hesabın var mı? giriş yap

  • :) edit : manchester united 2-3 galatasaray ( uefa şampiyonlar ligi 2023-2024 )

    bruno fernandes: "evet şuan formda bir takım değiliz ama türkiye liginden bir rakip için özel olarak motive veya çalışma yapmadık! galatasaray'ı avrupa'da herkes tanır fakat lig temposu olarak bizimle hiçbir türk takimi başa çıkamaz. bu maç bizim çıkış maçımız olacak!"

    kaynak

    manchester united 3-3 galatasaray ( uefa şampiyonlar ligi 1993-1994 )

    manchester united 0-1 fenerbahçe (uefa şampiyonlar ligi 1996-1997)

    fenerbahçe 3-0 manchester united (uefa şampiyonlar ligi 2004-05)

    manchester united 0-1 beşiktaş ( uefa şampiyonlar ligi 2009-2010 )

    galatasaray 1-0 manchester united (uefa şampiyonlar ligi 2012-2013)

    fenerbahçe 2-1 manchester united ( uefa avrupa ligi 2016-2017 )

    istanbul başakşehir 2-1 manchester united (uefa şampiyonlar ligi 2020-2021)

    manchester united 2-3 galatasaray ( uefa şampiyonlar ligi 2023-2024 ) new !

  • üzgünüm ama değiliz. hayır çıksaydı böyle hashtag olur muydu? muhtemelen seçim yenilenir, kasap bıçaklılar sokağa çıkar, doblolarıyla dehşet saçardı.

  • bos istir.

    sma ilacina kafa yormaktansa sma'nin erken teshisle onlenmesine kafa yorarak her yil yaklasik 200 bebek ve milyonlarca dolar kurtulabilir.

    ama psikolojisi sallantida halkimizin vicdani bu sekilde rahatlar mi bilemem.

  • havaların soğuduğunu arif' in maça boğazlı kazakla çıkmaya başlamasından anlayabilirsiniz.
    ayrıca ben hakem olsam maça çıkarken direkt sarı kart gösteririm kartı da cebine koyarım o şekilde oynasın uğraştırmasın beni..

  • yenikapı-hacıosman metro seferini yapan belirli bir makinistin (7.50 civarında yenikapı'dan yola çıkan treni kullanan kişi oluyor, artık sesinden tanıyoruz) her sabah hareket etmeden önce sevgi dolu bir sesle "sevgili yolcularım, hepinize çok güzel bir gün diliyorum" diye anons yapması, beş karış suratlı metro ahalisinde tebessüm oluşturması.

  • ülkemizin insanının proteinden ne kadar uzak kaldığını gösteren haritalardır.

    portekizliler, ispanyollar etleri baya bir gömüyorlar, fakat bu liste içinde balık ve tavuğun da dahil olduğu genel bir et tüketim haritası. tabiki chorizo denen sucuk sabah , öğlen , akşam her zaman tüketiliyor , tapas denen şey etsiz olmaz. bunun yanı sıra portekiz'e sardalya zaten sürekli her şeyde yenilen bir balık.

    balık etinde ise gerçekten norveçli balıkçılar tüm ülkenin gıda ihtiyacını karşılıyorlar. somon ekmek gibi tüketiliyor.

    izlanda 'nın zaten başka şansı yok. hava ve iklim koşullarından dolayı hayvancılık ve tarım sınırlı ve ithalat kolay değil. mecburen balıkçılık sayesinde doyuyorlar.

    balkanlardaki et tüketiminin az olması beni şaşırttı ama bunu kültürel yapıdan çok ekonomik yapıya bağlıyorum.

    obezite konusunda ise ülkemizin birinci olmasının sebebi hamur işleri ve şekerdir. sabahları ikişer ,üçer poğaça ile güne başlayıp 4-5 şekerli çaylar içeriz. zaten biraz buruk , biraz eksi tatları beğenmeyiz. bir tatlının , çikolatanın , meyve suyunun iyi olma kriteri çok tatlı olmasıdır. eğer tatlı değil kakao , meyve veya farklı bir aroma tadı alınırsa bunu kimse beğenmez.

    tüm bunların yanında spor alışkanlığı olmaması , kimsenin yürümeyi sevmemesidir. altında araç olan 300 mt yürümeyi bile kendine yediremiyor. en çok yürüdüğümüz yerler avm lerin içi. bir de gece yatmadan önce yenilen kuruyemişler ve günde 4-5 öğün tüketimler, ekmekler ile bu daha da artıyor. kaliteli ve besin değeri yüksek gıdalar yerine vücudumuza bolca karbonhidrat , şeker ve yağ giriyor.

    bosna-hersek 'in ise obezitede en düşük ülke olmasının nedeni boşnak böreği ve cevabi yi bir kenara bırakırsak ülke halkının genlerinden dolayı sporu sevmesi ve spora olan yatkınlığıdır. aklınıza hemen futbol, basketbol , voleybol gelmesin . ülkede yapılan sosyal aktiviteler trekking , dağcılık , yürüyüş , kayak , yüzme gibi bir çok şey yaşam tarzlarına girmiştir. bosna mutfağı eski yugoslavya ülkelerinde bile kalorisi en yüksek yemekleri barındırmasına rağmen yaşam tarzı ve spor alışkanlıkları obezite oranın düşük olmasına etki eder. bir de çok mantıksız olmasa da boyları yüksek olduğundan dolayı vücut kitle endeksleri düşük çıkar. birde bu bölgede yugoslavya dönemi ve yakın dönem savaş zamanından dolayı iki öğün alışkanlığı ve bol kahve tüketimi vardır.

    edit : imla ve obezite eklentisi

  • süleyman demirel anlatıyor;

    "39 yaşında başbakan oldum. ana muhalefet lideri ismet inönü idi. yeminle söylüyorum, onunla görüşmeye giderken dizlerim titrerdi. ben alt tarafı çoban sülü, o ise garp cephesi kumandanı, cumhuriyet’in ikinci adamı idi..."

    seçimlerden %50 oy alarak başbakan olan demirel, meclisin ilk günü meclis binasında ismet inönü ile karşılaşır. inönü sorar;

    "meclisin kaç merdiveni var, süleyman biliyor musun?"

    "bilmiyorum!" diye cevap verir, demirel.

    beklemediği bir soruyu yanıtsız bırakan demirel içten içe bozulmuştur. birkaç gün sonra yine mecliste inönü'nün yanına giden demirel kulağına eğilerek;

    "efendim, meclisin 220 merdiveni var!" der.

    "kime saydırdın?" diye sorar inönü.

    "bizzat ben saydım efendim!" der, demirel.

    ve bunun üzerine inönü'den tarihi bir söz duyar;

    "bak süleyman, lider odur ki zor işlerle uğraşsın. lider basit işleri kendi yapmaz. bak mesela ben meclisin kaç merdiveni olduğunu bilmiyordum. sana saydırdım..."

  • volkan'ın bir bölümde aslı'nın kafasına attığı vazodan dolayı hafızasını kaybetmiş taklidi yaparken selin'in göğüslerine dokunup çocuk edasıyla "bu ne?" dediği bölüm (ertesi günü aynısını kız arkadaşıma yapmayı denemiştim :) masum çocuk ayağını yemedi tabii).

    volkan'ın besteleri. bunlardan birinde "bill gates dert babasıdır, msn garip yuvasıdır, google earth'te gezdim durdum, seni bir sokakta buldum, yanındaki o adamla nişanlanmış dediler" gibi süper sözler vardı.

    gülenay'ın "teyze" şarkısı. "senin ağzınn ne der teyzeee, senin kalbiiin yok mu teyzeee. söyle teyzeeee" diye arabeske gark olmuştu. 2005 kışında bir gece, ertesi günkü finale çalışırken elektrikler kesilmişti. gecenin 2'sinde mum ışığında bu şarkıyı söyleye söyleye finale çalışmıştım lan ben!

    ve tabii ki burhan altıntop. özellikle ilk zamanlar şesut'la didişmeleri. ona "sirsiriii" diyerek saldırması.

    hepsinden öte avrupa yakası'ndan akılda kalanlar, o günlerde yaşadığınız ve geri dönmeyecek tüm güzel şeylerdir. çünkü avrupa yakası o güzel şeylerin bir parçasıdır. benim için bir diziden ötedir.