya tarzinda bir dunyadaki olaylari deneyimlemek istiyorsaniz bu oyun tam size gore.
https://store.steampowered.com/…entum__dark_sorrow/
-----masochisia
https://www.youtube.com/watch?v=2dbblhmlnzu
acikcasi bu oyun agir psikolojik problemler, travmalar ve bunlardan muzdarip insanlar uzerine oldugu icin herkese hitap etmez. cunku asiri karanlik bir psikolojisi, hatta yer yer tahammul edilemez bir atmosferi vardir. bulmacalar cok kolay oldugu icin asil amac hikayeleri ogrenmektir. yine de benzersiz bir is oldugu icin bence oynanmalidir.
https://store.steampowered.com/…/396310/masochisia/
-----little kite
https://www.youtube.com/watch?v=k1jv5kuus3a
sovyet dunyasinda yasayan insanlarin ic bunaltan gundelik yasaminda aile ici siddet, alkol problemine bagli mutsuzluklar gibi karamsar bir hikaye uzerinden ilerleyen guzel bir adventure oyun. yapimcisi slav oldugu icin bu soguk ve karamsar tarz garip gelmiyor.
https://store.steampowered.com/…610120/little_kite/
-----repentant
https://www.youtube.com/watch?v=gebn_xnvzt8
yine slavlardan cikan karanlik bir oyun. eski karisina kotu davranislari yuzunden pismanlik duyan ve bunu kendince duzeltmeye calisirken herseyi daha da berbat hale getiren alkol bagimlisi bir adamin hikayesini el cizimi grafiklerle oynamak istiyorsaniz bu oyunu deneyin.
https://store.steampowered.com/…p/874370/repentant/
-----whispers of a machine
https://www.youtube.com/watch?v=9d4zme6atqk
yine gelecekte gecen sibernetik ve dedektiflik odakli cyberpunk/cyber noir tarzda guzel oyun. acikcasi bazi noktalar biraz banal gelse de genel olarak cok kalburustu bir oyun.
https://store.steampowered.com/…spers_of_a_machine/
-----sol705
https://www.youtube.com/watch?v=4j-flucviyu
ucretsiz olarak oynayabileceginiz kisa bir adventure oyun. 90'larin dunyasinda gecen ve genclik temali bu oyunda okuldan kacip arastirma laboratuarina giden genclerin basina gelen olaylari cok guzel pixel art grafiklerle deneyimleyerek eski gunleri yad edebilirsiniz.
https://store.steampowered.com/app/814920/sol705/
https://sol705.itch.io/sol705
ve tabii ki olur ki duymayan vardir diye;
-----thimbleweed park
https://www.youtube.com/watch?v=zrmh1afhhqq
efsane oyun gelistirici ron gilbert'in muhtesem oyunu. kesinlikle bir basyapit. cok soz etmeye gerek yok, oynamak her adventure oyuncusu icin farzdir.
https://store.steampowered.com/…0/thimbleweed_park/
daha onceki yillardan oyun ornekleri icin; (bkz: #49709853)
herneyse, bunlar disinda yuzlerce oyun da var elbette, ama sirf bu oyunlarin bile cogunu adventure meraklilarinin buyuk bir kismi oynamamistir. zaten backlog denen muhabbet de bu sebeple iyice cigirindan cikti son yillarda. yani oynanacak cok oyun ama oynayacak az zaman var. insanlarin "bir ara oynarim" dedikleri oyunlarin listesi her gecen gun buyuyor, sonucunda da haliyle neredeyse hic biri oynanmiyor. bu ozellikle adventure gibi turu sevenlerinin cogunun yas ortalamasinin yuksek oldugu oyun turu olunca, oyunlara ayirabildikleri zaman genclere gore daha kisitli oluyor. artik adventure tarzinin tekrar duze cikmayacagini gormek icin muneccim olmak gerekmiyor.
bu sebeple de adventure oyun satislari o kadar dustu ki artik wadjet eyes games ve daedalic entertainment dahil hicbir firma kar edemiyor, yavastan piyasadan cikiyor veya tarz degisikligine gidiyorlar. kalanlar artik tek basina veya birkac kisiyle adventure oyun gelistirmeye calisan amator oyun gelistiriciler.
hele bir de yeni cikan adventure oyunlara yapilan yorumlar var ki insanin midesini bulandiriyor. en son beautiful desolation gibi bir adventure basyapitina yapilan yorumlari gorunce acikcasi oyle midem bulandi ki bu saatten sonra adventure oyun gelistirmenin asiri aptalca oldugu konusundaki kararim kesinlesti. neyse, saglik olsun. cok yoruldum lan, gidip biraz dinleneyim.
evine giren hırsızı öldüren adamın tutuklanması
-
tam tersi olsaydı hırsız ev sahibini öldürseydi 3-5 yıl yatar çıkardı ya da tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırdı. neden 30'dan fazla sabıkası olanlara birşey olmuyor?
17 ağustos 2021 taksi durakları açıklaması
-
--- spoiler ---
istanbula 17.395 adet taksi yeterlidir, yeterli olmayan tek şey tarife ücretidir.
dünyanın hiç bir yerinde bir bardak kahveden daha ucuz taksimetre tarifesi yoktur.
istanbulun hakiki taksi müşterisinin taksiye ulaşamamasının tek sorumlusu @ekrem_imamoglu ve @istanbulbld dir.
--- spoiler ---
şeklinde olan açıklamadır. kaynak.
utanmazlar. bunlar son zamanlarda iyice işin suyunu çıkardılar. yolcu falan almıyorlar. 10 tane boş taksi geçiyor biri lütfedip durursa biniyorsunuz. dünyayı örnek vermişler. taksimetre tarifesi asla ucuz olmadığı gibi istanbul'daki taksi sayısı da skandal derecesinde yetersizdir. istanbul'un yarı nüfüsu kadar olan londra'da 21 bin, yine istanbul'un yarı nüfüsu kadar olan new york'da tam 86 bin taksi var.
şaka gibi ya. bunlar devleti sarı öfke diye tehdit edip uber'i yolladılar ülkeden. türkiye'de über'in memnuniyet oranı sanırım %98 falandır. yazık. plaka rantı sebebiyle 20 milyonluk şehir taksicilerin ve plaka sahiplerinin oyuncağı olmuş durumda.
edit: murat ongun dün şöyle bir açıklama yapmış: https://twitter.com/…tatus/1427575734189580322?s=21
trt spikerinin canlı yayında bayılması
-
türkiye'nin özeti gibi videodur. cumhurbaşkanı erdoğan diye diye bir suya muhtaç kalıp düşüyoruz
we are coming from turkish television
-
kimbilir belki de taş fransız milletvekilinin zamanında marsilya sahillerinde maruz kalmış olduğu cümledir.
(bkz: acun firarda)